Kur'an-ı Kerim...
İlk Müslüman cemiyeti bu kitapla terbiye edildi ve Rabbani nizamı kurmak onlara bahşedildi. Kur'an-ı Kerim, insanoğluna aktarılması için ibretlerle dolu yol ve terbiye kitabıdır. Aslında dünya hayatından fırsat ayırıp incelersek, bu kitabın bir millet medresesi olduğunu anlayabiliriz.
Hak Teâlâ; Kur'an'ın, bu ümmetin hayatına hakim yegâne kumandan olmasını, gelecek nesilleri yönetmesini, hayatlarını düzenlemesini, yeni neslin bu kitapla terbiye edilmesini emreder. Bu sebeple, yetişen yeni nesil tarafından iyice okunmalı ve kavranmalıdır. Kur'an, geleceği aydınlatan, günlük hayata düzen getiren, pratik yaşamı dipdiri ve canlı tutan tek sistemdir.
O, ne tilavet edilen güzel bir söz, ne bir sır kitabı, ne de geçip giden ve bir daha dönmeyecek olan hakikatler yığını değildir.
İlk Müslüman cemiyeti nasıl ki günlük hayatını idare etmek için ona uzandıysa, bağlandıysa; bizler de bugün ve yarın hayatımızı onun iradesine teslim etmek için Kur'an'ı dikkatlice okumakdıkça asla ondan faydalanamayız.
Rabb'imiz kullarının hayatına hikmetler yerleştirmiştir. Ama bizler, Kur'an'ı kavrayamadığımız için bu hikmetleri çoğu zaman göremeyiz. Rabb'i anlamak ve tanımak için, yolumuzu bulmak ve kaybetmemek için Kur'an'ı anlamalıyız.
İşte o zaman Kur'an'da, hayat ve dünya buluruz.
İşte o zaman ancak Allah'ın "Ey iman edenler! Sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman Allah'a ve Rasûlü'ne icabet edin" buyruğunun mânâsını anlayabiliriz.
Bu kitap hayata davettir.
Devamlı ve yepyeni bir hayata...
Tarihin kalın sayfalarından herhangi bir yaprağın arasına sıkışmış eski bir hayata değil...