Eleştirdim.
Davalık olduk.
Makamı kullanarak, baskı kurmaya kalkışmadı.
Makamdan gelen güçle, menfi düşünmedi.
Yasal olarak hakkını aradı.
Diğerleri gibi işimizle, gücümüze oynamaya kalkmadı.
Dava devam ederken, özellikle basın toplantılarına davet etti.
Şaşırttı beni.
Nefis yapıp, sansür uygulamadı.
Övdüğüm projeleri oldu.
Takdir ettim.
Belediye Başkanı, gazeteci seviyesini hep korudu.
Olması gerektiği gibi davrandı.
Aynı düşüncede değildik, biliyordu ama ayrım yapmadı.
Yani didiştik, dertlendik ama hep meselemiz memleket oldu, Başiskele oldu.
Başiskele Belediye Başkanı Hüseyin Ayaz’dan bahsediyorum.
Bugün gazetemize geldi.
Çay içerek samimi bir sohbet ettik.
Ben yine her zaman ki eleştirdim, gözlemlerimi aktardım.
O analizlerini anlattı.
Konuştuklarımızın benle mezara gideceğini oda biliyordu.
Kabul etmem lazım, söylediği çoğu konuda haklıydı Hüseyin Ayaz.
Sonra kendisini gözlemledim.
Kırgın mı, değildi.
Nefis yapmış mı, hayır.
Bunu bir bitiş mi olarak görüyor, hayır.
Tam tersine millete hizmet yolunda hayalleri, hedefleri var.
Saklamıyor da…
Yasin Özlü’ye karşı samimi ve gerçekten destek olmak istiyor.
Ak Parti’nin Başiskele’de yine çok yüksek oy alacağına emin.
Bu sefer ki duruşu bana göre Ak Parti’ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vefa duruşu.
O kapıdan çıktığında şunu düşündüm.
Siyasetçi kolay yetişmiyor.
Kocaeli’nin en hızlı gelişen ilçesini inşa etti.
Bırakın merkezi en uç Gebze’nin dahi manşeti olmayı başardı.
Eksikleri, artıları kendine ama beldelerin birleştiği en zor süreci yönetti.
2009 yılında 12 milyon 293 bin 549 TL olan geliri 131 milyon 556 bin 514 TL çıkardı.
10 yılda nüfus yüzde 100 oranında arttı.
İstanbul’dan dahi göç alacak bir ilçe inşa etti. Nüfus 53 binden 99 bine çıktı.
Ruhsat harçlarından 6 milyon kar sağladı.
Gelirde 11 kat giderde ise 8 kat büyüdü.
Fen işleri 10 yılda 160 milyon TL tutarında yatırım yaptı.
Rakamlarla ilçeyi size aktardım.
Bana göre siyasette en önemli başarı aktör olmaktır.
Aktör olan kişinin özgün ağırlığı var demektir.
Hüseyin Ayaz bunu başardı.
İlçesinde aktör oldu.
Bunu 1 Nisan günü hep birlikte göreceğiz.
Yarının ne olacağını kimse bilemez.
Ama bence bir gün yeniden, farklı bir yerde biz gazeteciler Hüseyin Ayaz’ın toplantısında kendisini dinliyor olacağız…
Bir söz verdi, İskender Pala’nın kitabını göndermesini bekliyorum.
Belki kitabın yarı sayfasında yazdığım gerçek olabilir.
Bu da benim öngörüm…
Aslında şunu söylemek istiyorum.
Kolay siyasetçi yetiştiremiyoruz.
Bence bu tecrübe mutlaka bir yerlerde değerlendirilmesi lazım.