Kocaeli haber - Yuvacık ve Gürpınar suyun ortaklarından, Vadi Besicilik’in sahibi iş insanı Cezmi Çiçek, Bugün Kocaeli Gazetesi ve Kocaeli TV’ nin yeni yayın binası olan Medya Plaza’ya, 'Hayırlı olsun' ziyareti gerçekleştirdi. Bugün Kocaeli Gazetesi Yayın Yönetmeni Ahmet Akçaalan ve Kocaeli TV Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Tüysüz'ü yeni yayın binalarından dolayı tebrik eden Çiçek ziyaretinde iş hayatına dair açıklamalarda bulundu.
“HER ŞEYİN İLKİNİ YAPTIM”
Ticari hayatından bahseden Çiçek, “İzmit’e 2001 yılında geldim. İzmit’e geldikten sonra ticaret ile uğraştım. Su, soda, meyve suyu satışları yapıyordum. Bir şekilde Allah’ın da yardımı ile iyi bir noktaya geldik. Su fabrikaları kurduk. Ben hiçbir zaman bir yeri satın almadım. Ben arazi aldım, arazinin üzerine yaptım. Mesela çiftliği aldığım arazi düz bir araziydi. Hiçbir şey yoktu içinde. Çiftliği yaptık. Su fabrikası aldığım zaman 250 metrekare ile Türkiye’nin en ufak su fabrikasıydı. Şu anda 25 metre kapalı alanı ile Türkiye’nin en büyük su fabrikalarından bir tanesi. Yaptığım işlerin her zaman en iyisini yaptım. Mesela bir yurt yaptım. Türkiye’de öyle bir yurt yok. Öyle modern ve o hizmeti veren öyle bir yurt yok. Her şeyin ilkini yaptım” şeklinde konuştu.
“TARIM VE HAYVANCILIK EN ZOR DÖNEMLERİNİ YAŞIYOR”
Tarım ve hayvancılık hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çiçek, “Türkiye’de tarım ve hayvancılık en zor dönemlerini yaşıyor. Dünyada yaşandığı gibi Türkiye’de de zor bir dönem yaşıyor. Ama biz bu zor dönemi hep beraber atlatacağız. Tabi burada devletin üzerine düşen çok büyük sorumluluklar var. Devlet bu konularda biraz geride geliyor. Yani benden veya bu işi en iyi yapan insanlardan geride geliyor. Devlet bize 2 buçuk liraya arpa veriyor. Diyor ki, ‘Yem maliyetlerini düşürmek için ben seni destekliyorum.’ Hakikaten 5 liraya arpayı yurtdışından alıyor. 2 buçuk liraya bize veriyor. Biz hayvan sayımızı bildiriyoruz. Bizim hayvan hakkımız ne ise devletin senelik belirlediği bir şey var” şeklinde konuştu.
DENETİMLERE DİKKAT ÇEKTİ
“Ben burada şu eksikliği görüyorum” diyerek açıklamalarına devam eden Çiçek, “Hayvanı olmayan da arpayı alıyor. Adamın işletmesi boş ama üzerinde hayvan kaydı görünüyor. Gidip arpayı alabiliyor. Gelsin benim işletmemdeki hayvanı saysın. Tarım İlçe Müdürlüğü’ndeki hayvan varlığım ile karşılaştırsın. Eğer benim bin 300 hayvanım var da orada bin 500 görünüyorsa 200’ü hemen silsin. Ben o bin 300’e göre almalıyım. Öbür işletmeye gitsin. Hayvanı yok adamın ama üzerine hayvan görünüyor hemen düşürsün, kapatsın orayı. Hem kendi kayıtları için de önemli. En azından devlet hayvan varlığı sayısını net bir şekilde bilmiş olur” diye konuştu.
“ÇİFTÇİ KALDIRAMAZ BİR HALE GELDİ”
Açıklamalarına devam eden Çiçek, “Hayvancılık sektörü belki de tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Kendimden anlatayım. Benim 2 bin tane hayvanım var. Bu hayvanların aylık masrafı 3 milyon lira. Ben bu hayvanları 9’uncu ayda işletmeme soktum. 7’nci ayda kurbanda keseceğim. Yani bir 10 aylık besi süresi. Şimdi 3 milyondan gittiğin zaman 30 milyon lira sadece bunların yem gideri var kurbana kadar. Bir şekilde bunu tedarik etmem lazım. Önceden yem fabrikalarından 5-6 ay vadeli yem alabiliyorduk. 6 ay içerisinde büyüyen hayvanları kesiyorduk. Diğer 6 ay kala da diğer yemi alarak çeklerini veriyorduk. Şimdi sistem, parayı gönderiyorsun arkandan yem geliyor. Şimdi bunu çiftçi kaldıramaz bir hale geldi. Şimdi çiftçilerin yüzde 80’inin ziraat bankasına, tarımcılık kooperatiflerine borçları var. Adamın aynı zamanda bu yemi peşin alma şansı sıfır. Ya 3 tane hayvanı varsa birini satıp onu 2’sine yem ediyor. Bunu yapmak zorunda. 100 hayvan besleyen adamın hayvan sayısı 60’a düştü. Bu bir sene sonra 30’a düşerse ondan sonraki sene sıfıra inecek demektir. Yani şu anda hayvana satarak hayvana yediriyorlar. Sistem öyle gidiyor. Bu da çok tehlikeli bir sistem” dedi.
“TÜRKİYE NE ÇEKTİYSE İTHALDEN ÇEKTİ”
“Özellikle et fiyatları yükselince inek kesimleri yoğunlaştı. Çünkü sütçüler zarar ediyor” diyerek açıklamalarına devam eden Çiçek, “Çünkü bir süt kalitesi vardır. 1.3 olması lazım. Yani 1 kilo sütü sattığı zaman 1 kilo 300 gram yem alması lazım. Bu kalite aşağıya düştüğü zaman zarar başlıyor. Zarar başlayınca kesimler başlıyor. Ana olmayınca dana olmuyor. Dana olmayınca da et olmaz. Türkiye’de son 4 ay içerisinde 1 milyon 700 bin tane inek kesimi gerçekleşti. Bu çok ağır bir rakam. Yani ne demektir. 1 milyon 700 bin tane dana bu sene için olmayacak demektir. O ne demektir. 1 milyon 700 bin tane danayı bizim mutlaka ithal etmemiz gerekecek demektir. Türkiye ne çektiyse ithalden çekti” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN YENİ TARIM POLİTİKASINA İHTİYACI VAR”
Açıklamalarına devam eden Çiçek, “Mesela ben tarım ile ilgili de hep şunu söylerim. Türkiye’nin yeni bir tarım politikasına ihtiyacı var. Neye ihtiyacı var? Yeni bir toprak analizine ihtiyacı var. Türkiye, bütün tarım arazilerini yeniden analiz etmeli. Hollanda tarımını çok iyi biliyorum. Avrupa tarımını çok iyi biliyorum. Burada çiftçi 2023 yılında tarlasına ne ekeceğini biliyor. 2024 yılında da ne para alacağını biliyor. Ne kazanacağını biliyor. Bu sene patates para etti. Bakıyorsunuz, Trakya’daki ay çiçek tarlaları da patates olmuş. Sonra bakıyorsunuz ki, ‘Patates elimizde kaldı. Bunu nereye depolayalım? Devlet alsın askeriyeye versin.’ Tamam patates çoğaldı da ay çiçeği bitti. Biz ne yapacağız? Biz toprağımızı yeniden analiz edeceğiz. En iyi patates nerede yetişir? Niğde’de mi? Niğde çiftçisine diyeceğiz ki sen bu sene patates ekeceksin. Benim devletimin bu sene bir milyon ton patatese ihtiyacı var. Bu 1 milyon ton patatesi ekecek arazileri belirleyecek. Bunlara ektirtecek ve kaça satacaklarını da belirleyecekler. Diyecek ki, ‘Sen patatesi önümüzdeki sene 5 liraya satacaksın. Satamasan da 5 liraya ben senden alacağım diyecek.’ Mesela bizim 20 milyon ton ekmeklik buğdaya ihtiyacımız var. Biz ne yapacağız. Nerede yetişir bu? Söz gelimi Konya Ovası’nda. Konya Ovası’na diyeceğiz ki siz ekmeklik buğday ekeceksiniz. Bu fiyattan da alacağız. Yani bölgesel ürün yetiştireceğiz” dedi.
“İZMİT'TEN GELMELİ"
“İstanbul’a Antalya’dan domates geliyor. İstanbul’a domates Yalova’dan gelmeli” diyerek açıklamalarına devam eden Çiçek, “Çünkü Yalova’da da düz araziler var. İzmit’ten gelmeli. Hissedarlar desteklenmeli. Büyük işletmeleri, büyük holdingleri bu işe sokmalı. Antalya’dan gelen nakliye 20 bin liraya geliyor. Yalova’dan gelen nakliye 4 bin liraya geliyor. Bu iş zaten nakliye işi. Biz bir de İstanbul’un çevresini de yani Türkiye’nin nüfusunun yüzde 20’sine yakını İstanbul. Biz ne yapmalıyız? İstanbul’a yakın bölgelerde de sebze yetiştiriciliğine, tarıma önem vermeliyiz. Bu nakliye nalburluğunu ortadan kaldırmalıyız, azaltmalıyız. Düşünün şimdi Antalya’dan 20 bin liraya bir kamyon salatalık Antalya haline geldiği zaman kiloda bir lira nakliye biniyor. 16 ton salatalık alsa bir kamyon. 16 bin lira da nakliye verse, kiloda 1 lira ama sen onu Yalova’dan İstanbul’a 4 bin liraya gönderdiğin zaman 0.25 kuruşa düşüyor sadece nakliyesi. Otomatikman fiyat düşüyor” şeklinde konuştu.
“TARIM ARAZİLERİNİN BÜYÜK BİR KISMI HİSSELİ”
“Devlet tarım arazilerini mutlaka imara açmamalı. İmara açık olan yerler varsa da tekrar onları imar listesinden çıkartmalı” diyerek açıklamalarına devam eden Çiçek, “Türkiye’de şöyle bir sıkıntı var. Tarım arazilerinin büyük bir kısmı hisseli. Bu hisseden dolayı da ekilemiyor. O ortaklardan herhangi biri ekmek istiyorsa bir başvuruda bulunup ekebilmeli. Diğerleri ona müdahale etmemeli. Bir de tarım arazilerinin çoğu tarım kredi kooperatifine ve ziraat bankasına ipotekli. İpotekli olunca da adam diyor ki, ‘Her an satışı olabilir. Ben ekersem ve satılırsa o anda içindeki ürünle beraber satılır. Ben ne diye masraf edeyim’ diyor. Bunun şöyle bir önlemi olabilir. Tarım arazilerinde eğer icralık bir durum varsa. Üzerindeki ürünü toplamadan satışı yapılmamalı veya satılsa bile eken adam hak sahibi olmalı. Yani ürünü toplayıp araziyi teslim etmeli. Böyle bir kanun çıkartılırsa o zaman icra derdinden kurtulunur” dedi.
“KOCAELİ’DE 1 MİLYAR TL’NİN ÜZERİNDE YATIRIMLARIM VAR”
Açıklamalarına devam eden Çiçek, “Doğuda bazı şehirlerde ticaret odaları biraz daha aktif. Daha hareketli olduğu şehirleri biliyorum. Mesela özellikle Kayseri, Antep bu konularda çok öncüdür ama tabi bizim şehrimizde iş adamı olmak çok zordur. Çünkü Kocaeli şöyle bir şehir, yerlisi artık yabancı olmuş. Yabancının yerli olduğu bir şehir olmuş. Burası doğudan da çok büyük göçler almış Trakya’dan da göçler almış. Ben Kocaeli’yi dünyanın Lübnan’ına, Beyrut’una benzetiyorum. Kocaeli aslında bir Beyrut. Beyrut’ta bütün dini gruplar vardır ama Kocaeli’de de 81 il var. Yani 81 ili Kocaeli’de yaşayabiliyorsun. Nasıl ki Beyrut’ta bütün dinleri bir arada yaşayabiliyorsan Kocaeli’de de bütün ülkenin şehirlerini yaşıyorsun. Kalabalık bir şehir. Burada iş adamı olmak aşırı zor. Ben bu zorluklara göğüs gererek işlerimi büyüttüm. Kocaeli’de 1 milyar TL’nin üzerinde çok büyük yatırımlarım var ama hakikaten Kocaeli’de iş adamı olmak çok zor” şeklinde konuştu.
“ÖRNEK BİR MEDYA OLACAKSINIZ”
Medya Plaza hakkında duygu ve düşüncelerini paylaşan Çiçek, “Hakikaten muhteşem bir şey yapmışsınız sizi tebrik ediyorum. Gurur duydum. Ahmet ve Turgay benim geçmişte tanıdığım insanlardı. Çıktıkları bu yolda başarılı olmaları için dua edeceğim. Başarılı olmanızı isteyeceğim. İnşallah İzmit’teki medyaya örnek bir medya olacaksınız. Örnek bir basın olacaksınız. Bundan hiçbir şüphem yok. Yıllardır tanıdığım insanlarsınız işinizi severe yapıyorsunuz. Ahmet’in gazetesine ben her sabah bakarım. İlk haber girenlerdendir veya gece haber girenlerdendir. Bu işini sevmektir. İşini seven adamdan hiçbir zaman korkmayın. Eğer işini seviyorsa o adamdan ne şantajcı olur, ne tehdit eder kimseyi. En iyisini nasıl yaparım derdinde olan bir adam hakikaten bu tip şeylere bulaşmaz. En iyisini yapar. Allah’ın izni ile sizin en iyisini yapacağınıza hiçbir şüphem yok” diye konuştu.