Karanlık Eller...!

Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Abone Ol

2010 yılında gazeteler şöyle manşet atıyordu;

Ergenekon'u CIA kurdu

Fazla değil birkaç yıl sonra aynı gazeteler;

“FETÖ’yü CIA kurdu”

Manşetleri attı.

Soru ise şimdi şu;

Peki şimdi CIA ne kurdu?

Türkiye’de 1950’derler derin yapılanmalar için ama bence çok eskiye dayanır.

Bitmeyen kaoslar yaratılır, kaosu yaratanlar medya gücü ile gündem değiştirir ve ardından büyük olaylar patlar.

Yıllardır böyle olmuştur.

Üzülerek söylüyorum, bugün buna benzer tehlike var.

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nda Ankara’da yapılan saldırı öyle basit bir olay değil bence…

Çözüm sürecinde neler söylediler, kimse bir bakana saldırmadı. Hükümetin bakanları söylemleri ile muhalefeti terör örgütü gibi gösterdi. İşte tüm bu haklı söylemlerin dışında bence daha derin daha farklı bir kurgu var.

Bu olaylardan binlerce senaryo çıkar ama bence bu çirkin saldırının arkası çok dolu.

Görüntüleri tekrar tekrar izledim. Adına siz gladyo, derin yapı deyin bu olay öyle basit anlık bir olay değil, bence karanlık eller sahneye çıkmak istedi.

Köylülere bakın ne diyorlar;

*Bunu yapan bu köylü değil. Provakasyon yapıyorlar.

*Bir kadın evi yakın diye sürekli bağırdı.

*Bir önden bir arkadan, bir sağdan bir soldan kışkırtıcı şekilde bağırdılar.

Son cümle önemli…

Nasıl bir hazırlık yapıldığı ortada,

Ben daha büyük bir felaket olmadığı için ülkem adına çok mutluyum.

Birileri eleştiriyor ama özellikle Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar’ı gerçekten kutluyorum.

Bir de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kendi korumalarını…

Çünkü bu tarz olayların ortak özelliği bir anda alanda kolluk kuvvetlerinin otorite boşluğudur. Nitekim benzer bir durum yaşanmış ancak Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar “Buradayım” demiştir.

Türkiye tehlikeli sulara çekilmek isteniyor.

Bu zemini hazırlayan veya onlara hazırlatılması istenen kişiler siyasetçilerdir. Kimi bilerek kimi bilmeyerek bu ortamı söylemleri ile hazırlar.

O yüzden bu ülke de şehit cenazesine dahi o gelmesin, bunu almayın diyerek toplumu bölenler bu milletin vicdanında yargılanacaktır.

Keskin üslup ve söylemler derin yapının oluşturmak istediği kaosun anahtarıdır.

Keskin uslup ve kutuplaşma söylemlerine karşılık bu millet hala bir olmanın önemi biliyor;

2 saat Sayın Kılıçdaroğlu’nu evinde misafir eden Ev sahibi Rahim Doruk; "Bizim örfümüzde, adetimizde, geleneğimizde kapımıza gelene kapımızı açarız biz. Çünkü Allah'ın gönderdiği bir misafirdir ki Kemal Kılıçdaroğlu'da burada ölmek üzereydi. O kapı açılmamış olsaydı. Allah vermesin”

Bana göre bu olay tam olarak aydınlatılmalı…

Yeni bir yapı ile karşı karşıya olup olmadığımızı görmemiz lazım.

Bu olayın derinliklerine inmek lazım.

Aydınlatılmazsa sonucu daha ağır benzer olayları umarım yaşamayız.