MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 22. Dönem Sertifika Töreni’nde yaptığı konuşmada hem güncel siyasi gelişmelere hem de toplumsal meselelerin derinleşen boyutlarına dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Bahçeli’nin konuşmasında en çok yankı uyandıran ifadelerden biri, İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın mesajlarına dair oldu. MHP lideri, “PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul, müspet, muteber ve muayyendir” diyerek, bu mesajların kamuoyuna yanlış yansıtıldığını söyledi.
DEM Partili bazı isimlerin “Öcalan silah bırakma çağrısı yapmadı” yönündeki açıklamalarına sert tepki gösteren Bahçeli, bu tutumun “berrak suyu bulandırmak” anlamına geldiğini vurguladı. Bahçeli ayrıca, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu ahlaki erozyona dikkat çekerek, suç çeteleri, çocuk yaştaki tetikçiler ve artan şiddet vakaları üzerinden bir “ahlak krizi” değerlendirmesi yaptı.
“PKK’NIN KURUCU ÖNDERLİĞİNİN MESAJLARI MAKUL, MÜSPET, MÜTEBER”
Bahçeli’nin konuşmasında en fazla öne çıkan konu başlıklarından biri, İmralı’dan gelen mesajlara yönelik değerlendirmesi oldu. Bahçeli, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 4 Aralık'ta gerçekleştirdiği 19. toplantıda bu açıklamaların ele alındığını ifade ederek, “PKK’nın kurucu önderliğinin mesajları makul, müspet, muteber ve muayyendir” dedi.
DEM Parti cephesinden gelen “Öcalan silah bırakma çağrısı yapmadı” şeklindeki yorumlara tepki gösteren MHP lideri, “Bu mesajın hilafına kamuoyuna maksatlı açıklamalar yapmanın, süreci çarpıtmanın ve berrak suyu bulandırmanın hiçbir mana ve ehemmiyeti yoktur” diyerek sürecin provoke edilmeye çalışıldığını savundu.
“CİZRE PROVOKASYONU BİZİ YILDIRAMAZ”
Bahçeli, konuşmasının bir diğer bölümünde Cizre’de yaşanan olaylara değinerek, “Cizre provokasyonu, Kandil’den yapılan bazı sorumsuz ve sakat açıklamalar bizi yıldıramayacaktır” ifadelerini kullandı. Bahçeli, bu tür girişimlerin hedefinin toplumsal huzuru sabote etmek olduğunu belirtti.
Siyasi arenada giderek artan gerilimli söylemlere karşı ise net bir tutum takındı: “Provokatif çıkışlara, tahrik ortamını canlandırmaya dayalı küstah söylemlere rağmen aşama aşama, kademe kademe sonuca doğru gidiyoruz” diyen Bahçeli, “Terörsüz Türkiye” hedefinden sapmayacaklarının altını çizdi.
“AHLAK KRİZİ TOPLUMU SARIYOR”
Bahçeli’nin konuşmasının bir diğer önemli başlığı ise toplumda yaygınlaşan değer erozyonuydu. Türk futbolundaki bahis iddialarından, çocuk yaşta suç örgütlerine karışan bireylere kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, bu durumu “ahlak krizi” olarak niteledi.
Uyuşturucu kullanım yaşının düşmesinden, adalet sistemine yönelik saldırılara kadar birçok örnek veren Bahçeli, “İnsanların birbirlerini basit sebeplerle boğazlaması, yeni nesil çetelerin etrafa korku salması bir ahlak krizi değil midir?” sorusunu yöneltti.
Ayrıca Büyükçekmece Adliyesi'nde yaşanan hırsızlık vakasına da dikkat çeken Bahçeli, “Emaneti ihanet etmek ahlak krizi değil midir?” diyerek kamu kurumlarındaki yozlaşmaya da işaret etti.
“BEN ELBETTE BOZKURTUM, ÖYLE DE GÖÇÜP GİDECEĞİM”
Konuşmasının sonunda hem sembolik hem de siyasi bir mesaj vermeyi ihmal etmeyen Bahçeli, “Ben elbette Bozkurtum. Ecel aman verdikçe Bozkurt olacağım, öyle de göçüp gideceğim” dedi. Bu sözlerle hem parti tabanına hem de dışarıdan gelen eleştirilere net bir duruş sergileyen Bahçeli, “Barış kuşunun ikinci kanadı inşallah takılacak, uçuşunu herkes görecektir” ifadesiyle sürece dair umutlu bir tablo da çizdi.
Kürt vatandaşlara yönelik ise kapsayıcı bir dil kullanmaya özen gösteren Bahçeli, “Kürt kardeşlerimizin alayını hasretle, muhabbetle, hürmetle kucaklıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.



