Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, katıldığı bir program öncesinde Amasyalılarla gurbette kurulan gönül bağını sıcak ve içten bir hikâyeyle anlattı. Hollanda’daki programda kameraların açık olduğu samimi bir sohbet esnasında, Amasya’dan başlayıp Avustralya’ya uzanan bir emek yolculuğu paylaşıldı. Prof. Dr. Turabi, “Amasyalı nasıl tanınır?” sorusuna yılların birikimiyle yanıt verirken, kelimeler bir şehri değil, adeta bir kültürü tarif ediyordu.

AMASYALININ SIRRI: SÖZÜNDE, DURUŞUNDA, MUHABBETİNDE

Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, “Amasyalı kendini belli eder” diyerek başlıyor anlatmaya. Sohbetin satır aralarına gizlenen bu cümle, aslında gurbetin tam ortasında yankılanıyor. Amasya’dan kalkıp Hollanda’ya gelen hemşeriler, bir araya geldiklerinde kelimeler aynı tınıda buluşuyor. Diyanet Vakfı Din Hizmetleri Müşaviri Dr. Ömer Özgül, Amasyagram yöneticisi Abdurrahim Alıcı ve Prof. Dr. Fatih Koca da bu sıcak muhabbetin birer parçası.

BULTÜRK’ten Vali Aktaş’a Ziyaret
BULTÜRK’ten Vali Aktaş’a Ziyaret
İçeriği Görüntüle

TRAKTÖR PARASIYLA BAŞLAYAN YOLCULUK, AVUSTRALYA’DA BULUŞMA

Muhabbetin merkezine yerleşen hikâye ise Melbourne’de karşılaşılan bir Amasyalı amcaya ait. Yıllar önce Taşova’dan traktör almak isteyen bir babanın, kardeşinden destek göremeyince Avrupa yollarına düşmesiyle başlıyor. Çocuklar büyüyor, işleri yurt dışında kuruyor. Hikâye büyüyor, kıtalar değişiyor ama öz aynı kalıyor. Gidilen her yerde bir Amasyalı, bir diğerini tanıyor; mesafeler kısalıyor, muhabbet çoğalıyor.

AMASYA: SADECE BİR ŞEHİR DEĞİL, HATIRLATAN BİR MEMLEKET

Prof. Dr. Turabi’nin sözleri, Amasya’nın bir şehirden çok daha fazlası olduğunu gösteriyor. “Amasya bazen bir şehir değil; bir araya gelince kendini hatırlatan bir memleket” diyor. Bu sözler, gurbette kurulan dostlukların, kültürel hafızanın ve ortak geçmişin ne denli güçlü olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.