Poşet mi, içindekiler mi?

Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Abone Ol

Bir gerçek var.

Ekonomi iyi değil,

İyi değil demek yetmez çok kötü durumda…

Ekonominin üzerinde ki siyasi baskıdan dolayı kimse de konuşamıyor.

Bire bir kalındığında ise dert yanan yanana…

Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğu gibi birileri “Ne krizi, kriz zihinlerde” dese de tablo öyle değil.

İş dünyasında herkes el freni çekmiş durumda.

Artık Ak Partililerde kabul ediyor,

Batan batana…

Ekonomik krizle gidilen, yerel seçime Ak Parti yöneticileri endişe ile bakıyor.

Çünkü vatandaşın cebine, pazara dokunuldu.

2 buçuk ay içerisinde ekonomi düzelir mi?

İnanın görüştüğüm firmalardan sonra keşke seçim yatırımı dahi olsa düzelse diyorum ama zor. Ekonomi alanında uzman isimlerle görüşüyorum, umutsuzlar ve daha zor bir fotoğraf öngörüyorlar.

İşte zaman zaman biz gazeteciler israf, ekonomi, rant, adalet, yerel yönetimler konusunda yazılar yazıyoruz. Hem hükümeti hem muhalefeti eleştiriyoruz.

Geldiğimiz bu noktada ise şahsım olarak gazeteciliğimi eleştiriyorum.

Bir poşet kadar olamadık diyorum.

Sadece biz mi muhalefette aynı,

Bir poşet kadar olamadılar.

Boşa yazıp, çizmişiz.

Bir poşetin etkisi kadar vatandaşa dokunamadık.

İnsanlarla sohbet ediyorum, onca olay oldu ekonominin sıkıntılı olduğunu görmedi, 25 kuruş poşet zammı ile iyi yönetilmediği kanısına vardı. Hatta bir markette ablanın birinin “Galiba işler iyi gitmiyor. Poşete dahi para veriyorsak” dediğini duydum.

Ne poşetmiş arkadaş.

Muhalefetten, medyadan daha etkili oldu.

Bu ülke ne yanlışları yaşadı, yaşıyor.

Hiç biri bu poşet kadar dert edinilmedi.

Tabiri caizse bir poşet kadar olamadık.

Şimdi ise yine farklı yerden bakıyorum.

Acaba ben mi garibim demeden edemiyorum.

Tamam poşet 25 kuruş.

Peki hep birlikte günlerdir, biz poşeti konuşurken hükümetin bir strateji geliştirmemesi, poşetin gündemde kalmasına müsaade etmesi ilginç değil mii?

Ak Parti algıyı, gündemi iyi planlayan bir parti.

Hemen gündem değiştirebilir. Yeni başlıklar belirleyebiliyor.

O yüzden bu işte bir iş var.

Ben poşete bakmayacağım.

İçindekilere bakacağım.

Poşetin içinde büyük bir ekonomik kriz var.

Ötekileşme var.

Deizm var.

Adalet sıkıntısı var.

Rant var.

Yanlış verilen ihaleler var.

Ehliyetsiz kişilere iş verme var.

Ben poşete değil içindekilere bakıyorum.

Poşet kadar etki edemem ama içindekiler poşetten daha ağır geliyor bana…

Belki bir gün herkes içindekilere bakar…