Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), son yıllarda okullarda artış gösteren akran zorbalığına karşı harekete geçti. Bakanlık, öğrenciler arasındaki yaş farkından kaynaklı davranışsal ve gelişimsel sorunları en aza indirmek amacıyla ilkokula başlama yaşına yönelik önemli bir değişikliğe gidiyor. Son aşamaya gelinen taslak düzenleme, özellikle birinci sınıf düzeyinde oluşan yaş farklarının çocuklar üzerindeki etkisini azaltmayı hedefliyor. Mevcut uygulamanın neden olduğu gelişim farklılıklarının, sınıf içi uyumu ve öğrenme süreçlerini olumsuz etkilediği tespit edildi. Yeni düzenlemenin, hem öğrencilerin psikolojik gelişimini hem de sınıf içi dengeyi gözeterek hayata geçirilmesi planlanıyor.
AKRAN ZORBALIĞINI ÖNLEMEYE YÖNELİK ADIM
Son yıllarda ilkokullarda sıkça karşılaşılan akran zorbalığı, özellikle yaşça küçük öğrencilerin, daha büyük ve gelişim açısından ileride olan akranları karşısında savunmasız kalmasına neden oluyor. MEB’in hazırladığı taslak düzenleme, yaş farkından doğan bu dengesizliği ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Uzmanlar, sınıf içinde 14 aya kadar çıkan yaş farklarının, çocukların anlama kapasitesinde ve sosyal uyum süreçlerinde belirgin farklılıklara yol açtığını belirtiyor. Bu durum hem zorbalık riskini artırıyor hem de eğitimde fırsat eşitliğini zedeliyor.
MEVCUT UYGULAMA NASIL İŞLİYOR?
Halen yürürlükte olan 2014 tarihli yönetmeliğe göre, eylül ayı itibarıyla 69 aylık olan çocuklar ilkokula başlayabiliyor. Ancak veliler istemeleri halinde, çocuklarını 66 aylıkken de birinci sınıfa başlatabiliyor. Bu esneklik, bazı sınıflarda çocuklar arasında büyük yaş farklılıklarının oluşmasına neden oluyor. Yaşça küçük olan öğrenciler, hem akademik hem de sosyal açıdan zorlanabiliyor. Bu da sınıf içi dengeyi bozarken, eğitim ortamında eşitsizliğe zemin hazırlıyor.
YENİ DÜZENLEME NE GETİRECEK?
MEB’in hazırlıklarını sürdürdüğü yeni düzenleme ile ilkokula başlama yaşının daha net çizgilerle belirlenmesi hedefleniyor. Taslak çalışmada, yaş farkını azaltacak daha katı kuralların getirilmesi gündemde. Böylece sınıf içinde gelişimsel olarak daha homojen gruplar oluşturularak, öğrencilerin öğrenme süreçlerinin desteklenmesi ve zorbalık riskinin azaltılması amaçlanıyor. Bakanlık yetkilileri, bu düzenlemenin öğretmenlerin sınıf yönetimini de kolaylaştıracağını belirtiyor. Yeni uygulamanın, paydaş görüşleri alındıktan sonra 2025-2026 eğitim öğretim yılına yetiştirilmesi planlanıyor.