Kocaeli haber - Beker Turizm ve İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Kani Furkan Kaçar, Bugün Kocaeli Gazetesi ve Kocaeli TV’ nin yeni yayın binası olan Medya Plaza’ya, 'Hayırlı olsun' ziyareti gerçekleştirdi. Bugün Kocaeli Gazetesi Yayın Yönetmeni Ahmet Akçaalan ve Kocaeli TV Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Tüysüz'ü yeni yayın binalarından dolayı tebrik eden Kaçar, ziyaretinde sektörüne dair önemli açıklamalarda bulundu.
“P PLAKA, KOCAELİ’YE ŞU ANDA YETERLİ GELMİYOR”
Sektörüne dair değerlendirme yapan Beker Turizm ve İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Kani Furkan Kaçar, “Kocaeli’de servis, turizmi, nakliye sektöründe çalışıyoruz. Ağırlıklı olarak nakliye sektöründe Kocaeli’de hizmet veriyoruz. Her sektörde olduğu gibi bizde de bazı sıkıntılar var. Elimizden geldiğince layıkıyla işimizi yapmaya çalışıyoruz. Şu anda en büyük sıkıntımız Kocaeli’de tahditli plaka P plaka zorunluluğu var. Şu anda da sanayi olsun, okullar olsun bütün sektörlerde kapasite artırımı olduğundan dolayı P plaka, Kocaeli’ye şu anda yeterli gelmiyor. Onun sıkıntısını yaşıyoruz. Bu bağlamda arz talep konusunda P plaka fiyatları çok felaket yükselmiş durumda ve insanların alım gücü de olmadığından çok yatırım yapamıyorlar. O yüzden büyük bir sıkıntı içerisindeyiz” diye konuştu.
“ALDIĞIMIZ FARKLAR ERİDİ BİTTİ”
Açıklamalarına devam eden Kaçar, “Sözleşmelerimizin çoğu yılbaşından önce olur. Onun da çok dezavantajlarını yaşıyoruz. Yılbaşından önce sözleşmeleri imzalıyoruz. Akaryakıt fiyatları değişiyor, asgari ücret daha sonra belli oluyor ama akaryakıt konusunda bütün firmalardan her ay gelen zam oranlarını birim fiyatlarımıza belli oranlarda yansıtıyoruz. Fakat tek akaryakıt ile de bitmiyor. Akaryakıt zammının peşinden sanayide, yedek parçada, araç tedariğinde her şeye peş peşe zamlar geliyor. Akaryakıt farklarını firmalardan genelde alıyoruz. Ama bu farklar şu anda eridi bitti. Aldığımız farklar yeterli gelmiyor. Önümüzdeki yılbaşını dört gözle bekliyoruz” şeklinde konuştu.

“SIKINTILARIMIZ VAR”
“Herkesin yaşadığı sıkıntılar bizlerde de var” diyerek konuşmasına devam eden Kaçar, “İyi anlamda bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Müşterilerimizi de mağdur etmeden kendimizi de mağdur etmeden tedarikçilerimizi de mağdur etmeden oyunu götürmeye çalışıyoruz diyelim” dedi. Korsan plakalar hakkında da konuşan Kaçar, “Sektörün bir sıkıntısı rekabet kurallarına çok farklı yerlerden bakılıyor. Kaçak taksi gibi de oluyor ama P plakanın yetersizliğinden de oluyor. P plaka yeterli olsa hiçbir firma, hiçbir arkadaşımızın plakasız araba ile iş yapacağına inanmıyorum. P plaka olmadan insanların mecburiyetten normal plakalarla, kaçak plakalarla iş yapmak zorunda kalıyor. O yüzden böyle sıkıntılarımız var” dedi.
“REKABETÇİ BİR ORTAM OLMUYOR”
Değerlendirmelerinin devamında Kaçar, “Bizim gibi büyük firmaların sabit giderleri var. Bu sabit giderleri fazla ama bir tane veya beş tane arabası olan insanlar da firma diye piyasaya çıkıyor. Kanunlar nezdinde onlar da firma ama sabit giderleri, ofis giderleri çok düşük. Amortisman maliyetlerini yapamıyorlar. Sizin 10 lira fiyat verdiğiniz yere diğerlerinin maliyetleri daha düşük olduğu için 7 lira fiyat veriyor. Bunlar afaki rakamlar. 10 lirada kalıyorsunuz. İşi kaybetmemek için 7 liraya düşüyorsunuz veya düşmüyorsunuz. O, 7 liraya işi alıyor ama layıkıyla yapamıyor. Sizin verdiğiniz hizmeti veremiyor. Rekabetçi bir ortam olmuyor” şeklinde konuştu.

“UZUN VADELER İLE İŞ YAPILIYOR”
Beker İnşaat çalışmaları hakkında da konuşan Kaçar, “Hafriyat kısmındayım. Üst yapı kısmında değilim veya bir yap sat yapmıyorum ama altyapı, hafriyat, nakliye malzeme tedariğinde bulunuyorum. Orada da eskiden gelme vade sıkıntıları var. Türkiye şartlarında bu vadeleri kısamıyoruz. Hala uzun vadeler ile iş yapılıyor ve işi aldığınız dakikadan bitirdiğiniz dakikaya kadar maliyetler çok fark ediyor. O yüzden şu anda taahhütlü işlere girmemeye çalışıyorum. Biraz daha kiralık veyahut kısa vadeli işlere girmeye çalışıyorum” dedi.
“ATİK BENİM İÇİN BAŞKA BİR KURUM”
Aynı zamanda Atılımcı İşadamları Derneği’ne(ATİK) üye olan Kaçar, “ATİK, gayri resmi iki sene böyle arkadaş topluluklarıyla oturup ne yaparız ne ederiz iki sene altyapısını hazırlayıp daha sonra dernekleştirdiğimiz bir kurum ve ilk gününden beridir içinde olduğum bir kurum. Kendi ailem gibi gördüğüm bir kurum. ATİK’in bizlere kattığı çok farklı sektörlerden arkadaşlarımız ile haftada, ayda, 15 günde bir oturuyoruz sektörel sıkıntıları veyahut avantajları konuşuyoruz. Tanımadığımız insanlarla daha çok samimi oluyoruz. O yüzden ATİK benim için başka bir kurum ve kendi ailem gibi gördüğüm bir yer” ifadelerini kullandı.