Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan 21 Kasım 2025 tarihli Cuma hutbesi, toplumda giderek artan şiddet vakalarına karşı güçlü bir mesaj içerdi. “Şiddetin Çaresi Merhamet Eğitimi” başlığıyla yayımlanan hutbede, insan onurunun kutsallığına vurgu yapılarak şiddetin hiçbir gerekçeyle meşrulaştırılamayacağı ifade edildi.

HUTBEDE ŞİDDETİN KESİNLİKLE REDDEDİLDİĞİ VURGULANDI

Diyanet, hutbenin ilk bölümünde kadından çocuğa, gençten yaşlıya kadar her insanın canının dokunulmaz olduğunu hatırlattı. Kimden gelirse gelsin, kim kime uygulasa da şiddetin kabul edilemez olduğunun altı çizildi.
Peygamber Efendimiz’in “Müslüman, elinden ve dilinden insanların güvende olduğu kişidir” hadisi hutbenin ana dayanaklarından biri oldu.

“ŞİDDET SIRADANLAŞTI, MERHAMET EĞİTİMİNE İHTİYAÇ ARTTI”

Toplumda son dönemlerde artan akran zorbalığı, dijital zorbalık, trafikte ve sosyal yaşamda yükselen öfke davranışlarının endişe verici bir noktaya ulaştığı ifade edildi.
Hutbede özellikle alkol, kumar, uyuşturucu bağımlılıkları ve şiddeti teşvik eden dijital içeriklerin toplumsal çürümeye sebep olduğuna dikkat çekildi.
Peygamber Efendimiz’in, “Kıyamet gününde azabın en şiddetlisini görecek olanlar, dünyada insanlara şiddet gösterenlerdir” hadisiyle şiddetin karşılıksız kalmayacağı mesajı verildi.

ÇOCUKLARA MERHAMETİ ÖĞRETMEK AİLEDEN BAŞLIYOR

Hutbenin en kapsamlı bölümü çocukların eğitimi üzerineydi.
Diyanet, merhametin ilk öğrenildiği yerin aile olduğunu hatırlattı ve anne-babalara şu çağrıyı yaptı:
“Çocuklarınızın kalbine dokunun, sevgiyi, saygıyı, merhameti öğretin.”
Öğretmenlere de özel bir vurgu yapılarak, ilim öğretenlerin hem ilimleri hem davranışlarıyla örnek olması gerektiği hatırlatıldı.

“EVLERİMİZDE, OKULLARIMIZDA MERHAMET HÂKİM OLSUN”

Hutbede, şiddetle mücadelede bireyin iç dünyasında merhametin yeşertilmesi gerektiği belirtilerek şu çağrıda bulunuldu:
“Kalbimize düşen öfke kıvılcımlarını rahmet yağmurlarıyla söndürelim. Çocuklarımızın yüreğine sevgi ve nezaket tohumları ekelim.”
Hutbe, “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez” hadisiyle sona erdi.

Gürcistan’da Düşen C-130 Uçağında Patlayıcı İzi Var mı?  Rapor Açıklandı
Gürcistan’da Düşen C-130 Uçağında Patlayıcı İzi Var mı? Rapor Açıklandı
İçeriği Görüntüle


İŞTE CUMA HUTBESİNİN TAMAMI

ŞİDDETİN ÇARESİ MERHAMET EĞİTİMİ

Muhterem Müslümanlar!

İnsan, yeryüzünün en değerli varlığıdır. Her türlü saygıya layıktır. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı ayırt edilmeksizin her insanın canı mukaddestir. Dolayısıyla kimden gelirse gelsin, kim maruz kalırsa kalsın ve gerekçesi ne olursa olsun şiddetin hiçbir çeşidi kabul edilemez. İster ailede, ister sosyal hayatta, isterse dijital mecralarda söz, tutum ve davranışlarla hiç kimseye zarar verilemez, kimsenin şeref ve haysiyetine dil uzatılamaz. Peygamber Efendimiz (s.a.s), Müslümanı şöyle tarif etmektedir: “Müslüman, elinden ve dilinden insanların güvende olduğu kişidir.”[1]

Aziz Müminler!

Şiddetin sıradan bir hal aldığı, akran zorbalığının her geçen gün yaygınlaştığı, insanların birbirleriyle kavgalarını sosyal medyada paylaşmayı marifet saydığı; sokakta, toplu taşımada ve trafikte mal ve can emniyetinin hiçe sayıldığı bir dönemden geçmekteyiz. Alkol, kumar ve uyuşturucu madde gibi bağımlılıklar, kötülüklere sevk eden dijital oyunlar, yanlış örneklerle kirlenen ekranlar maalesef şiddetin günden güne yayılmasına zemin hazırlamaktadır. Oysa şiddet hiçbir sorunu çözemez. Aksine sevgiyi bitirir, insanı yalnızlaştırır, toplumu çürütür. Nitekim ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in hayatında şiddetin izine dahi şahit olunmamıştır. O, “Kıyamet gününde azabın şiddetlisini görecek olanlar, dünyadayken insanlara şiddet gösterenlerdir”[2] buyurarak şiddetin ve zulmün asla karşılıksız kalmayacağını haber vermiştir.

Kıymetli Müslümanlar!

Şiddetin çaresi merhamet eğitimidir. Allah’ın bizlere emaneti olan çocuklar; inancı, iyiliği, merhameti, sevgi ve saygıyı ilk olarak ailesinden öğrenir. Bu münasebetle “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et…”[3] ayet-i kerimesini rehber edinen her anne baba; çocuklarının yüreklerine dokunmalı, başlarını okşamalı, onları Allah’a iyi bir kul, çevrelerine faydalı bir insan olarak yetiştirmeye gayret göstermelidir. Bir çocuk için, ilim ve hikmet yolculuğundaki en önemli kişilerden biri de öğretmenlerdir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), eğitim ve öğretim gibi kutsal bir vazifeyi yürütenlere; “İlim öğreten kimseye, öğrettiği ilimle amel edenlerin kazandıkları kadar ecir verilir…”[4] müjdesini vermektedir. Zira öğrencilerine ahlak ve edebiyle, şefkat ve merhametiyle rol model olan her bir öğretmen toplumda fazilet ve erdemin teminatıdır.

Değerli Müminler!

Şiddetin gölgesini hayatımızdan uzaklaştırmak için; gönüllerimize muhabbeti, evlerimize ve okullarımıza merhameti hâkim kılalım. Kalbimize düşen öfke kıvılcımlarını rahmet yağmurlarıyla söndürelim. Evlatlarımızın yüreğine sevgi, saygı, anlayış ve paylaşmanın tohumlarını serpiştirelim. Unutmayalım ki, bir çocuğun zihnine işlenen güzel bir söz, gönlüne yerleştirilen merhamet ve muhabbet yarının huzur dolu dünyasına dikilmiş bir fidan olacaktır.

Bu vesileyle merhamet eğitiminde bizlere rehberlik eden anne ve babamızı, öğretmenlerimizi, hocalarımızı ve Kur’an muallimlerimizi hayırla yâd ediyoruz. Hutbemizi, Allah Resûlü (s.a.s)’in şu uyarısıyla bitirmek istiyorum: “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.”[5]