Haber&Kamera: Uğur Ulusoy
Kocaeli Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Anasanat Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Yarkın Biçer, çağdaş sanatın sınırlarını zorlayan video enstalasyon çalışmasıyla izleyiciye yeni bir bakış açısı sunuyor. Sanatçı, “Deprem temalı bu çalışma, hem yerleştirme biçimiyle hem de duygusal etkisiyle izleyiciyi sarsıyor” diyor.
HAZIR NESNELERLE YENİ MEKÂN DENEYİMLERİ
Doç. Dr. Hüseyin Yarkın Biçer, uzmanlık alanı heykel olmasına rağmen çağdaş sanatın farklı disiplinlerini bir araya getiren üretimleriyle tanınıyor. Sanatçı, genellikle hazır nesnelerle mekân içinde üç boyutlu uygulamalar yaptığını belirterek, “Heykel kökenli olmama rağmen, çağdaş sanat anlayışıyla biçimlenen enstalasyon çalışmaları üretmeyi tercih ediyorum. Mekânın algısını dönüştürmek, izleyicinin bedenini ve duygularını işin bir parçası hâline getirmek benim için çok önemli” ifadelerini kullandı.
DEPREM TEMALI VİDEO ENSTALASYON
Sanatçının dikkat çeken çalışması, Türkiye’nin acı deneyimlerinden biri olan deprem olgusunu merkezine alıyor. Biçer, bu projeyle ilgili olarak, “Bu çalışma, yaşadığımız depremlerin yarattığı yıkım ve sessizlikten yola çıktı. Genellikle duvarda görmeye alıştığımız televizyonu bu kez yere yerleştirdim. Çünkü depremde yere düşen, kırılan, yıkılan her şeyin bir anlamı var. İzleyici, televizyonu yere koyarak izlediğinde, sarsıntının psikolojik etkisini de yeniden deneyimliyor” dedi.
YERLEŞTİRMEYLE ALGILARI SARSMAK
Biçer, eserinde televizyonun konumunu değiştirerek izleyiciye farklı bir perspektif sunduğunu söylüyor:
“Sanat eserini duvardan alıp yere koymak, hem fiziksel hem sembolik bir hareket. Bu çalışmada amaç, izleyicinin alıştığı güvenli mesafeyi kırmak. Televizyonun yere yerleşmesi, hem bir yıkımı hem de yeni bir bakış açısını temsil ediyor.”
ÇAĞDAŞ SANATTA DUYGUSAL DENEYİMİN GÜCÜ
Doç. Dr. Hüseyin Yarkın Biçer, çağdaş sanatın en önemli gücünün izleyicide bıraktığı duygusal yankı olduğunu vurguluyor. “Heykel veya video fark etmez, önemli olan izleyiciyle duygusal bir bağ kurabilmek. Sanatın dönüştürücü etkisi tam da bu noktada ortaya çıkıyor” diyor.
SANATIN MERKEZİNDE TOPLUMSAL BİLİNÇ
Biçer’e göre sanat, estetik bir ifade biçiminden öte, toplumsal farkındalık yaratmanın en etkili yollarından biri. “Deprem temalı bu çalışma, bireysel bir acıyı değil, kolektif bir travmayı anlatıyor. Sanatın görevi, unutturulanı hatırlatmak ve yeniden düşünmeyi sağlamak” sözleriyle mesajını tamamlıyor.