Teori Dergisi’nin Ağustos sayısı, İran ile İsrail arasında yaşanan 12 Gün Savaşı’nı çok yönlü analiz eden kapsamlı bir dosya ile çıktı. Sayı, emperyalizm, siyonizm, savaş teknolojisi ve yeni uygarlık arayışları ekseninde önemli değerlendirmeler sunuyor.
İran ile İsrail arasında yaşanan ve tüm dünyayı sarsan 12 Gün Savaşı, Teori Dergisi’nin Ağustos sayısında kapsamlı bir dosya konusu oldu. Dergi; savaşın teknik boyutları kadar, stratejik, politik ve ideolojik yönlerini de derinlemesine ele alıyor. İran’ın ABD ve İsrail’e karşı verdiği direniş, yalnızca askeri değil, aynı zamanda medeniyetler arası bir mücadele olarak yorumlanıyor.
Yeni Çağın Eşiğinde: Perinçek’ten Teorik Yorum
Dr. Doğu Perinçek’in kaleme aldığı “İran’ın İsrail’e ve ABD’ye Karşı 12 Gün Savaşı Üzerine” başlıklı makale, savaşın yalnızca füzelerle değil, aynı zamanda ideolojik ve stratejik boyutlarla da yürütüldüğünü savunuyor.
Perinçek, İran’ın direnişini emperyalizme ve siyonizme karşı bir özgürlük cephesi olarak değerlendirirken, Türkiye’nin bu denklemdeki yerini de analiz ediyor. Makalede ayrıca Netanyahu-Trump çelişkisi ve ABD’nin iç politik bölünmeleri de önemli yer tutuyor.
Kadan’dan Asimetrik Savaş Analizi
Tevfik Kadan, “12 Gün Savaşı’na Asimetrik Bakış” başlıklı yazısında, savaşın yalnızca İran ve İsrail arasında geçen bir çatışma olmadığını, büyük güçlerin müdahalesi ve nükleer caydırıcılık tartışmalarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Kadan’a göre, İran’ın direnişi yalnızca askeri bir başarı değil; aynı zamanda bu ülkenin kültürel ve siyasal dokusunun bir yansıması. Yazıda, İran’ın savunma doktrinlerinden Şii Hilali tartışmalarına kadar birçok konuya da yer veriliyor.
Siyonizmin Tarihsel İzleri: Yeniacun Anlatıyor
Dergide, Dr. Selim Han Yeniacun ile gerçekleştirilen kapsamlı söyleşide, siyonizmin tarihsel kökleri masaya yatırılıyor. Yahudi göçlerinden Rothschild ailesine uzanan tarihsel hat üzerinden modern siyonizmin finans kapital ile iç içe gelişimi açıklanıyor.
Yeniacun, siyonizmin yalnızca bir politik hareket değil; aynı zamanda kapitalist-emperyalist sistemin bir aracı olduğunu vurguluyor. Söyleşi, Filistin meselesini tarihsel derinliğiyle kavramak isteyen okuyuculara önemli ipuçları sunuyor.
Kıbrıs: Siyonist İşgalin Sessiz Cephesi
Yasemin Öztürk’ün yazısı, Kıbrıs meselesine alışılmışın dışında bir bakış getiriyor. Kıbrıs’ın yalnızca Türk-Yunan çekişmesinden ibaret olmadığını belirten Öztürk, adanın İsrail merkezli siyonist stratejilerin yeni hedefi haline geldiğini ileri sürüyor.
Enerji projeleri, arazi satın almaları ve askeri iş birlikleri üzerinden gelişen bu stratejik yayılmanın Türkiye’ye doğrudan tehdit oluşturduğu vurgulanıyor.
Modern Savaşın Kodları: Stratejik Zekâ ve Teknoloji
İhsan Sefa’nın makalesi, 12 Gün Savaşı’nı doğrudan askeri taktikler ve kullanılan silah teknolojileri açısından inceliyor. Hava sahası denetimi ve füze sistemleri gibi konuların değerlendirildiği yazıda, klasik savaş anlayışının çöktüğü; yerine dijitalleşmiş, sınır aşan bir harp stratejisinin geldiği belirtiliyor.
İran İslam Devrimi: Sömürgeciliğe Karşı Direnişin Modeli
Mesud Sadrmohammedi, İran İslam Devrimi’ni sadece bir rejim değişikliği değil, Batı merkezli sisteme karşı bir direniş modeli olarak değerlendiriyor. Devrimin sömürgeciliğe karşı kolektif bir bilinç ve bağımsızlık arzusu olarak ortaya çıktığını vurgulayan yazar, İran’ın hâlâ neden kuşatma altında olduğuna dair kapsamlı bir çerçeve sunuyor.
İran’ın Direnişi, Mazlum Halkların Mücadelesi
Teori Dergisi’nin Ağustos sayısı, İran’ın 12 günlük savaşını teknik, siyasi, ideolojik ve hukuki boyutlarıyla mercek altına alıyor. Dergi, bu direnişi yalnızca İran’ın değil; bölgedeki tüm mazlum halkların ortak onur ve varlık mücadelesi olarak değerlendiriyor.
Dosyada uluslararası hukuk sisteminin çifte standartları, Gazze’deki insanlık dışı uygulamalar ve küresel düzenin çöküş sinyalleri de önemli başlıklar arasında yer alıyor.
Yeni Bir Uygarlık Arayışı
Ağustos sayısı; emperyalizme, siyonizme ve Batı merkezli dünya düzenine karşı teorik bir duruş sergiliyor. Yazılar, sadece mevcut savaşı değil, geleceğin muhtemel jeopolitik kırılmalarını da anlamak için önemli veriler sunuyor. İran’ın direnişi, Asya merkezli yeni bir dünya düzeninin inşasında kilit rol oynayan tarihsel bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.