Ak Parti’nin 31 Mart Stratejisi!

Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Abone Ol

Türkiye siyasi tarihinde girdiği her seçimden başarı ile çıkan Ak Parti’yi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı anlatmama gerek olmadığını düşünüyorum.

Ak Parti’ye en muhalif olanlar dahi bu gerçekliği kabul ediyor.

Diğer taraftan bir beklentim olmadığı için de ballandıra ballandıra bu başarı öyküsünü anlatamam.

Ak Parti kim ne derse desin seçimlerde doğru strateji ve iyi propaganda yapmayı başarıyor.

Medyanın önemini en iyi anlayan partinin, Ak Parti olduğunu düşünüyorum.

Peki başta şahsım olmak üzere ekonominin kötü gittiğini yazıyoruz.

Hatta bu ekonomiden dolayı “Ak Parti ilk defa yerel seçime girecek” diyen bir gazeteciyim.

Peki her seçim dönemi hataları, eksikleri anında gören Ak Parti, 31 Mart 2019 yerel seçiminde nasıl bir strateji planlıyor?

Siz bakmayın ‘biz açık ara öndeyiz, seçimi kesin kazandık’ diyen Ak Parti yöneticilerine, Genel Merkez işi sıkı tutuyor.

Ak Parti Genel Merkezi yaptığı saha çalışmasında vatandaşın gündem başlıklarını belirlemiş.  

*İşsizlik,

*Enflasyon

*Geçim sıkıntısı

Vatandaş aslında diyor ki bırak seçimi, bizim gündemimiz geçim.

Geçimde sıkıntı var.

Şimdi bu başlıkları Ak Parti vatandaşa anlatacak.

Nasıl mı anlatacak?

Ekonomik operasyon var diyecek.

Milli beka problemini anlatacak.

Ak Parti Genel Merkezinin yaptığı saha çalışmasında bir büyük problemle daha karşılaşılmış.

Parti içi kırgınlıklar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Trenden inen bir daha binemez” demişti. Belli ki bu rest çok uzun sürmeyecek. Alınan karar açık; FETÖ ve PKK’ya bulaşmayan, AK Parti’ye gönül kırgınlığı olan kesimlerle diyalog kurulacak.

Özellikle Kürt kökenli partililerin kırgınlığının öne çıktığı konuşuluyor.

Burada formül ise sisteme dahil etme olarak belirlendi.

Bu ne demek mi?

Eski isimler, mevcut görevdekiler yeniden saha çalışmasına dahil edilecek.

Boşta kimse bırakılmayacak.

İşte Ak Parti yukarıda net olduğu gibi bu yerel seçimde ekonomi ve partiden kopanlara sınav verecek.

İkna turuna çıkacak.

Diğer bir anlamda Ak Parti’nin 31 Mart stratejisinin oy artırmadan çok var olanı korumaya yönelik olduğunu söyleyebiliriz.