Çetin ÇILDIR'ın Köşe Yazısı

Siyaset uzun soluklu çalışmayı, istikrarlı bir şekilde mücadeleyi gerektirir. Bazen döneminizde yaptığınız çalışmalar, yıllar sonra gelenlere altyapı oluşturur. Şırnak 16 Mayıs 1990 yılında il oldu. Yapılan ilk seçimlere bölgede askerlik yapmam dolayısıyla şahitlik ettim. Yolu olmayan 4-5 saat yürüyüş mesafesindeki bir köye seçim görevlisi memur ile birlikte öğle saatlerinde ulaştık. Köy muhtarının evinde kısa bir dinlenme ve sohbet gerçekleştirdik. Siyasete ilgili olmam dolayısıyla sohbet sırasında muhtara sordum. Bu köyde kime oy çıkar.

Muhtar ANAP deyince gerekçesini sordun. Televizyonun üzerinde rahmetli Özal’dan gelen bayram kartını gösterdi ve oyların tamamı ANAP ’dedi. Kapalı olan okulu açtık ve seçim başladı. Muhtar gelen her seçmene müdahale etmeye başlayınca yanıma çağırdım, müdahale etmemesi gerektiğini, vatandaşın kendi oyunu kullanmasına izin vermesini ifade ettim. En fazla 100 kişinin yaşadığı köyde seçim bitti ve oyları saymaya başladık. Bir ANAP, bir Refah, bir ANAP ve bir daha Refah. Refah Partisi'ne çıkan her oyda muhtarın yüzü biraz daha kızarıyordu. Seçim sonucunda oyların yarıya yakını ANAP diğer yarısı Refah ve 1 adet SHP. Önce SHP oyunu sordun bunu kim vermiştir diye. Cevap, o yanlışlıkla verilmiştir burada kimse o partiye oy vermez. Karışmasaydın müdahale etmeme o oy çıkmazdı. Peki dedim ya Refah oyları;

Cevap, vallah komutanım şıhlar geçmiş ben görmemişim.

Bu seçimleri anlatma gerekçem de işte burası. Yolu olmayan bir köyün muhtarına bayram kartı göndermenin sonucu, oyların yarısı. O dönem iktidar olması da bu durumda etkili. O köy muhtarının bile haberi olmadan seçim çalışması yapan insanların mücadelesinin sonucu da, oyların diğer yarısı. Güneydoğu Anadolu bölgesinde bugün AK Parti’nin aldığı oyların altyapısı işte o dönemlerde yapılan çalışmaların sonucu. CHP'nin bölgede yaklaşık 30 yıl sonra bile hala yüzde1 seviyesinde aldığı oylar da cumhuriyeti kurduğunu iddia eden partinin bu çalışmanın içinde olmamasının sonucu.

Seçimleri 38 gün kaldı. Genelde iktidarda olan partinin genel başkanı yaklaşık olarak 30 gündür meydanlarda. Her gün en az iki miting yaparak seçimlere hazırlanıyor.

Muhalefetin amiral gemisi CHP genel başkanı ise pazar günü parti meclisini toplayıp aday isyanlarını bastırma çalışmasında. Muhalefet adına sahada ve gündemi belirleme çabasında olan tek kişi, CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu. O da önce il başkanının istifasını bastırdı, sonra ilçelerde belirlenen adaylardan yediği golleri nasıl çözeceği ile uğraşıyor. Buna rağmen aday olarak belirlediği dönemdeki şüphelerin aksine yarışın içinde olacağını gösteriyor.

Ankara'da Mansur Yavaş yarışa 100 metre önde başladı. İki dönemdir önce MHP sonra CHP adayı olarak girdiği ve ikincisinde kıl payı kaybettiği seçimlere, doğal olarak önde başladı. Dört dönem seçimi forse eden Melih Gökçek aradan çıkınca, favorisi olduğu bir yarışa başladı. Ancak şu ana kadar gösterdiği performans beklentilerin çok altında. Böyle devam ederse 100 metre önde başladığı 200 metrelik yarışı, 100 metre de fark yiyerek kapatacak.

İzmir'de durum daha net. Aday kim olursa olsun AK Parti için seçimin zor olduğu bu bölgede Nihat Zeybekçi imkânsıza yakın bir yarışın içinde. AK Parti eğer Tunç Soyer'in adaylığını tahmin etse, kesinlikle Nihat Zeybekçi ile bu yarışa girmezdi. Tunç Soyer'in siyasete etkisini, İzmir dışında çok daha fazla hissedeceğiz.

3 Büyükşehir doğal olarak bu seçimlerin en fazla konuşulacağı bölgeler. Bu illerin dışında, bu seçimin ikinci gündemi alınacak oy oranları. İktidar kanadı için %50’nin altına düşmek meşruiyet sıkıntısı yaratır. Etkisi devam eden ekonomik kriz ve AK Parti'nin yerel yönetimlerdeki sıkıntılarına rağmen, muhalefetin olası başarısızlığı ise bir deprem etkisi yapar.

SON SÖZ

Yeni sistemde muhalefetin, genel siyasete siyasi figür üretmek için tek yolu yerel yönetimlerdir. Önemli bir büyükşehirde seçim kazanmış ve performans göstermiş isimler potansiyel genel başkan ve cumhurbaşkanı adayı olarak düşünülür. Muhalefet adaylarına bu gözle baktığımızda, böyle bir çalışmanın yapılmadığını görüyoruz. Daha çok genel merkezinin kendi koltuklarını tehdit etmeyecek adayları çıkardığı gözlenmektedir. Muharrem İnce’de siyasi enkaz haline getirildiğini göre muhalefetin genel siyaset için tek planı, karşı cepheden transfer olarak görülmektedir.

Yerel seçimlerde sandık güvenliği de önemli bir mazeret olamaz. Muhtar adayları, meclis üyesi adayları, başkan adayları hepsi sandıkların başındadır. Bu seçimleri de makarnayla, kömürle ve oy hırsızlığı ile açıklayacağını düşünen muhalefet mensuplarına ise vatandaşın cevabı sert olacaktır.

HADİ ORADAN!!!