Köpek Tartışması Üzerine…

Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Abone Ol

İki olayı hiç unutmuyorum.

Telefonum çaldı.

Yahya Kaptan’da oturan bir aile…

“Lütfen bize yardım edin” diyen bir vatandaş.

En önemlisi ise anne.

9 yaşlarında çocuklarına sokak köpekleri saldırmış,

Nasıl çocuklarını kurtaracaklarını bilememişler…

Çocuğun belirli bölgelerini köpekler ısırarak koparmış.

Korkusu, endişesi hala aklımda…

Görüntü ve fotoğraflar geldi.

İzmit Belediyesi’ni göreve çağırarak haber yaptık.

O haberin yine arkasındayım.

******

64 yaşında bir teyze, gazetemize geldi.

Zor, aksak şekilde yürüyor.

Korku ve endişeli, sabaha kadar kabuslar görmüş..

Sokak köpeğinin saldırısına uğramış.

Yaşadıklarını anlatan Nurhan Teyze, “Geceleri korkutan uyuyamıyorum” dediğinde nasıl üzüldüğümü ben bilirim.

Daha bunun gibi nice olay…

Bugün ilk anlattığım haberimizi İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, köpek tartışmaları üzerine göstererek gazetecileri daha duyarlı olmaya davet etti.

Ben konuşmasını böyle anladım.

Sayın başkan biz duyarlıyız.

Yine duyarlı olacağız ancak önce insana…

Vatandaş sokak köpeklerinden, çocuklarını dışarı çıkartamıyor.

Okula gönderemiyor.

Evine gidemiyor.

Kendiniz ifade ettiniz;

İzmit Belediyesi’ne sokak köpeklerinden şikayet olarak 3 bin telefon gelmiş…

Bana göre bu sorun sadece İzmit’in de değil hatta Kocaeli’nin değil tüm Türkiye’nin büyük bir sorunu…

Ancak birilerinin sesi çok çıkıyor diye köpeklerin sorunlarını insanların sorunlarının önüne koyacak değilim…

Kim ne derse desin fikrim, düşüncem net.

Kimse tabi ki köpeklerin öldürülmesini istemez.

Ben belediye başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in birim müdürlerinin asla böyle bir talimat vermeyeceğine eminim.

Bu konuyu tartışmaya dahi gerek yok.

Çalışan personelinin dahi bu niyette olmadığına inanıyorum.

Ancak bir gerçek var ki bu durum 1980 belediyeciliği.

Yani köpek öldürülmelerini o dönemler yaşar, hatırlardık.

Geriye gitmiş gibi hissettiğimi ifade etmeden geçemeyeceğim.

Konu yargıda olduğu için çok yorum yapmakta istemiyorum.

*Ancak “üç ağaç için dünyayı ayağa kaldırdılar” diyenler bakıyorum da “üç köpek öldü” diye belediye başkanını istifaya çağırıyorlar.

*Hürriyet’in “Beni linç ediyorlar” söylemine de katılmıyorum. Partiler böyle bir durum bulduğunda siyasi olarak faydalanır. Aynısını eminim ki CHP de yapardı, zaten yapıyor da…

*Bence vatandaşın, hayvan savunucuları dernekleri kadar sesi gür çıkmasa da, sokak köpekleri konusunda daha farklı düşünüyorlar. Tabi ki kimse öldürülmelerini beklemiyor ancak mahallesinde sokak köpekleri olmasından son derece korkuyor, endişe ediyor, rahatsız oluyor, yerel yönetimlerden çözüm bekliyor.

*Sokak köpekleri konusunda ve bu yaşanan son olayla ilgili onlarca eleştiri veya belediyeyi savunan yazılar okudum ancak kimseden de çözüm önerisi görmedim. Kimse şöyle yapalım diyemiyor. Gerçekten önerisi olanı haber yapmak isterim.

*CHP’li İzmit Belediyesi’nin başına gelen olayın bu kadar abartılmasında acaba “CHP böyle her şeyi abarttığı” için kendisinin başına da benzeri gelince “böyle yapmamalıymışız” diye düşünür mü bunu da merak ediyorum. İnanın bana bu olay İzmit Belediyesi Ak Parti’deyken yaşansaydı, CHP’liler kıyameti kopartırlardı. Demek istediğim CHP de olay ve tepkilerde öz eleştiri yapacak mı?

*Sosyal medyadan gelen yoğun tepkiye bakarak bu olay sandığa yansır diyenler var. Bunu tartışmak istemiyorum ama bence yansımaz, bunu zamanı geldiğinde göreceğiz. Örnekle anlatayım; Hatırlayın Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce taraftarları çoğunluğu ve paylaşımlarda sosyal medyada seçimi kazanmış gibi bir algı vardı sonuç ortada… Her sosyal medya tepkisi vatandaşta karşılığı var anlamına gelmez benden demesi…

*Bir diğer konu Hürriyet’in basın açıklaması. Stres ve yorgunluğu yüzüne yansımış. Yorulmuş. Kriz anlarında siyasetçiler daha dirayetli olmalı. Siyasetçi güçlü görünmek zorundadır. Gerekirse dinlenip daha sonra açıklama yapacak. Gündem belirleyecek, bilgiyi yönlendirecek. Tartışma konusuna yön verecek. Özellikle ilk 10 dakika için hiç alışık olmadığım Hürriyet gördüm. Sonlara doğru toplasa da ben bütün sorumluluğu üstüne alan, meseleyi göğüsleyen bir aktör göremedim. Aktörler krizlerde ortaya çıkar benden demesi…

*Ve en önemlisi;

Bana göre köpek tartışmalarıyla ilgili göre en doğru analizi Serkan Akyıldız yaptı.

Kim mi Serkan Akyıldız?

İş insanı, KOTO Meclis Üyesi, Ak Parti Milletvekili Aday Adayı…

Ne dedi, lütfen okuyun;

Bir büyük alkış da Kocaeli'nde it köpek üzerinden siyaset yapanlara gelsin.  Birileri define bulmuş talancı gibi yüklenirken birileri çıkmış basının karşısına savunma yapıyor

İNSANLAR AÇ, İNSANLAR İŞSİZ

Beyler, bayanlar. Burası Kocaeli. Önde gelen bir Büyükşehir.  İnsanlar aç , insanlar işsiz, esnaf kapatmış, salgın var, hastalık var. Ümitsizlik var. Bıkkınlık var. İşyerleri durgun. İnsanlar kredilerini nasıl ödeyeceğini , tezgâhını kapatmadan nasıl bu hengameyi atlatırım düşünüyor”

BIRAKIN KÖPEK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAYI!

Biraz da insanları nasıl rahatlatırız, nasıl daha fazla iş sağlarız , maddi manevi rahatlatırız, neden Kocaeli ihracat, ithalat rekorları kırmıyor, neyin önünü açamıyoruz, bunları düşünün. Lütfen bırakın it köpek üzerinden siyaset ve savunma yapmayı..

İşte tam ben bu noktadayım.

İnsanlar ümitsiz, bıkkınlık var.

Anlatabiliyor muyum?