Örcün’de bir kafe açıldı.
Ama öyle herhangi bir kafe değil bu.
Menüde sadece çay, kahve yok.
Menüde sevgi var, umut var, emek var.
Menüde farkındalık var. Ve en önemlisi: Menüde +1 fazlalık var!
Burası Örcün Down Kafe.
Gölcük Belediyesi’nin sosyal sorumluluk projesi kapsamında, +1 Farkla Gölcük Down Sendromlular Derneği tarafından işletiliyor.
İşte bu kafe, sadece bir işletme değil; bir cesaretin, bir hayalin ve yıllardır sabırla yürütülen büyük bir mücadelenin somutlaşmış hâli.
Bu projenin arkasında ise çok özel biri var: Belgin Abanoz.
Belgin, benim çocukluk arkadaşım.
O, sadece kendi çocuğuna değil, bütün Down sendromlu çocuklara annelik yapan biri.
Bu işe gönlünü koydu.
Bu yük kolay bir yük değil.
Ama Belgin bunu yüreğiyle taşıyor.
Yıllardır sessiz sedasız bir çaba sarf ediyor.
Belki bazılarınız onun adını yeni duydunuz ama o bu işin mutfağında, çamurunda, gecesinde, gündüzünde yıllardır emek harcıyor.
Bugün açılışta herkes vardı…
Protokol vardı, vatandaş vardı, aileler vardı.
Ama en önemlisi kim vardı biliyor musunuz?
Hayatın gerçeği vardı.
Ve o gerçeğin adı: Down sendromuydu.
***
Down sendromu nedir?
Genetik bir farklılık.
21. kromozomun fazladan bir kopyasının bulunması sonucu ortaya çıkıyor.
Yani her insanın 46 kromozomu varken, Down sendromlu bireylerde bu sayı 47. O “fazlalık” diye nitelenen 1 kromozom, bizim eksik olduğumuz birçok şeyin karşılığı: Saflık, sevgi, sadakat, masumiyet…
Toplumda Down sendromlu bireyler ne yazık ki hâlâ yeterince tanınmıyor, anlaşılmıyor.
Oysa bu bireyler bizim kardeşimiz, çocuğumuz, arkadaşımız.
Senin, benim, onun evladı olabilirler.
Ve inanın, birçok insanın hayatında bu özel bireylerden biri mutlaka vardır.
Olmasa da olmalı...
Çünkü onlar hayatımıza başka türlü güzellikler katıyorlar.
***
Peki ne gerekiyor bu çocuklara?
Aslında çok değil…
Önce bir fırsat. Sonra biraz cesaret.
En çok da kabullenme.
Sosyal hayata katılmaları, çalışma hayatında yer bulmaları, bir mekânı sahiplenmeleri, kendi başlarına bir şeyleri başarabilmeleri için destek gerekiyor.
Örcün Down Kafe işte tam da bu noktada çok büyük bir kapı aralıyor.
Bu çocuklar sadece servis yapmıyor, çay dağıtmıyor, sipariş almıyor.
Bu çocuklar kendilerini topluma kabul ettiriyor.
Bizimle eşit olduklarını, belki bizden bile daha güçlü olduklarını gösteriyorlar.
Kimi zaman bir bakışla, kimi zaman sessizce uzattıkları bir fincan çayla...
***
O çayı elinizle değil, yüreğinizle tutuyorsunuz burada.
Ve anlıyorsunuz ki fark, kromozomda değil; farkı biz yaratıyoruz.
+1 fark, aslında eksik olan bizler için bir artı.
Bu kafe bir gönül meselesi. Bu kafe bir cesaret hikâyesi.
İşte bu yüzden, Örcün’de açılan bu kafe sadece Gölcük’ün değil, Türkiye’nin en özel mekânlarından biri.
Burada sadece oturmuyorsunuz. Burada farkına varıyorsunuz.
Kimi zaman kendinizin, kimi zaman toplumun ama en çok da ön yargılarınızın.
Emeği geçen herkese, en başta da çocukluk arkadaşım Belgin Abanoz’a yürekten teşekkür ediyorum.
O artık sadece bir anne değil, bir toplum önderidir.
Down sendromlu bireylerin sesi, nefesi, umudu olmuştur.
Ve son söz:
Örcün’e yolunuz düşerse, çayınızı +1 sevgiyle için.
Gülümsemeyi unutmayın.
Çünkü bu kafenin menüsünde bir de o var.
Sağlıklı ve huzurlu günler dileği ile...