İstanbul Finans Merkezi’nde düzenlenen Dünya Gazetesi Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin dayanıklı yapısına vurgu yaptı. Şimşek, küresel ekonomide yaşanan belirsizliklere rağmen Türkiye’nin güçlü bir programla yoluna devam ettiğini belirterek, bazı sektörlerdeki sıkıntıların farkında olduklarını ve bu sorunları birlikte aşacaklarını söyledi.
“Onlara karşı asla duyarsız değiliz. Biz yardımcı oluyoruz, daha çok olacağız. Birlikte o zorlukları aşacağız, yeni ufuklara doğru da yol alacağız.” ifadelerini kullanan Bakan Şimşek, küresel koşulların Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için destekleyici bir noktada olduğunu kaydetti.
KÜRESEL EKONOMİDE DENGE ARAYIŞI DEVAM EDİYOR
Şimşek, küresel ekonomiye ilişkin değerlendirmesinde ABD-Çin arasındaki anlaşmanın gerilimi azalttığını, dezenflasyon sürecinin sürdüğünü ve emtia fiyatlarının göreceli olarak istikrarlı seyrettiğini ifade etti.
Küresel finansal koşulların Türkiye açısından elverişli hale geldiğini belirten Şimşek, “Uzun vadede hem fırsatlar hem de yapısal zorluklar var. Ancak biz bu fırsatları önceliklendirerek büyüme yolculuğumuzu sürdüreceğiz.” dedi.
Bakan, dünya genelinde artan korumacılığa rağmen Türkiye’nin bu süreçte dirençli olduğunu vurguladı.
KÜRESEL TİCARETTE KORUMACILIĞA KARŞI TÜRKİYE DAYANIKLI
Küresel ticarette korumacılığın arttığını hatırlatan Şimşek, Türkiye’nin bu eğilime karşı avantajlı bir konumda olduğunu belirtti.
“İhracatımızın yüzde 62’si serbest ticaret anlaşmalarımızın bulunduğu ülkelerle. Kalan kısmı da dost ve yakın coğrafyalara yöneliyor. Yani ya kural bazlı ticaret yapıyoruz ya da dost ülkelere mal ve hizmet sunuyoruz.” sözleriyle Türkiye’nin dış ticaretteki güçlü yapısına dikkat çekti.
Şimşek, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerindeki ekonomik hareketliliğin Türkiye için önemli fırsatlar barındırdığını söyledi.
HİZMET İHRACATINDA TÜRKİYE’NİN YÜKSELEN GÜCÜ
Bakan Şimşek, turizm, inşaat, teknik müşavirlik, yazılım, oyun, dizi ve sağlık turizmi gibi alanlarda Türkiye’nin güçlü bir hizmet ihracatçısı konumunda olduğunu vurguladı.
“Hizmet ihracatında pozisyonumuzu güçlendirme potansiyelimiz tahmin edilenden çok daha yüksek.” diyen Şimşek, yapılan reformların ve yatırımların bu alanlarda büyümeyi destekleyeceğini belirtti.
Tedarik zincirlerinin çeşitlenmesi ve bölgesel entegrasyonun da Türkiye’nin ihracat gücüne katkı sağladığını ifade etti.
DÜŞÜK BORÇLULUK VE DEMOGRAFİK AVANTAJ TÜRKİYE’NİN ELİNİ GÜÇLENDİRİYOR
Şimşek, Türkiye’nin düşük borçluluk oranı sayesinde yapısal dönüşüm yatırımlarına kaynak ayırabildiğini söyledi.
“Borç oranı düşük ülkeler dönüşüm için kaynak yaratabilir. Biz de bu avantajı verimliliği artıracak altyapı yatırımlarına yönlendiriyoruz.” dedi.
Genç nüfus ve kadınların iş gücüne katılımının da büyümeyi destekleyen önemli unsurlar olduğunu belirten Şimşek, yaşlı bakım ve sağlık turizmi alanlarında “gümüş ekonomi” fırsatlarına dikkat çekti.
YAPAY ZEKÂ VE DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE HIZLI İLERLEME
Bakan Şimşek, üretken yapay zekâ ve endüstriyel robot teknolojilerinde Türkiye’nin önemli mesafe katettiğini ifade etti.
Fiber altyapı, 5G+ yatırımları, büyük veri merkezleri ve nükleer enerji projelerine yönelik adımların hızlandığını belirten Şimşek, “Bu yatırımlar, daha kaliteli istihdam ve sürdürülebilir büyüme anlamına geliyor.” dedi.
Dijital dönüşümün, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artıracağını vurguladı.
SAVUNMA SANAYİSİNDE İHRACAT HEDEFİ 10 MİLYAR DOLAR
Savunma sanayisinde son yıllarda büyük ilerleme kaydedildiğini belirten Şimşek, “Türkiye’nin savunma sanayisinde 100 binden fazla çalışanı ve 1.400’e yakın projesi var. İhracatımız yıllıklandırılmış olarak 8,4 milyar doları aştı, hedefimiz 10 milyar dolar.” dedi.
Şimşek, İspanya’nın Türkiye’den Hürjet alımını onayladığını da hatırlatarak, bu gelişmenin Türkiye’nin savunma sanayiinde geldiği noktayı gösterdiğini ifade etti.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME VE DAHA ADİL GELİR DAĞILIMI
Programlarının ana hedefinin “sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı” olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, bu hedefe ulaşmak için fiyat istikrarı, mali disiplin, sürdürülebilir dış denge ve yapısal dönüşümün önceliklendirildiğini söyledi.
“Sanayide, yeşil dönüşümde, dijital altyapıda ve üretken yatırımlarda verimliliği artırarak Türkiye’nin büyüme potansiyelini kalıcı hale getirmeyi amaçlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
