Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmelerinde söz alan İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı bütçelerine yönelik eleştirilerini sıraladı. Meclis sıralarının büyük ölçüde boş olmasına dikkat çeken Türkkan, Bakanların kendi vekillerinin dahi ilgisizliğine maruz kalmasını “saygısızlık” olarak değerlendirdi.
Ulaştırma Bakanlığı bütçesinin halkın değil, bir avuç ayrıcalıklı müteahhidin yararına olduğunu ifade eden Türkkan, “O devasa projeler aslında bir servet transferi. Bu bütçe, ulaşımdan çok, ihalelerden beslenenleri mutlu ediyor.” dedi. Özellikle Eskişehir yolundaki lüks projelerin arkasında kamu ihaleleriyle büyüyen firmaların olduğuna dikkat çekti.
Gebze’de 4 Kişi Öldü: “Biz Tünelin Değil, Bu Ölümlerin Hesabını Soruyoruz”
29 Ekim’de Gebze’de bir binanın çökmesi sonucu aynı aileden dört kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili konuşan Türkkan, olayın metro inşaatına yakınlığı nedeniyle soru işaretleri taşıdığını belirtti. Yetkililerin “Tünelde çatlak yok, su sızıntısı yok” şeklindeki savunmasını yetersiz bulan Türkkan, “Biz tünelin sağlamlığını değil, dört insanın niye toprak altında kaldığını soruyoruz” dedi.
Ayrıca proje öncesinde riskli olarak tanımlanan 71 binanın varlığına dikkat çeken Türkkan, olay sonrası sadece 24 bina kalmışken bunlardan 21’inin aceleyle kamulaştırıldığını vurgulayarak, “Bu acele neden?” sorusunu gündeme getirdi.
Cengiz Topel Yalnızlığa Terk Edildi
Kocaeli’nin vergide Türkiye ortalamasının beş katı katkı sağladığını hatırlatan Türkkan, buna rağmen Cengiz Topel Havalimanı’nın atıl durumda bırakılmasını eleştirdi. Yaz aylarında açılan seferlerin kışın iptal edilmesini “besleme muamelesi” olarak değerlendiren Türkkan, Cengiz Topel’in Sabiha Gökçen’e alternatif olarak aktif kullanılması çağrısında bulundu.
“Zafer Havalimanı gibi çürümeye terk edilmesin” diyen Türkkan, charter uçuşlarının Cengiz Topel’e yönlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Kara Yoluna Mahkûm Edilen Kocaeli: “Demiryolu Açın, Enflasyon Düşsün”
Kocaeli’deki kara yolu trafiğine dikkat çeken Türkkan, yük taşımacılığının neredeyse tamamen tırlara sıkıştığını ifade etti. Demiryolu taşımacılığının devreye alınmasıyla sadece yolların değil, maliyetlerin de rahatlayacağını belirtti.
İroniyle “Madem birilerini zengin edeceksiniz, bari aynı müteahhitlere demiryolu ihalesi verin” diyen Türkkan, kara yolu odaklı politikalardan vazgeçilmesi gerektiğini savundu.
“21/B” İhalelerle Yandaş Zenginliği: “Halka Değil, Cebe Çalışıyor”
Türkkan, kamu ihalelerinin 21/b maddesiyle “davet usulü” verilmesini sert bir dille eleştirdi. Bazı firmaların Azerbaycan ve Afrika’da göstermelik işler yaparak yeterlilik puanı topladığını, sonra Türkiye’de milyonluk projelere kolayca eriştiğini dile getirdi.
“İçinde tavuk gezen pistler yapıp sonra buradan ihale alıyorlar. Bu, Merkez Bankası soyulur gibi kamu kasasının boşaltılmasıdır.” diyerek yolsuzluk iddialarına dikkat çekti.
Yavaş İnternet, Geri Kalan Altyapı: “Gana’yla Yarışıp Almanya’yı Yakalayamazsınız”
Türkiye’nin dijital altyapısının da ihmal edildiğini söyleyen Türkkan, internet hızında 101. sırada bulunulduğunu ve dünya ile rekabet edilemeyeceğini söyledi. Türkiye’nin veri merkezi sayısının da Avrupa’nın çok gerisinde olduğunu belirtti.
2030 yılına kadar Almanya seviyesine çıkılması gerektiğini vurgulayan Türkkan, aksi halde teknoloji ihracatındaki hedeflerin hayal olacağını belirtti.
“Yüksek Teknoloji” Masalı ve Çin Eleştirisi
Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın “iyi niyetli” çabalarını takdir eden Türkkan, yapısal sorunlar çözülmeden başarılı olunamayacağını söyledi. Hukukun ve öngörülebilirliğin yatırımcı için ön koşul olduğunu vurguladı.
Yüksek teknoloji ihracatında ise Türkiye’nin gerilediğini savundu: “2002’de yüzde 6 olan oran, bugün yüzde 3’e düşmüş durumda. Gerçekler anlatılmalı.”
Dış ticaret açığının %60’ının Çin kaynaklı olduğunu hatırlatan Türkkan, Avrupa’nın Uygur Türklerine yapılan zulüm nedeniyle Çin mallarını reddettiğini, Türkiye’nin ise bu konuda sessiz kaldığını söyledi: “Avrupa, Uygur Türklerinin kanı var diyerek almıyor. Siz kırmızı halı seriyorsunuz. Bu kanıma dokunuyor.”
