O, kapısına geleni reddetmez!

Ayşe Battal'ın Köşe Yazısı;

Abone Ol


"Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, küçük kusurlarını örter ve sizi şerefli bir mevkiye yerleştiririz." (Nisa 31)

Biraz daha dikkatli incelediğimizde ve azimle anlamaya çalıştığımızda Kur'an-ı Kerim'i; İslam'ın, bu dinin verdiği emirlerin, koyduğu hükümlerin, getirdiği yasakların, insanı temiz ve yüceliğe sevk ederek mutlu bir cemiyet meydana getirmeye çalıştığını görürüz.

Her noktası hikmetlerle dolu olan bu dinin en yüce ve en müsamahakar bir din olduğundan şüphemiz olabilir mi?

Yüce Allah; bir çağrıda bulunup insanların zayıflığını ve gücünün sınırlı olduğunu göz önünde tutup, mizacını ve yaratılışından gelen her türlü tesiri de hesap ederek hükmünü vermekte ve mümkün mertebe kuluna kolaylık sağlamaktadır.

Bu ayette, Rabb'i Zülcelâl'in, günahların büyüklerinden kaçınıldığı takdirde doğrudan doğruya kulunu affedeceğini anlıyoruz. Bu, hem bir vaad, hem de müminler için bir müjdedir.

Kulun, Rabb'in bahşettiği muttakiler mertebesine ulaşabilmesi için yapacağı iki şey var; biri büyük günahlardan uzak durmak, ikincisi rızai ilahiyi kazanmak için çaba göstermek...

İşte kul tarafından bunlar yapılırsa, ilahi rahmet tecelli eder. O zayıflara, güçsüzlere yardım eder, kusurları affeder, tövbeleri kabul eder, günahları bağışlar, kapısına gelenleri reddetmez...