Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan atama kararları Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre, aralarında eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in de bulunduğu 9 isim, çeşitli üniversitelere rektör olarak görevlendirildi. Mehmet Görmez, Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin ilk rektörü olarak atandı. Bu atama, akademik çevrelerde dikkat çeken gelişmelerden biri oldu.
Mehmet Görmez, Yeni Rektör Olarak Göreve Başlıyor
Eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in, Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanması kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Akademik geçmişi ve kamu görevlerindeki deneyimiyle bilinen Görmez’in, yeni görevinde üniversitenin vizyonunu şekillendirmesi bekleniyor. Söz konusu üniversite, İslam dünyası ile bilimsel ve teknolojik iş birlikleri kurmayı amaçlayan yeni bir yükseköğretim kurumu olarak dikkat çekiyor.
Prof. Dr. Görmez, 2010-2017 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı görevinde bulunmuş, bu süreçte dini, sosyal ve akademik birçok projeye öncülük etmişti. Yeni rektörlük göreviyle birlikte, Görmez’in akademik dünyaya daha aktif bir dönüş yaptığı görülüyor.
9 Üniversiteye Yeni Rektör Ataması Yapıldı
Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, toplamda 9 üniversiteye rektör atandı. Atamalar, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13. maddesi ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin ilgili hükümleri uyarınca gerçekleştirildi. Atanan isimler şu şekilde:
Altınbaş Üniversitesi: Prof. Dr. Cemal İbiş
Antalya Belek Üniversitesi: Prof. Dr. Abdullah Kuzu
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi: Prof. Dr. Faruk Yiğit
Ege Üniversitesi: Prof. Dr. Musa Alcı
İzmir Bakırçay Üniversitesi: Prof. Dr. Rasim Akpınar
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi: Prof. Dr. Ahmet Sacit Açıkgözoğlu
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi: Prof. Dr. Hasan Uslu
Uşak Üniversitesi: Prof. Dr. Ahmet Demir
Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi: Prof. Dr. Mehmet Görmez
Bu atamalar, üniversitelerin akademik yapısının yenilenmesi ve yönetimsel sürekliliğin sağlanması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.