Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçti. Ancak depremzedelerin yüreğindeki sızı hâlâ ilk günkü gibi. Deprem sırasında 32 yaşında olan Emin Güler, ailesinden 12 kişiyi kaybetmenin acısıyla yaşamını sürdürüyor. Güler, “17 Ağustos, ağustos ayı olmasın, ya da takvim atlasın istiyorum” dedi.
Deprem Gecesi Yaşanan Panik ve Korku
Emin Güler, 17 Ağustos gecesi yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Deprem tecrübemiz yoktu. İlk sallandığımda uyandım ve ‘Deprem oluyor’ dedim. Elektrikler kesildi, her yer sallanıyordu. Panik halindeydik, ne yapacağımızı bilemedik. Yatalım mı, kalkalım mı, dışarı mı çıkalım, karar veremiyorduk.”
Enkaz Başında Günler
Depremin ardından yakınlarının enkazda beklenmesini ve yaşadığı çaresizliği anlatan Güler, “Her gün küçük kardeşimizin yıkılan binasına gidiyorduk. ‘Bugün mi çıkar? Sağ mı çıkar?’ diye düşünüyorduk. Yeğenim 5 yaşındaydı, en azından onun çıkmasını umut ediyorduk. Ama hiçbiri çıkmadı” dedi.
Acıyla Yüzleşmek
Kardeşi Feridun ve ailesinin enkazdan 7 gün sonra çıkarıldığını anlatan Güler, “Kardeşimin derisi eldiven gibi çıkmıştı, cildi siyahlaşmıştı. Cenazeyi yıkayamadık, sadece üstünden biraz su tuttular. Gözümüzden gitmiyor işte bu günler” ifadelerini kullandı.
Hayata Tutunmak İçin Çalıştı
Depremin ardından çadırkentte yaşadıklarını ve acısını unutmak için işe sarıldığını anlatan Güler, “Çadırda çok bunalmıştım. ‘Başın sağ olsun’ demelerinden bile yoruluyordum. Kafamı dağıtmak için çalışmak istiyordum” dedi.
26 Yıl Sonra Acı Hâlâ Taze
Emin Güler, 17 Ağustos’u hiçbir zaman unutamayacağını belirterek, “Ağustos ayı olmasın, ya da takvim atlasın istiyorum. Düşündükçe üzülüyoruz. Biz mi kurtulduk, ölenler mi kurtuldu acaba? O gece güneş doğarken biraz isyankar da olmuştuk” ifadelerini paylaştı.