Röportaj; Rabia Köktürk
Tülay Yanıkoğlu Yazıcı okumanın insanları özgürleştirdiğine ve bilinçlendirdiğine inandı hep. İnsanların sessiz çığlıklarına, kanayan yaralarına adadı hayatını. Okumaktı onun için her şey okumak, okutmaktı. Okuyan bir toplumda yeşeren insanlar istedi hep. Okumak neydi? Okumak emekti, okumak bir zevkti... Evren’in düşünceyi değil eylemi alkışladığını vurgulayan Tülay Yanıkoğlu Yazıcı, zorlu ve çetrefilli yollarını ise Mevlana’nın şu sözü ile aydınlattı “Ruhunuzun yarası neredeyse ışık oradan içeri sızarmış.”

- Okuma Sanatı adlı bir projeniz var, bu projeye başlamaya nasıl karar verdiniz, bu fikir nerden geldi aklınıza?
OKUYAN BİR TOPLUM İSTİYORUM
Aslında çok fazla kitap okuyan ve okuduğu kitapları da sosyal medyada paylaşan birisiydim ve çok da olumlu eleştiri alıyordum. Okuma geceleri yapmam gerektiğiyle ilgili, kitaplarla dolu etkinlikler düzenlememle ilgili ısrarlar geliyordu çevremden. Böyle bir projeyi bir an önce yapmalısın diye. İnsanlar beni teşvik ediyordu. Bu istekler de beni tetikleyen bir durum oldu. Kitaplarla olmayı çok seviyorum. Kitaplarla iç içe olmak, okumak, bilgi sahibi olmak, bunlar beni çok mutlu eden şeylerdi. Dolayısıyla bir anda verilmiş bir karar oldu. Bir akşam evde otururken sosyal medya üzerinden “Okuma Sanatı” diye Facebook hesabından bir grup oluşturdum. Bir kitap belirledim, bir yer belirledim, gün belirledim ve hadi dedim okumak isteyenler toplanalım. Bu kitabı okuyalım diye insanlara çağırıda bulundum. Sonrasında insanlardan çok olumlu tepkiler aldım. Kitap okumamıza bir ay vardı. Kimseden ses soluk çıkmıyordu. Herhalde kimse yaptığım çağırıya gelmeyecek ve ben o kafeye gidip tek başıma kitap okuyacağım diye düşündüm. Sonra kafeye gittiğimde iki kişi beni bekliyordu orada. Bende dedim ki en azından iki kişi gelmiş fiyasko olmamış olur diye düşündüm kendi kendime. Onlarla sohbet etmeye başladıktan sonra insanların kafeye doğru geldiklerini gördüm ve kırk’a yakın insan o akşam orada toplandık ve oradaki insanın yüzde seksenini tanımıyordum. Büyük çoğunluğu da o kitabı okuyarak gelmişlerdi ve harika bir etkinlik geçirdik biz o akşam. Sonra dedim ki kendi kendime evet bu güzel bir şeye dönüşecek ve o akşam şu sözleri kullandım “Biz bu kadar insan bir kitap için burada toplanabiliyorsak bundan daha fazlasını da yapabiliriz” ve o akşamdan sonra işin rengi biraz daha değişti.

- Bu proje şu anda sadece Kocaeli ve çevresinde mi aktif? Türkiye'ye genelinde de aktif misiniz?
TUNCAY EMİR EĞİTİM KURUMLARI BİZLERİ ÇOK DESTEKLEDİ
Biz bu hareketi Kocaeli de başlattık. Sonrasında bu etkinlik başladıktan sonra bir okulun sahibi, Tuncay Emir eğitim kurumlarının sahibi, Erkan bey bana dedi ki çok güzel bir oluşum oluşturdunuz kitaplarla ilgili bir farkındalık geliştirdiniz isterseniz ben size bir kitap kumbarası yaptırayım oradan topladığınız kitaplarla da devlet okullarına kütüphane desteği verirsiniz dedi. Biz de zaten toplandığımız o grupla tam da böyle bir şey istiyorduk. Ertesi gün kitap toplamaya başladık. Bir ay içerisinde iki bin’in üzerinde kitap topladık ve bu durum bizi daha da heyecanlandırdı. Sonra Tuncay Emir Eğitim kurumlarının sahibi bize dedi ki bu böyle olmayacak ben size biraz daha kitap kumbarası yaptırayım onları da şehrin çeşitli noktalarına dağıtın. Onun içinden toplanan kitapları da devlet okullarına gönderin dedi ve biz bu duruma daha da sevindik. 100 adet kitap kumbarası bastırdı bizim için Tuncay Emir Eğitim kurumlarının sahibi. Erkan Ergi 'ye buradan çok teşekkür etmek istiyorum.
-Tuncay Emir Eğitim kurumlarından, Erkan Ergi Bey’den başka size devlet büyüklerinden bir yardım eli uzandı mı ?
KOCAELİ’DE BAŞLADI TÜM TÜRKİYE’YE YAYILDI
Tabii ki. İzmit Belediye Başkanı Sayın Nevzat Doğan, bizlere çok destek oldu. 100 adet kitap kumbarasını bizlere o bastırdı. Gebze'de bir dernekle bağlantıya geçtik. Kocaeli’de pek çok dernekle bağlantıya geçtik. Yani aslında şöyle söyleyebilirim biz kişi bazında da, firma bazında da, belediyeler bazında da, çok büyük destekler gördük. Örneğin Tuncay Emir Eğitim kurumlarının bizlere yapmış olduğu desteklerden bir tanesi de, bize araç ve şoför tahsis etmesiydi. Ayın belli günlerinde biz çıkıp kitap kumbarasından çıkan kitapları bu araç vesilesiyle topladık. Yani kısaca bize pek çok kurum ve kuruluştan destek geldi. Kitap kumbarasını da her yerde görebilirsiniz. Herkes bizden özellikle destek vermek için kumbarayı istedi. Bu hareket aslında Kocaeli’de başladı ama tüm Türkiye'ye yayıldı. Türkiye'nin dört bir tarafında şu an kitap kumbarası ile öğrencilere yardım desteği veriyoruz. Kurulalı 18 ay oldu. Şu ana kadar 26 devlet okuluna kütüphane desteği vermiş durumdayız. Bu benim öncülüğümde başlamış olsa da okuma sanatı kulübü olarak ekip çalışması adı altında tüm Türkiye'ye kitap kumbarası yapmaktan çok mutluyuz.
-Peki bu projeyi hayata geçirirken sosyal medyayı aktif kullandınız mı?
EVREN DÜŞÜNCEYİ DEĞİL EYLEMİ ALKIŞLIYOR
Bizler sosyal medyayı çok aktif kullandık. Ben 18 yıldır radyo televizyon üzerine çalışıyorum. Yıllarca televizyon programları yaptım ve tabii şehirde de, Türkiye'nin pek çok yerinde de bizi tanıyan insanlar var. Dolayısıyla onlardan da bu talepleri aldık. Bizleri şehirlerine bile davet ettiler. Benim de medyacı oluşumun çok büyük avantajını yaşadık. Ben kendi adıma şunu söyleyebilirim başkasının derdini dert edinmenin bir insanlık göstergesi olduğunu düşünüyorum. Kitabı olmayan çocuklara kitap götürüyor olmak beni inanılmaz rahatlatan ve mutlu eden bir şey aslında bir şeyi dert edinmek çözümü ulaşmanın en kısa yollarından bir tanesidir. İnsanlar dertlerinden yakınınca haklarına ve eksikliklerinin farkına varmalıdırlar ve bu eksiklikleri gidermek için harekete geçmelidirler. Ben kendi adıma en büyük eksikliğin okuma eksikliği olduğunu düşündüm. Yani ben daha çok okuyan bir toplumun bireyi olmak istedim. Benim de iki tane çocuğum var çocuklarımın okuyan arkadaşları olsun istedim. Dolayısıyla eğer sizi rahatsız eden şey her neyse onu düzeltmekle ilgili yola çıkarsanız bence iyi yol alıyorsunuz demektir. Mesela benim için okumak bir yaşam biçimi bunun için ekstra bir çaba sarf etmiyorum. Okumak benim yaşam felsefem. Dolayısıyla herkes okusun istiyorum iyi ki böyle bir yola çıkmışım diye düşünüyorum. Çünkü ben aslında kendi çocuklarımın arkadaşlarına kitap götürüyorum. Çünkü çocuklarım okuyan bir toplumda büyüsün istiyorum. Dolayısıyla buradan oturduğun yerden söylendiğinde söylediklerinizin hiç bir manası kalmıyor. Ama söylediğiniz şeyle ilgili harekete geçtiğinizde bence her şey değişiyor. Bu yüzden herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Her şeyden önce cesaret çok önemli şimdiki gençler çok girişkenler ama girişimci değiller. Biz özgüveni herkesle iletişim kurmak zannediyoruz ama icraat olarak bir şeyler yapamıyoruz. Bunun için bir şeyler yapmak gerekiyor. Çünkü evren düşünceyi değil eylemi alkışlıyor.
-Bu proje daha önce planladığınız bir proje miydi?
HER ŞEY BİR KIVILCIMLA BAŞLADI
Bu proje bizim planladığımız bir proje değildi. Biz bu projeyi tamamen ihtiyaç üzerine yaptık. Her şey bir kıvılcımla başladı ve sonrasında da devam etti. Biz devlet okullarına kütüphane desteği veren bir oluşumuz. Hem okuma kültürünü yaygınlaştırmayı amaçlıyoruz hem de devlet okullarına kütüphane desteği vermek için kitap toplamayı. Bu oluşum dahilinde, görme engelli öğrencilerimiz için de sesli kitap dağıttık.
- Şu ana kadar kaç tane devlet okuluna yardım desteği verebildiniz?
YİRMİ ALTI DEVLET OKULUNA KÜTÜPHANE DESTEĞİ
Biz şu ana kadar 26 tane devlet okuluna kütüphane desteği verdik. Bunların 8 tanesi Kocaeli’deydi. Bu yıl 15 devlet okuluna daha kütüphane desteği vermek niyetindeyiz. Bazı kütüphanelerin bütün altyapısının oluşmasını bizler oluşturduk. Hayırseverler vesilesiyle baştan aşağıya bir kütüphane ortamı oluşturduk. Volkan Karayel adındaki bir hayırseverimiz bize kitapları depolayabileceğimiz bir depo tahsis etti. Ona da buradan çok teşekkür etmek istiyorum. O depoda kitaplarımız toplanıyor ve biz şu ana kadar otuz bin’e yakın kitap toplamanın gururunu yaşıyoruz.
-İzmit’te yürüyüş yolunun bazı noktalarında kitap duraklarını görüyoruz. Bu durakların oluşumunda sizlerin katkıları nelerdir?
İzmit Belediyesi ile yaptığımız projede topladığımız tüm kitapları İzmit Belediyesi sokak kütüphanelerine başlıyoruz. Yani işin içinde kitap varsa, okumak varsa her türlü işin içinde biz varız.
-Okuma Sanatının şu anki gelişimi ne durumda?
DÜNYA’YA YAYILDIK
Okuma Sanatı Kocaeli ile başladı ama tüm Türkiye'ye yayıldı. Bununla birlikte Amerika'da Los angelesdan bize belli aralıklarla kitaplar geliyor. Almanya, İngiltere ile şu anda bağlantımız var. Malta ile bağlantımız var. Hollanda ile bağlantımız var. Yani bu oluşum Kocaeli ile başladı tüm Türkiye'ye yayıldı son olarak da dünyanın çeşitli bölgelerine yayılmış durumdayız.
Size ulaşmak isteyen hayırseverler veya okuyucular nasıl ulaşabilirler?
Bana sosyal medya üzerinden çok rahatlıkla ulaşabilirler. Adreslerimiz İnstagram da @okuma_sanatii, Facebook'ta Okuma Sanatı. Aynı zamanda birçok ünlü de bu projeye destek vermektedir. Berna Laçin, Haldun Dormen, Erdal Özyağcılar gibi isimler de bize çok destek veren kişilerdir. Okumak doğa gibi şifalıdır okuma sanatının logosu da yeşildir. Doğa bizim için çok önemli bir tema. Okuma sanatına destek veren tüm kurum, kuruluş, şahıslar için Tema Vakfı'na ağaç dikiyoruz. Şu ana kadar 50 binin üzerinde ağaç diktik daha da dikmeye devam edeceğiz.
-Büyük markalarla da iş birlikleri yaptınız mı?
Tabii ki de. Örneğin Yaşar Holding ile bir proje yaptık. İzmir'e gittik iki devlet okuluna kütüphane desteği verdik. Migros Ege Bölge müdürlüğü ile ortak bir proje yaptık. DYO boya fabrikası ile projeler gerçekleştirdik. Polisan, İş Bankası ile çeşitli projeler yapmaya devam ediyoruz.
-Bu proje ile tam olarak neyi hedefliyorsunuz?
KÜTÜPHANESİZ OKUL KALMAYACAK
Hedefimiz okuma kültürünü arttırmak. Kütüphanesiz okul kalmasın diye başladık zaten bu projeye. Hedefimiz tüm okullarda çocukların rahatça kitaplara ulaşabilmesini sağlamak. İnsanlara geri dönüşüme destek vermeye çağırıyoruz. Yani kitaplar raflarda kalmasın insanlar arasında dönüşsün paylaşılsın istiyoruz.
-Neden okumak sizin için bu kadar önemli?
Benim için okumak çok önemli. Çünkü bir kitap sizleri dünyanın bir ucuna götürebilir. Bir kitabın kapağını açmak başka bir dünyaya seyahat etmek demektir. Ben bunu yaşıyorum ve yaşatmak istiyorum.
- İnsanlar okuma alışkanlığı kazandırmak için ne önerebilirsiniz?
HAYATININ KİTABIYLA KARŞILAŞMAMIŞ DEMEKTİR
Eğer bir insan kitap okumuyorsa, okuma alışkanlığını geliştirememişse, bence onu kalbinden vuracak bir kitabı karşılaşmamış demektir. Çünkü bir kitabı elinize aldığınızda o sizi etkilediyse kitabınızla özel bir bağınız oluşmuş demektir ve dolayısıyla okumak istersiniz. Yani kısaca o insanın kalbine, ruhuna hitap edecek bir kitapla tanışması gerekiyor. Bilmek insanı özgürleştirir okudukça biliyorsunuz bildikçe özgürleşiyorsunuz.
- Bu yolda yakın çevrenizden size kimler destek verdi? Size destek veriniz kadar destek vermeyenleriniz oldu mu?
BENİ HEP DESTEKLEDİLER
Okuma sanatında bana destek veren Özlem Çelik Ayşegül Babacan'a çok teşekkür ediyorum. Onlar bana çok büyük destekler verdi. Tamamen gönüllülük esasıyla bana yardım ettiler. Hiç karşı çıkan olmadı hiç desteklemeyen olmadı.
-Şu anda yeni projeleriniz var mı?
İNSANLARIN YARASINA MERHEM OLMAK İSTİYORUM
Evet var. “Köyde kitap var” kampanyası yapmayı düşünüyoruz. Bu kampanyayla köylünün, çiftçinin kitap okumasını istiyoruz. Köylerde kütüphanelerin yaygınlaşmasını istiyoruz. Aynı zamanda köylü kadınlarla kitap okumak istiyoruz. Bu akım yine Kocaeli köyleri ile başlayacak. Tüm Türkiye'ye yayılmasını hedefliyoruz. Mevlana'nın bir sözü var “Ruhunuzun yarası neredeyse ışık oradan içeri sızarmış.” Benim yaram okumayan bir toplum olmasıydı. Merhem olmak istediğim yara bu. Işık da oradan sızıyor. Bu benim derdim.
Bugün Kocaeli Gazetesi