"Ayetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman, küfreden o adamlar mü'minlere:
Bu ayette "iki takım" olarak işaret edilen konu; kafirler ve mü'minler topluluğu...
Tablo bize kafirlerin, mü'minlere büyüklük tasladığını, mü'minleri fakirlikleriyle ayıpladıklarını ve en önemlisi; kendi zenginlikleriyle gururlanıp, bu fani alemdeki basit değer ve ölçülerini ortaya koyuyorlar.
1.grup; dünyaperestlikleri onları aldatırda aldatır... Makamları, şan şöhretleri, mal mülkleri; hepsi ama hepsi onları aldatır!
Onlar yalnızca dünyada zengindir.
2.grup; mü'minlerin bütün zenginliği ise imanlarından ibarettir. Onlarda lüks ve şatafattan eser bulunmaz.
Bu iki karşıt grup, yeryüzünde her zaman mevcuttur.
1.grup, lüks ve şatafata vermiştir kendisini... Malı vardır, estetik güzelliğe sahiptir, makam ve mertebesi vardır. Hakimiyeti elinde bulundurur (öyle sanır). Kendi faydasına olan herşeyi gerçekleştirir. İstediği kadar zenginliğe sahiptir, yer, içer, eğlenir...
2.grup ise; dış görünüşü itibarıyla mütevazidir, alçak gönüllüdür. Dünyanın mal ve eğlencesiyle alay eder. Makam ve mertebeyi, idare ve hakimiyeti önemsemez. Herkesin de kendisi gibi olmasını ister. Bir devlet adamına yaklaşıp, bir hükümdara beş bağlamak için arzu etmez makam ve mertebeyi...
Bunu ancak akide adına ister.
İnandığı şeyleri insanlara sunarken şatafattan kaçınır. Lüks ve israftan uzaklaşır. Allah yolunda olmakla şeref ve izzet bulur. Ondan başkasında asla izzet aramaz.
Hatta inandığı davayı insanlara sunarken; bu uğurda yorulur, didinir, çırpınır, eziyetlere katlanır...
Ve bunların hiç birini dünya menfaati için yapmaz!
İstediği sadece Allah'a yaklaşmaktır.
Onun en uygun mükafatı Allah huzurunda hesaba çekildiği gündür.
Velhasıl; bizler bu alemde ne ile meşgulüz, ne uğruna çaba gösteriyor, çırpınıyor ve didiniyoruz?
Biz dünyamızı kim için, ne için, hangi basit değerler uğruna heba ediyoruz?
İblisin peşinde miyiz, yoksa Allah'ın mı?
Batılın izinden mi gidiyoruz yoksa hakkın mı?
Kafirler ve mü'minler...
"Bu iki takımın hangisinin makamı daha iyi ve yeri daha güzeldir?" (Meryem 73)