CHP’li Meclis Üyesinden Sert Tepki: “7 Kişiyi Açığa Almak Yeterli Değil, Soruşturma Genişletilmeli”
CHP’li Meclis Üyesinden Sert Tepki: “7 Kişiyi Açığa Almak Yeterli Değil, Soruşturma Genişletilmeli”
İçeriği Görüntüle

Dilovası’nda yaşanan yangın, sadece bir fabrikanın değil; yıllardır biriken ihmalin, sorumsuzluğun ve vurdumduymazlığın yaktığı bir faciadır.
Altı canımızı kaybettik…
Ama bu yangın, sadece bir binayı değil, bu şehrin vicdanını da kül etti.

“YIKILMASI GEREKEN BİNA BÜYÜTÜLDÜ, ÜSTÜNE ÜSTLÜK RUHSAT VERİLDİ!”

2021 yılında yapılan incelemelerde, bu fabrikanın bulunduğu binanın kaçak yapı olduğu, dönemin belediye başkanı Hamza Şayir döneminde tespit edilmişti.
Belediye encümeni bu binaya para cezası kesmiş, yıkım kararı almış, hatta savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.
Ama ne oldu?
O bina yıkılmadı.
Tam tersine, kat üstüne kat çıkıldı.
Yani yıkılması gereken yer büyütüldü.
Göz yumuldu, sessiz kalındı, görmezden gelindi. Resmen katliama kılıfı hazırlanmış.

Ve bugün…
Yıkım kararı bulunan bu kaçak binaya, bu dönemde, Dilovası Belediyesi’nin mevcut başkan yardımcısının imzasıyla çalışma ruhsatı verildi!
Bu, sadece bir idari hata değildir.
Bu, göz göre göre işlenen bir ihmalkarlıktır.
Bu, “nasıl olsa kimse sormaz” diye yapılan bir vurdumduymazlıktır.

“BU İMZALAR, BİRER SORUMLULUK BELGESİDİR”

Önceki dönemde Hamza Şayir ve yardımcısının göz yumduğu bu yapı,
bugün de mevcut yönetimdeki başkan yardımcısının imzasıyla “yasal” hale getirilmiş gibi gösterilmiştir.
Oysa ortada yasal hiçbir şey yoktur!
Bu imzalar, bu ihmali belgeleyen birer vicdan utancıdır.

“DENETLEMESİ GEREKENLER PARFÜM HEDİYESİYLE SUSMUŞ”

Daha acısı ise şu!
İlçede konuşulan iddialara göre,
sokağın gözü önünde, parfüm imalatı yapan bu fabrikayı denetlemesi gereken bazı görevliler,
ara ara oraya uğramış ama denetim yapmamış,
ellerinde tutanak değil, parfüm hediyeleriyle oradan ayrılmıştır.
Bu iddialar doğruysa, bu olay artık sadece bir ihmalkârlık değil, ahlaki bir çöküştür.
Denetimle görevlendirilen kişi, görevini değil çıkarını düşürüyorsa, orada artık sistem değil, çürüme vardır.

“FABRİKADA İNSAN DEĞİL, EMEK TÜKETİLDİ”

O fabrikada kadınlar, çocuklar, sigortasız işçiler çalıştırılmış.
Yemek ücreti kesilmiş, iş güvenliği sağlanmamış, yangın önlemi alınmamış.
Bu tabloyu görüp de “biz bilmiyorduk” demek artık mümkün değildir.
Bu yangın bir kaza değil, ihmal zincirinin sonucu olan bir felakettir.

“YANGIN KAPISI DEĞİL, TEK KAPILI TUZAK VARDI”

Yangın kapısı yoktu!
Alarm sistemi yoktu!
Binada tek bir çıkış kapısı vardı.
Sol kepenk alevlerle kapandı, sağ taraf ise yangının içinde yok oldu.
İçeridekiler, liyakatsizliğin ve duyarsızlığın kurbanı oldular.
Bu manzaranın adı, “kader” değil, kasıtlı umursamazlıktır.

“DİLOVASI HALKI YİNE KENDİ YARASINI KENDİ SARDI”

Evet, devletin kurumları olaydan sonra seferber oldu.
Ama iş işten geçmişti!
O bina zamanında yıkılsaydı, o ruhsat verilmeseydi, o denetim yapılmış olsaydı
bugün o altı can aramızda olacaktı.

Ve unutulmasın(!)
Bu acıyı Türkiye değil, ötekileştirmiş Dilovası halkı yaşadı.
Yine biz bizeydik…
Acımızı da, öfkemizi de kendi içimizde yaşadık.
Ama artık susmayacağız.
Bu ilçeyi sahipsiz sananlar, bu yangının hesabını hem bu dünyada hem ahirette verecekler.

“ADALET, BU ŞEHRİN EN BÜYÜK İHTİYACIDIR”

Biz siyaset için değil, adalet için konuşuyoruz.
Bu şehirde artık kimse makamının arkasına sığınarak vebalden kurtulamayacak.
İmzası olan, göz yuman, susan, ihmal eden herkes
hukuk önünde de, millet vicdanında da hesap vermek zorunda kalacak.

Allah, o altı canımıza rahmet eylesin.
Ama bilinsin ki;
Yangın söndü belki, ama vicdanlarımız hala yanıyor.

Erkan Bilikli
Saadet Partisi Dilovası İlçe Başkanı

Muhabir: Ahmet Gökmen