İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Haluk Tamyüksel, Gebze’de yaşanan bina çökmesinin ardından kamuoyuna yansıyan teknik detayların yalnızca yerel bir sorun değil, İzmit için de ciddi bir alarm olduğunu söyledi. Tamyüksel, özellikle metro kazıları kapsamında yürütülen çalışmaların, zeminin yapısı göz önünde bulundurularak titizlikle planlanması gerektiğini vurguladı. “Aynı zemin, aynı yöntem ve aynı ihmal zinciri İzmit’te de varsa, bu sadece mühendislik meselesi değil, kent güvenliği sorunudur” diyen Tamyüksel, yaşanan sessizliğin tehlikeli bir ihmale dönüşebileceğine dikkat çekti.
İZMİT’İN ZEMİNİ HASSAS, BİNA STOĞU YORGUN
Tamyüksel, İzmit’in Ömerağa, Karabaş, Kadıköy ve Bekirdere gibi merkezi mahallelerinin yüksek yeraltı su seviyesiyle öne çıktığını ve bu durumun teknik açıdan büyük risk taşıdığını belirtti. Söz konusu bölgelerde yapı stoğunun yorgun ve yaşlı olduğunu ifade eden Tamyüksel, bu zeminlerde her mühendislik adımının bilimsel verilere dayanarak atılması gerektiğini vurguladı.
“Eğer kazı yöntemleri yanlış seçilirse, özellikle suyla temas eden zeminlerde dayanım kaybı başlar. Bu da zamanla oturma, tahkimat zayıflığı ve çökme gibi sorunlara yol açar” uyarısında bulundu.
YANLIŞ ZEMİN YÖNTEMİ, RİSKİ ARTIRIYOR
Tamyüksel, zeminin güçlendirilmesinde kullanılan yöntemlerin hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek, “Silikat yöntemi zemini stabilize eder, ama daha ucuz olduğu için tercih edilen kum-çimento karışımı suyla temas ettikçe çözülür, zemini zayıflatır” dedi.
Bu farkın yalnızca teknik bir detay olmadığını söyleyen Tamyüksel, “Bu, kent güvenliği meselesidir. İzmit gibi zemin yapısı karmaşık ve riskli bir kentte kısa vadeli çözümlerle ilerlemek, sorunu büyütür” diye konuştu.
BİLİM DIŞINDA ATILAN HER ADIM RİSK GETİRİR
Metro projesine karşı olmadıklarını, ancak bilimsel güvence sağlanmadan ilerlenmemesi gerektiğini vurgulayan Tamyüksel, şu önerileri paylaştı:
“Metro güzergâhındaki tüm kesitlerde hangi zemin iyileştirme yöntemlerinin uygulandığı kamuoyuna açıklanmalı. İzmit Belediyesi, üniversiteler ve meslek odalarıyla birlikte bağımsız bir jeoteknik izleme ekibi kurulmalı. Titreşim, oturma, çatlaklar ve yeraltı su seviyesi sürekli takip edilmeli; bu veriler düzenli olarak paylaşılmalı. Şeffaflık, güvenliğin ilk adımıdır.”
İZMİT’İN GELECEĞİ BİLİMLE PLANLANMALI
İzmit’in zemin yapısının ve yapı stoğunun, 1999 Marmara Depremi’nden bu yana hâlâ yeterince güçlendirilmediğini belirten Tamyüksel, bunun ciddi bir sorun olduğunu ifade etti. “Yorgun zemin, yaşlı binalar ve denetimsiz derin kazılar birleşince risk domino etkisi yaratır” diyen Tamyüksel, Gebze’deki facianın bir daha yaşanmaması için gerekenin ‘önceden hatırlatmak’ olduğunu söyledi.
Açıklamasını dikkat çeken bir çağrıyla bitirdi:
“Biz yatırımın değil, ihmalin karşısındayız. İzmit’in altına değil, geleceğine yatırım yapalım. Ve bu kez, bilimi susturmayalım.”
