Kocaeli İl Müftülüğü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 87. yıl dönümü dolayısıyla 10 Kasım 2025 Pazartesi günü saat 12.30’da kent genelindeki tüm camilerde Mevlid-i Şerif okunacağını duyurdu. Atatürk, şehitler ve hayatını kaybeden gaziler anısına düzenlenecek program için ilçe müftülüklerine resmi yazı gönderildi. Kararın Kocaeli Valiliği tarafından alındığı ve uygulamanın tüm merkez camileri kapsayacağı belirtildi. Müftülük, bu uygulamanın 10 Kasım’a anlamlı bir dini boyut kazandırmayı amaçladığını ifade etti.
DİYANET-SEN’DEN KARARA TEPKİ: “BAŞKANLIK BAYPAS EDİLDİ”
Söz konusu uygulama, Diyanet-Sen cephesinde rahatsızlık yarattı. Sendika Genel Başkanı Ali Yıldız, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada kararı “manidar” olarak nitelendirdi. Yıldız, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yetki alanına giren bir konuda Valilik tarafından alınan bu kararın kurum hiyerarşisini görmezden geldiğini savundu. “Diyanet İşleri Başkanlığı neden baypas edilmiştir?” sorusunu yönelten Yıldız, uygulamanın daha önce benzeri olmayan bir biçimde hayata geçirildiğini, bu nedenle kararın gerekçesinin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini söyledi.
“CAMİLER LAİKLİK TESTİ MEKÂNI DEĞİLDİR”
Ali Yıldız, açıklamasında kullandığı ifadelerle dikkat çekti. “Ne camiler laiklik ve Kemalizm testi mekânıdır ne de din görevlileri laikçi bağnazların emir eridir” diyen Yıldız, mevlid kararının ardında ideolojik kaygılar olabileceğini öne sürdü. 10 Kasım gibi günlerde hutbe verilmemesini eleştiren bazı çevrelere gönderme yapan Yıldız, “Her 10 Kasım’da laik atak geçiren çevreleri memnun etme çabası bu kararda etkili olmuş mudur?” sorusunu gündeme taşıdı.
“DİN GÖREVLİLERİ MEVZUAT VE DİNİN HÜKÜMLERİNE GÖRE HAREKET EDER”
Diyanet-Sen Genel Başkanı, din görevlilerinin görevlerini yalnızca İslam’ın ilkeleri ve mevcut mevzuat çerçevesinde yerine getirebileceğini vurguladı. Camilerde düzenlenen her programın İslam’ın ruhuna uygun olması gerektiğini belirten Yıldız, “Her önüne gelenin din görevlilerini keyfi şekilde talimatlandırmasını kabul etmemiz mümkün değildir” ifadesini kullandı. Siyasi ve bürokratik baskılarla camilerin istismar alanı hâline getirilmesine karşı olduklarını dile getiren Yıldız, uygulamanın “Eski Türkiye”yi hatırlattığını ve bu yaklaşımın günümüz Türkiye’sine yakışmadığını savundu.
