Kocaeli Haber -  Bugün gerçekleştirilen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Mayıs Ayı Meclis Toplantısı’nın ardından İSU Genel Kurulu yapıldı. İSU Genel Müdürü Ali Sağlık tarafından yapılan faaliyet raporu sunumu sonrasında söz alan CHP’li Meclis Üyesi Mehmet Nazım Gençtürk konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“EKSİKLİĞİN VE DUYARSIZLIĞIN OLDUĞUNU GÖRMEKTEYİZ”

“Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve İSU’nun yönetim politikalarının daha şeffaf, adil ve vatandaş odaklı olması yönünde halen daha pek çok eksikliğin ve duyarsızlığın olduğunu görmekteyiz. Pek çok yatırımdan bahsedilmiş ancak bu yatırımların; kentin sağlıklı ve kesintisiz suya ulaşmasına ne derece hizmet ettiği belirsiz. Hedefler kısa vadeli ve kaçamak belirlenip sınırlı tutulmuş; sonra bu hedefe ulaşmak sanki başarıymış gibi allanıp pullanmış.

“SUYA GİZLİ/OTOMATİK ZAM İLE YILLARCA VATANDAŞ KANDIRILDI”

Belki vatandaş bilmez ama bu genel kurul iyi bilir ki; suya zam yapılabilmesi için İSU genel kurulunun yani bu meclisin zam tarife değişikliği) kararı alması gerekir. Ne var ki; İSU uzun yıllar (2013 yılından beri), bir su zammı kararı almaya ihtiyaç duymaksızın otomatik zam uygulaması ile her yıl Ocak ayında TEFE-TÜFE oranında zam gerçekleştirdi. Kimse zam açıklaması yapmak zorunda kalmadı, kimse gazetelerde zam haberi de okumadı ama o zam her yıl gizli gizli yapıldı. Bazı yıllar ise genel kurulda “zam yapmama” kararı alıp bir lütuf gibi servis edildi. Yağış azlığı, baraj doluluk oranları gibi unsurlar dikkate alınarak istisnai olarak meclis kararı ile uygulanabilecek zam, kural haline gelirken indirim istisnai oldu.  Suya zam yapmamayı “İndirim” olarak lanse ederek vatandaşın algılarıyla oynandı. Vatandaş eline aldığı faturada yazan rakamı da görüyor, gizli zammı da fark ediyor

“KADEMELİ TARİFE AVANTAJINDAN YARARLANAMAYAN YÜZLERCE AİLE VAR”

Kademeli Tarife uygulaması kapsamında 5 kişi ve üzeri nüfuslu aileler için indirimli su tüketim tarifesi belirlendi ancak bu indirimden faydalanamayan çok aile var. Sebebi de bunun başvuru şartına bağlanması. Yani sizin hanenizde 8 kişi yaşıyor olabilir ancak yöntemden bilginiz yoksa ya da  internet kullanamıyorsanız, bu tarifeden yararlanmak için başvuru yapmak zorunda olduğunuzu bilmediğinizden yüksek tarifeden kullanıyor olabilirsiniz. Yapıcı bir eleştiri olarak dile getirmek istiyorum; belki nüfus müdürlüğü ile bir işbirliği ile adrese dayalı nüfus kayıt sistemi aracılığı ile hane nüfusları tespit edilerek indirimli tarifeden yararlanmaları sağlanabilir.

ABONELERİN YÜZDE 25’İ TOPLAM SUYUN YÜZDE 50’SİNİ KULLANIYOR

Küresel ısınma ve artan insan nüfusu ile suyun gelecekte ne kadar önemli olacağı hepimizin malumu. Buna karşılık yoğun su tüketimi yapan aboneler kapsamında kalan sanayi kuruluşları tarafından kullanılan suyun içerisinde, geri kazanım suyu olarak tabir edilen su oranı oldukça düşük, 1/3 oranında. Geçen senelerde de böyleydi, bir ilerleme yok. Tarımsal sulama faaliyetleri ve endüstri için gri su kullanımı ile ilgili önceki yıllarda taleplerimiz olmuştu. Bu konu da etkili bir adım atılmadığını, ileriye dönük kalıcı ve sürdürülebilir bir su politikası belirlenmediğini görüyoruz. Yenilenebilir Enerji konusunda; kurum olarak tüketilen elektriğin yüzde 14’ü İSU’nun kendisi tarafından üretiliyormuş. Bir başarı hikayesi olmayınca faaliyet raporunun satır aralarında bulduk bu oranı.  Bu oran geçen sene yüzde 17 civarında iken, nasıl yüzde 50’ye çıkarırız bunu konuşmamız lazım demiştik. Görüyoruz ki bir ilerleme olmadığı gibi geriye gidilmiş.  Yüksek bütçeli yatırım yapıldığı halde teknik olarak yetersiz olduğu için faaliyete alınamadığı iddia edilen Gebze ve Başiskele Çamur Yakma ve Enerji üretim tesislerinin akıbetinin ne olacağını da göremedik faaliyet raporunda. Bu oranların düşüklüğünün sebebi yatırımların karşılığının alınamamış olması mı, bir açıklama bekliyoruz. Şebekelerdeki Kayıp su oranındaki azaltılmasına yönelik olumlu çalışmalar olduğu belirtilmiş ancak halen daha yüzde 25 oranında bir kayıp su olduğu da bir gerçek. Bu hususun öncelenmesi, uzun vadeli hedefi erken yakaladık demek yerine daha daha zorlayıcı hedefler belirlenmesi ve birazdan bahsedeceğim taahhüt işlerinde liyakat ve denetimin öncelenmesi gerekmektedir.

“KOCAELİ’DE 200 KİLOMETRE ASBESTLİ BORU VAR”

Faaliyet raporunda, pek çok noktada, SCADA sistemi ve lisanslı diğer programlar ile düzenli olarak su analizlerinin yapıldığı belirtilmiş. Su depolarında, su kaynaklarında yapılan analiz elbette önemlidir ancak Kocaeli’deki asbestli boru gerçeği yadsınamayacak bir boyuttadır. Kocaeli’de su çeşmeden içilir diye afaki bir söylemimiz var. İSU’nun internet sitesine girince karşımıza bu slogan çıkıyor. Benim çevremde suyu gönül rahatlığı ile çeşmeden içebilen kimse yok. Ali Sağlık kendi evinde suyu çeşmeden mi içiyor bilmiyorum, Tahir başkanım Ali müdürüme güvenip de suyu çeşmeden mi içiyor bilmiyorum. Ancak şunu söyleyebilirim ki;. Suyun barajdan çıkışı temiz olabilir depolaması temiz olabilir, çıkışı temiz olabilir ama asbestli borulardan geçip de çeşmeden akan suyun analizi yok burada. Onun analizi ciğerlerimizde maalesef.

İHALE ŞARTNAMELERİ

Tamamlanmış ve devam eden ihalelere baktığımızda vahim bir tabloyla karşılaşıyoruz. Ya şartnameler hatalı keşifle hazırlanıyor, ya bütçe ve zaman öngörüsünden uzak gerçekleştiriliyor ya da yeterli denetim yapılmıyor ya da hiç düşünmek istemediğimiz bir şey olarak birileri kayırılıyor. Alt yapı ve kanalizasyon çalışmalarının zamanında-öngörülebilir sürelerde ve öngörülebilir bütçelerle gerçekleştirilmediğini ne yazık ki görüyoruz. Hali hazırda devem eden projelerin neredeyse tamamında ne öngörülen bitirme süresinde iş bitirilmiş ne de öngörülen bütçe kapsamında kalınabilmiş. Birkaç örnek vermek gerekirse;

KÖRFEZ DOĞU BÖLGESİ İÇME SUYU-KANALİZASYON-YAĞMUR SUYU İKMAL İŞİ

İşin tamamlanma tarihi 25.01.2024, yani 4 gün sonra ama işin tamamlanma oranına bakıldığında henüz yüzde 65’lerde olduğunu görüyoruz. Sözleşme bedeli 80 milyon, yani bu işin 80 milyona bitirilebileceği öngörülmüş ve bu şekilde ihaleye çıkarılmış.  Bugüne kadar ödenen sözleşme kapsamında yükleniciye ödenen bedel ne kadar? 219 milyon. Bu para hepimizin cebinden çıkıyor. Hadi bu iş yıllara sari idi fiyat farkı yedi vs. Diğerlerine de baktığımızda sonuç değişmiyor;

KARTEPE DAĞ-KAVAKLI VE KULE DERELERİ ISLAH- KANALİZASYON VE İÇME SUYU İŞİ

İşin öngörülen tamamlanma süresi üzerinden 40 gün geçmiş. 770 metre içme suyu hattı ihale edilmiş, yüklenici 86 metre yapmış, 1043 metre dere ıslahı ihale edilmiş yüklenici 110 metre yapmış. Sözleşme bitiş tarihi üzerinden 40 gün geçmesine karşın işin sadece onda biri yapılmış.

İZMİT-DERİNCE KANDIRA MUHTELİF SOKAKALRDA İÇME SUYU-ATIK SU YAĞMUR SUYU HATTI YAPIM İŞİ

78.546 metre içme suyu hattı planlanmış ve bu şekilde ihaleye çıkılmış.  Ne kadar yapılmış? 2600 metre. 5 gün sonra süresi doluyor ama 62 milyonluk bütçenin bütçenin tamamı işin yirmide biri yapıldığı hatta kullanılmış.

BAŞİSKELE GÖLCÜK KARAMÜRSEL ALTYAPI VE BAĞLANTI HATLARI İNŞAATI YAPIM İŞİ

İşin öngörülen tamamlanma süresi 5 gün sonra bitiyor. 11835 metre içme suyu hattı planlanmış henüz hiç yapılmamış, 4441 m kanalizasyon hattı planlanmış 448 metre yapılmış. Yağmur suyu hattı hiç planlanmamış 443 metre yapılmış. Sözleşmeye ve ihaleye konu olan asıl yapılmadığı halde keşfe-şartname konulmayan iş yaptırılıyor. Bu teklifi değiştirecek bir husus değil mi bu? İhaleye girme kararını etkileyecek bir husus değil mi? Rekabete aykırı bir ihale süreci değil mi? Tek tek ihalelerden bahsetmeyeceğim ancak tamamı için bu böyle. Bu para kamunun parası, hepimizin parası, etkili kullanılması kullanımın denetlenmesi, vatandaşa hizmetin zamanında ve nitelikli sunulması önemli. Ancak burada ciddi bir basiretsizlik olduğu görülmekte.

MALİ TABLOLARA İLİŞKİN DE BİRKAÇ ŞEYE DEĞİNECEĞİM

Bize sunulan faaliyet raporunda ve ekli belgelerde sanki birşeyler oldu bittiye getirilmiş, tam ayrıntıları anlaşılmasın diye özel çaba sarfedilmiş gibi. Gelir kalemlerinin toplamı verilmiş abonelik geliri-atık su geliri-kira geliri vs. toplamı verilmiş. Hangi kalemden ne gelir elde edilmişi göremiyoruz. Gider kalemleri hangi müdürlüğünü hangi daire başkanlığının hangi gideri yaptığı belirtilmeksizin toplamlar üzerinden verilmiş. Biz bir müdürlüğün görev yetki alanı ile uyumlu bir gelir-gider harcaması var mı göremiyoruz. Bazı kalem harcamaları özellikle dikkatimizi çekti. Mesela araç kiralamaları, bizim İzmit Belediyesi olarak hassas olduğumuz bir konu.

“İSU’NUN BU KADAR ARAÇLA HİZMET VERMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

İSU’nun envanterinde araç bedeli 66 milyon. Tüm Kocaeli genelinde hizmet veren yaptığı iş itibariyle de özel donanımlı araçlara sahip olması gereken İSU’nun bu kadar araçla hizmet vermesi mümkün değil. Karşılaştırma açısından söylüyorum İzmit Belediyesi araç envanterinde 338 milyonluk araç var. Demek ki İSU araç kiralıyor. Ancak kiralama bedellerine baktığımızda yine rakam ve araç uyumsuzluğunu görüyoruz. 4. Düzey muhasebe kodu yazılmadığı için hangi kiralama bedeline ne kadar verildiğini göremiyoruz. Sanki göze batmasın gündem olması diye diğer hizmet alımları gibi farklı kalemler altında verilmiş olabileceğine kanaat getirdik.

“İHTİYAÇ DUYULAN BİR ARAÇ NEDEN KİRALIK?”

Daha geçen hafta burada bangır bangır her türlü hesabı kitabı yaptık kiralamak daha uyguna geliyor diye kiralamayı savunuyordunuz ama İSU faaliyet raporunda göğsünüzü gere gere araç kiraladık şu kadar kira veriyoruz diyememişsiniz, gider kalemlerini gizlemişsiniz. KUKA araçları bile kiralık. Kuka ne biliyorsunuz basınçlı suyla kanal -foseptik temizleme aracı. İSU’nun asli görev alanında kullanılan ve istisnasız her gün bir bölgede işletmede vs. ihtiyaç duyulan bir araç neden kiralık?

“İSU KAR ETMEK ZORUNDA DEĞİL”

Gider taahhütleri hesabında 1,5 milyar öngörülmüş. Ancak biz ihalelerde görüyoruz ki öngörülen taahhüt bedellerinin 3 katı 4 katı ödemeler söz konusu. Az önce de devam eden işlerin vaziyetlerinden bahsettim. Hal böyleyken bu rakama sadık kalınması da çok mümkün gözükmüyor. Açıklamaya muhtaç kalemler söz konusu; 2 milyon yolluk verilmiş. Araç sayısına bakıyoruz, yakıt bedellerine bakıyoruz, personel sayısına bakıyoruz nereden bakarsanız bakın bir tutarsızlık var. Bu yolluklar kime hangi görev kapsamında veriliyor, etkin bir denetimi var mıdır? Bu kadar liyakatsiz yönetim anlayışına, eş dost hısım akrabaya. İhalelerdeki özensizliğe denetimsizliğe, öngörüsüzlüğe rağmen şirket 767 milyon kar etmiş gözüküyor. Demek ki vatandaş ve hizmet odaklı liyakate adalete ve şeffaflığa dayalı bir anlayış benimsense vatandaşa çok daha sağlıklı suyu çok daha ucuza verme imkanımız var. İsu kar etmek zorunda değil, amme hizmet yapıyor sonuçta ama hizmeti öncelemek ve sürdürülebilir su politikaları üretmek, günü kurtarmak için değil de bu kentin 50-100 yıllık geleceğini düşünmek zorunda.”

Kaynak: Haber Merkezi