Kocaeli’de bir kısım icraatlar yapılırken alkışlanıyor. Aradan kısa bir zaman geçtikten sonra, alkış tutulan bu icraatlar, karşımıza kurtulması gereken problemler ve ucubeler olarak çıkıyor.
Bu vahim durum yaklaşık son 30 yıldır bu kentte böyle devam ediyor.
Mesela son yıllarda yanlış metodlarla inşa edilmiş bir kaç hatalı projeyi tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum. Böylelikle, sonra ki süreçte daha bilinçli bir şekilde Kocaeli’de imar anlayışının gelişmesine ve değişmesine katkı vereceğimizi umut ediyorum.
· Belediye İşhanı: 80 lerde yine hereksin beğenisiyle yapılmış , alkışlanmış. Bugün şehrin içinde dönüşüme muhtaç bir çöküntü alanı.
· Belsa plaza: Zamanında çok taktir almış ama bugün çok ta kullanışlı olmayan, kimliksiz ve vakti geldiğinde dönüşümü kaçınılmaz bir yapı.
· Sahil demiryolu ; Zamanında trenyolu şehrin içinden kaldırılacak müjdesiyle yapılmış, bugün ise kent ile sahil arasında adeta bir bariyer.
• Doğu Kışla Kent Parkı: zamanında ele alınmış yanlış bir proje , etrafındaki duvarlar ile adeta kentin içinde bir oda oluşturuldu
İnterteks fuar alanı: Zamanında uzay çatı sistemi ile yapılmış, Bu sistem daha ağır strüktürleri taşımak amaçlı geçici olarak yapılır. Ama bu yapıda kalıcı yapılmış, hatalı proje. Ancak bu kadar dayanabildi, Yapının ömrü kısa zamanda son buldu. Yeni ve gerçekten yıllara sari bir fuar alanı yeni yerinde Kartepe’de kalıcı bir eser olarak Kocaeli’ye kazandırılacağına dair inancım tamdır.
Sonuç: Olmadı, tutmadı, proje hatalı. Yap-Boz anlayışına maruz kalması yakındır.
• Valilik Binası: Tek katkısı eski valilik binasının yerini kente açık alan olarak kazandırması.
Sonuç: Kentte başka bir açık alan heba edildi ve proje hatalı. Yapacak bir şey yok böyle idare edeceğiz.
• Kocaeli Büyük Şehir Belediye Hizmet Binası. Kentin en önemli yerinde estetikten yoksun bir şekilde inşa edildi. Sonuç: Şu an yetmiyor ve ihtiyaçlara cevap vermiyor.
• Kültür merkezleri: Kültür merkezi biz de büyük ve maliyetli binalar yaparak üzerine kültür merkezi tabelası asmak demek.
Sonuç: Düğün salonu ve kurslar için kullanılan binalar.
Ve daha birçok örnek verilebilir.
Bekirpaşa konutları, Toki ’nin dikey gecekonduları, ,adalet sarayı ve dahası.
Bu saydığım yapılar, estetiklikten yoksunluğu noktasında tüm kentin hemfikir olduğu yapılar. Çirkin, ruhsuz, yapılar.
Tabii ki hiç kimse bunları bu kente, kazık atmak adına yapmıyor. Eminim ki hizmet amacıyla, yapıyorlar.
Peki neden böyle oluyor.
Şundan eminim ki bu mesele bir parti ya da ideoloji meselesi de değil.
Zaten saydığım yapılar bu kentin son 30 yılında inşa edilmiş, yani herkesin sorumluluğu var.
Peki iyi örnekler yok mu,
Tabii ki var;
Yeni Yürüyüş yolunu başarılı buluyorum,
Sekapark biz yaptığımız için demiyorum ama 16 yıl geçti mahcup olacağımız bir şey yok, herkes memnun. Kaldı ki Sekapark’ın proje sürecini de Sn: Karaosmanoğlu katılımcı bir anlayışla yaptı.
Ayrıca tüm sahil düzenlemelerimiz başarılı,
Bu hafta Büyükşehir Belediye Başkanımız Milli irade meydanı projesini Kamuoyuna sundu. Ben yaptım oldu mantığıyla hareket etmedi.
Bu projenin son halidir demedi.
Varsa eleştirisi ya da önerisi olan buyursun dedi.
Hatta ben de kendim mesleki olarak proje ile ilgili kaygılarımı da ve olumlu düşüncelerimi de ilettim.
Uzun yıllardır Tahir Hoca’nın bu alana kafa yorduğunu çok çalıştığını biliyorum. Kentin ve kentlinin pek çok gereksinimi dikkate alarak, 7 den 77 ye şehrin her kesimine hitap edecek bir proje hayata geçirilmesinin hedeflendiği çok net görünüyor.
Bir yönetici tüm eleştirileri dikkate alır, ama günün sonunda herkes memnun olamaz. Ancak aradan uzun yıllar geçtikten sonra yapılan işler kalıcı bir eser nitelğini kazanabiliyor ya da verdiğim örneklerdeki gibi ucube olarak sonrasında karşımıza çıkıyor.
Elbette ki eleştiriler olacak. Ama ben yaptığım tüm meydan projelerinde karşılaştığım sıkıntı şu oluyor;
Meydan ile kent parkı karıştırılıyor.
Mesela Sekapark bir kent parkıdır; burada yeşil alanın miktarı ile ilgili eleştiri çok makuldür. Ama milli irade alanı bir kent meydanıdır. Bu ikisi tamamen farklı. Tüm dünyanın meydanlarına bakın, temel öncelik yeşil alanlar değildir, hatta çoğunda yeşil alan neredeyse hiç yoktur.
Bugün mimarlar odası bir açıklama yapmış. Bu çok güzel güzel, açıklamaları dikkate alınmalı. Ama eleştirenlerde, bununla kalmayıp , bizim projemiz de budur diyebilmeli. Ben şahsen böyle yapıyorum, Mimarlar odası da böylesine kritik alanlarla ilgili projeler ortaya koymalı.
Bugün Tahir Hoca tüm kritik projeleri kentle paylaşıyor, fikri katkı varsa arz edilsin istiyor, tartışılsın ve gerekirse eleştirilsin istiyor.
Bu bir fırsattır , değerlendirelim.
Bu anlayış ile şehrimizi sadece imar değil ihya edelim…
Yapabiliriz.....