"Siz insanlara iyiliği emreder de, kendi kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitap da okuyorsunuz. Hiç aklınızı başınıza almayacak mısınız?" Bakara 44
İlahi bilgilendirme kitabı Kur'an-ı Kerim, yalnız bir nesile ya da kavme özgü bir kitap değildir. Yani o çağ-bu çağ çatışmasına girilmesi luzümsuzdur.
Din; sıcak bir ruh ve korunan, bağlanılan bir inanç olmaktan çıkarılıp, sanat ve ticaret haline getirilirse, din adamları tehlikeli bir afet olur. Oluyor da...
Bu tip din adamları, inanmadıkları şeyleri dilleriyle söylerler.
Ve hayrı emrettikleri halde kendileri yapmazlar.
İlahi kelâmın aslını değiştirip tahrip ederler.
Allah'ın hükümlerini bir takım menfaat ve arzulara göre insanlara aktarırlar.
Biz halk dilinde bu tip insanlara, Yahudi mantıklı insan deriz.
Yahudi hahamlarının yaptığı gibi dıştan ilahi hükümlere uyar görünüp, diğer taraftan da politikacı ya da zenginleri memnun etmek için din gerçekleriyle bağdaşmayan fetvalar verirler.
İşte bu tayfa, Bakara Süresi 44. Ayet-i Kerime'nin muhatabıdır.
İnsanları yanlış yönlendirip, bazen korkutup, bazen de zor gösterip dinden soğutan insanlar bunlar. Halk, bu tip insanlar yüzünden dinden soğuyor, güvenini kaybediyor. İslam'ın güzelliğini keşfedemeden aksi yöne savruluyor.
Bir insan ağzından çıkan sözün, canlı karşılığı olmuyorsa; savunduğu şeyin gerçek temsilcisi olamaz. İşte bu kimselere de güvenen olmaz.
Aynı zamanda ilk imam da olan Rasûlallah s.a.v, Allah'ın dinini anlatırken bir sadaka bir hediye dahi almamıştır!
Yani kardeşlerim, dinin tüccarlığı olmaz!
Ticareti olmaz!