Olmayan Yetkiler ve Toplum Mağduriyetleri...

Abone Ol

2008 yılından bugüne yazılarım ile düşüncelerimi paylaşmaya gayret ediyorum.

Zaman zaman da güncel konularla ilgili şöyle eskileri hatırlamayı, geçmişte neler düşünmüşüm, paylaşmışım diye eski yazılarımı gözden geçirmeyi, okumayı, faydalanmayı, hatırlamayı ve hatırlatmayı benimsiyorum.

Konu: Ekrem İmamoğlu’nun diploma krizi ve sonrasındaki tutsaklık kararları, CHP İstanbul İl Başkanı ve yönetiminin mahkeme kararı ile görevden uzaklaştırılması ve “kayyum il başkanı” atanması, nihayetinde de CHP 38. Olağan Kurultayının iptali ve “butlan davası”...

***

Halbuki, son on sekiz yılda, 2007 yılındaki 11. Cumhurbaşkanlığı seçim süreci arifesinde yaşananların ve yaşatılanların sonucu güçlenen mağduriyetlerden bugüne neler yaşandı neler..!

Şimdi de bir bakıyorsunuz, “mağdur edicilerin” hala etkisinde, gücü kuvveti yerinde, sadece vücut bulduğu ideolojiler, siyasi taraflar yer değiştirmiş gibi adeta..

O zaman da siyaset sahnesinde yaşananlar hala anlamlandırılmaya çalışılıyor demişiz, bir bakıyorsunuz bugün de o çalışma devam ettiriliyor.

Değişen sadece figüranlar!

Vatandaş ve seçmen, sabırla ve sessizce yine aklı ve iradesiyle dalga geçilmesinin intikamını almak için sırasını bekliyor demişiz ve sonuç ortada.

O günkü engeller aşıldı, seçimler yapıldı, görev süreleri bile bitti gitti.

Şimdi neredeler bilinmiyorlar bile!

Kimi kesimler ise toplumumuza “yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan?” sorusunun cevabını hala buldurmaya çalışıyor.

Demek hala bu sorunun yanıtına ikna olamayan kesimler de var!

2007 Yılının mağduru Sayın Abdullah Gül’ün ifadelerindeki gibi, bir bakıyorsunuz; “bir arpa boyu yol alamamışız”, hatta aldığımızı zannettiğimiz yolları bile geri dönülmez hale sokuyoruz..!

Mahkemeleri ve yargıyı da denetleyecek anayasal ya da yasal değişiklik yapılmalı düşüncesinde de ‘bir arpa boyu yol alamamışız’.

Mevcuttaki anayasa, yasa ve yargı kurumunun kendi kararlarına bile uyulmadığı dönem sürüyor ve maalesef görüyoruz ki; ‘bir arpa boyu yol alamamışız’ ve adeta ‘sırabendecilik’ oynatılmaya çalışılan bir siyaset(!) ve yargı düzeni(!) ile karşı karşıya bırakılmışız..!

Yetkililerin, “Olmayan Yetkileri” kullanmasına toplumun ve muhalefetin razı gelmesi yine bekleniyor!

Bakıyoruz, demokraik ve hukuk düzen içinde olmamaması gereken(!) kötüleri, yanlışları, adaletsizlikleri örnek alan kararlar ve kargaşalar yumağı ile yaşamayı sürdürüyoruz...

***

2019 yılında iptal edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sürecinin etkileri, 19 Mart 2025 gününden itibaren boyut değiştirdi.

Hem de üzerinden 2 seçim geçmiş ve toplum desteği ikisinden de artarak, üçüncü kez tekrar tekrar seçilmiş Ekrem İmamoğlu ve yükselişteki CHP ile..

İlk iptalin baş aktörü YSK adındaki yüksek yargı organıydı, şimdiki de İstanbul’daki Sulh Ceza Mahkemesi.

Tabi bir de CHP İstanbul İl Başkanlığına, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 2 Eylül'de aldığı kararla, 8 Ekim 2023'te yapılan CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresi'ni iptal etmesi ve “kayyum il başkanı” ataması konusu var...

Malum bu karar ile birklikte de, bugünlerde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinin CHP İstanbul İl başkanlığına yönelik kararı ile tartışılan 2,5 milyon mühürsüz oy pusulası ve zarfların getirdiği sistem değişimi konusu yine gündemde!

***

Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Seçim Sistemi” üzerindeki eleştirilerini hatırlamakta yarar var.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan demişti ki; “UYAP gibi çok önemli bir teknolojiyi maalesef bu bir öz eleştiridir, FETÖ'cülere kaptırdık. Ve bu ağ, orayı kendi sinsi emelleri için çok acımasız kullandılar ve oradan da gerçekten de en büyük zulmü icra ettiler” diye açıklamıştı…

16 Nisan referandumu ile devlet düzeninde ve yönetim şeklindeki değişiklik oylaması, işte bu SEÇSİS ve YSK yönetiminde yürütülmüş, toplum ne olduğunu bile anlamadan “atı alan Üsküdar’ı geç(miş)ti”…

Peşinden yine bu SEÇSİS ve YSK tarafından, 24 Haziran seçimlerinde de seçim kanunlarındaki açık hükümlere ve hatta seçim başlangıcındaki bizzat kendi genelgelerine bile aykırı şekilde, sandıkların kapanmasına sadece yarım saat kala verdiği “mühürsüz zarf ve pusulaların kabul” kararı ile süreç tamamlanmış, “at bir kez daha Üsküdar’a ulaşmıştı”…

Ve, “at ve Üsküdar” konusu, bu sefer muhalefet partilerinin 31 Mart’a çok daha iyi hazırlanması ile sekteye uğramış, ıslak imzalı evrakların toplanması ve anında sayılarak AA’ndan bile önce kamuoyu ile paylaşılması sonucunda “at, Anadolu yakasına geçememişti”.

31 Mart’tan sonra on sekiz gün atın yularını vermek istemeyenler, mecburen on sekiz gün sonra yuları vermek istemese de, ucundan tutturmak zorunda kalmıştı…

Tabi akabinde de seçim sürecinden sorumlu YSK’nın nasıl bir hamle yapılacağına dair gitgeller, önlemler, oyalamalar ile, 31 Mart’ın otuz altıncı gününde, sayın Ekrem İmamoğlu’na ucundan da olsa tutturmak zorunda oldukları sonuçları iptal ederek, 23 Haziran’a başka bir “at” ile sefere çıkma kararı verdiler..!

Sonuç; Ekrem İmamoğlu büyüyerek çıktı sandıktan.

***

Şimdi de başka bir kulvar açma çabasında olanlar var!

Ama bilinen bir gerçek var ki, “Olmayan Yetki” kullanımı şimdide mahkemeler(!) eliyle halen sürüyor…

Benim hala anlayamadığım da aslında bu!

YSK’nın, anayasa, yasa ve kendi genelgeleri, kuralları ve içtihatlerine göre değil de, değişken oyunlar kuruldukça, kurallar değiştirildikçe, “kararlarına itiraz edilebilecek bir makam olmaması” gibi kural dışında verdiği kurallarına nasıl bir yaptırım yapılmıyor..!

Siyaset kurumunun diğer ve çoğunluktaki bileşenleri olan muhalefet partileri ve özellikle CHP, bu durumda bir şey yapamıyor!

Çözüm üretemiyor!

Ve yeni mağduriyetler de yaratılıyor bir yandan.

CHP mağdur duruma itildi. İttirme, kaktırma halen sürüyor..

Seçmen tercihi net bir şekilde mağdur edildi..

Milli iradenin tercihi net bir şekilde mağdur edildi..

Demokrasimiz şimdilik güç kaybetti ve ağır bir mağduriyet yaşatılıyor...

Ama galiba; ülkemizin siyasal psikolojisini çözen bir ‘üst akıl’, gelecekte daha güçlü bir CHP iktidarının yollarına mağduriyet taşları döşüyor…

Evet evet, kesin öyle…

Yoksa başka nasıl bir akıl, geçmişten hiç ders almadan aynı hataları tekrar tekrar yapar!