Kocaeli Haber - Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Profesör Doktor Mustafa Ergen, Kocaeli İl Başkanlığının konuğu oldu. İl binasında gerçekleşen toplantıya Ergen’in yanı sıra İl Başkanı Adem Koç ve il yönetimi katılım gösterdi. Kocaeli’de bir dizi ziyaret gerçekleştirecek olan Ergen, akşam saatlerinde Karamürsel İlçe Yönetimi ile birlikte yeni binanın açılışını gerçekleştirecek.
“RAHMETLE ANIYORUM”
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren DEVA Partisi İl Başkanı Adem Koç, “Başkanımız gece 2-3 civarı ilimize geldi. DEVA Partisi olarak yoğun çalışmalar yapıyoruz. Dün ülkemiz için tarihi bir dönümdü. 28 Şubat’ta 6 siyasi partinin genel başkanı bir çalışmayı milletimizin bekası için icra ettiler. Bugün 1 Mart, 1958 yılında ilimizde bir üzücü hadise yaşandı. 392 kardeşimiz Üsküdar Vapuru gemi faciasıyla rahmetli oldu, şehit verdik. Çoğunluğu Karamürsel, Gölcük’te olan, İzmit Lisesi, İzmit Sanat Okulu’nda öğrenciydi. İstanbul gezisinde o gün gemi kazasıyla 392 şehit verdik. Rahmetle anıyorum” diye konuştu.
“DÖNÜM NOKTASIDIR”
“Gölcük’te bakanımızla birlikte esnaf ziyareti yaparken dükkanlardan geçiyoruz, içeride adam var mı diye bakıyoruz” diyerek açıklamalarına devam eden Koç, “Geldiğimiz nokta içler acısı bir durum. Ne yazık ki mevcut iktidar üç şeyle mücadele için geldi ama yasaklar, yolsuzluk, yoksulluk ile mücadelede enkaza dönüşmüş bir kadro var. Siyasi partilerin tüzük ve programları mükemmeldir. At sahibine göre kişner diye bir söz var. DEVA kadroları da liyakatli, birikimli kadroyu hazırladı. Yeni dönemde yönetime sahibiz. 28 Şubat tarihi bir gündü. Bir dönüm noktasıdır. Ankara’da bir araya geliş oldu. Biz ne çektiysek bir arada olamayışımızdan zarar gördük. Ne zaman ki bir araya gelişi yaşarsak bu millet şaha kalkıyor. Milli Mücadele’yi bir araya gelişle yaşadık. Bu, bizim milletimizin özlediği bir resimdir. Yeni dönemin ülkemiz, milletimiz için hayırlı uğurlu olacağına inanıyorum. Kentsel dönüşüm nedeniyle ilçe binamız yıkılıyor. Karamürsel’de yeni binamızın açılışını yapacağız. Kocaeli teşkilatları şu ana kadar Karamürsel’de de olduğu gibi şu saate kadar her şey helalinden yapılmıştır. Alın teriyle, emekle yapılan çalışmadır” şeklinde konuştu.
“PARTİMİZDE EĞİTİM ANA GÜNDEMİMİZ”
Koç’un ardından konuşmasını gerçekleştiren Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Profesör Doktor Mustafa Ergen, “Ben ilk defa siyaset yapıyorum. Biraz Kuvay-i Milliye zamanına benzetiyorum bu işi. DEVA Partisi’nde 90 kişi kurucu olarak seçildi, ben de birisiyim. Herkesi yansıtan, her bölgeyi yansıtan, işinde iyi yapan, kişiliği iyi insanların bir araya toplanması amacıyla bir araya gelmiş 90 kişi. O kişiler daha sonra illeri kurdu. Liyakat usulüne dayalı olabilecek en iyi kişisini il başkanı, il yönetim kurulu olarak seçtik. O ilin ritmine uyan insanları seçtik. Bizim amacımız buradaki çalışmaların bir parçası olmak, katkı verebilmek. Türkiye’de çok büyük bir umutsuz kesim var, gittikçe de artıyor. En çok umutsuzlar gençler, veliler. Bizim yetişmiş insanlarımız ülkeyi terk etmeye çalışıyorlar. Bu bir ülkenin başına gelebilecek en kötü olaydır. Ben Amerika’dayken ülkesine dönebilenler kendilerini başarılı sayıyorlardı. 20 sene sonra Türkiye’de kalabilenler kendilerini başarısız sayabilecek bir ortamda yaşıyoruz. Bunun başı da eğitim. Eğitim sisteminin tekrar revize olması, tekrar istihdam yaratan bir noktaya gelebilmesi. İnsanlar burada yaşayabiliyorsa zaten insan içgüdüsü yaşanabilir ortama akar. O yüzden partimizde eğitim ana gündemimiz” dedi.
“DİPLOMA ÜRETEN MERKEZLER”
Eğitim sistemini eleştiren Ergen, “Hiçbir öğrenci başladığı eğitim sistemiyle mezun olmuyor. Eğitimde bir şey yaptığınız zaman bunun etkisini 10 sene sonra alırsınız. Maalesef 20 senede yirmi defa değişmiş bir ülkedeyiz. Kimse hesap sormadığı için de herkesin eğitim sistemini değiştirebileceği bir ortamda yaşıyoruz. Hiçbir öğrenci başladığı eğitim sistemiyle mezun olmuyor. Biz hangi tür eğitime evet diyeceğiz toplum olarak? Eğitimde bakış açıları çok fazla. İnsanları, hukuku baz alarak bunu test etmemiz gerekiyor. Biz eğitimde mutabakatı aramak istiyoruz. Covid dönemi, yangınlar vs. sürekli ülke test oluyor ve bu testlerden maalesef geçemiyoruz. Biz ülkenin dinamosu olarak üniversiteleri görüyoruz. Maalesef üniversitelerimiz diploma üreten merkezler olmuş durumda. Böyle bir eğitim sistemine herkes zaten mutsuz başlar. Mezun olacağı zaman işsiz kalacağını bile bile insanları farklı şeylere yönlendirir. Üniversitelerdeki kontrol katsayısı artmış olabilir ama teknoloji, girişimcilik temelli yepyeni dünyayla karşı karşıyayız” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK AVANTAJI GENÇ NÜFUS”
Açıklamalarının devamında Ergen, “Geçen sene 160-170 bin kişi eğitim hayatından el çektirilmiş durumda. Üniversite sisteminin revize edilmesi, özerkleşmesi gerekiyor. Bunun da tek elden yapılmaması gerekiyor. Merkez Bankası neden özerk değil diye kederleniyoruz aynı şekilde üniversitelerde kendi kendilerini idare edebilen süreci kendilerine adapte etmesi lazım. Bunu yapacak kişide akademisyenler ve akademisyenlerin kapasiteleridir. DEVA Partisi olarak bunun için politikalarımızı yayınladık. Fırsat eşitliği var. Her genç, her birey ücretsiz eğitim alabilir, ülke nitelikli öğretmen ve kaliteyi sağlamak zorundadır. Kağıt üzerinde var ama bunun böyle olmadığını biliyoruz. Geçen sene 160-170 bin kişi eğitim hayatından el çektirilmiş durumda. Türkiye’nin en büyük avantajı genç nüfus. Biz zenginleşerek yaklaşamazsak ülke düşük gelirliler grubuna girer ve çıkamaz. Biz bu mekanizmayı kuramazsak sistem işlemez” dedi.
“ÖĞRETMENİNE GÜVENMEYEN MİLLİ EĞİTİM”
Son olarak Ergen, “Milli Eğitim Bakanlığı artık telafi eğitim bakanlığı olacak. Covid döneminde en büyük hasar eğitim sisteminde oldu. 10 sene sonra gördüğünüz için 10 sene geriye dönüp hesap soramıyorsunuz. Bunu da siyasilerden almak gerekiyor. Halk eline geçmesi gerekiyor. Çünkü bunun sonuçlarını çok ağır şekilde hepimiz görüyoruz ve göreceğiz. Covid döneminde çocuklarımız okula gidemedi. Bu eksikliklerle 5-10 sene sonra karışılacağız. Telafi eğitim adı altında bir program hazırladık. Bu nesli yıllarca takip edilerek aranın kapatılmasını istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı artık telafi eğitim bakanlığı olacak. Bunu yapmadığımız zaman 10 sene sonraki polisimi, dişçimi vs. hayal edemiyorum. Bu ülkenin milli güvenlik sorunudur. Öğretmenine güvenmeyen milli eğitim var” ifadelerini kullandı.