Doğma büyüme İzmitli. Deyim yerindeyse tam bir İzmit beyefendisi. Eğitimli, bilgili, sektörüne hakim, bir o kadar da mütevazi…

Genç yaşta aldığı sorumlukları başarıyla yerine getiren Korkut Öz, erken kaybettiği babasının kurduğu Öz Asansörlerini, Ulusal Marka yapma konusunda kararlı.  Korkut Öz ile 45 yılını geride bırakan Öz Şirketler Grubu’nun dünü,bugünü ve geleceğini konuştuk.   

Röportaj : Cihan BAYLAN

Fotoğraflar : Ferdi ŞİMŞEK

Korkut Öz kimdir?

Kocaeli doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği’nden mezun oldum. Dil eğitimi için İtalya’da bir süre kaldım. Daha sonra şirketlerimizde başta teknik mühendislik, proje mühendisliği, saha mühendisliği sonrasında üretim müdürlüğü ve inşaat bölge müdürlüğü görevlerinde bulundum. Son olarak da Öz Şirketler Grubu’nun Genel Müdürlüğü’ nü yapmaktayım.

Yani şirketin hemen hemen tüm kademelerinde görev yaptınız.

İnşaat, asansör ve imalat gibi çeşitli sektörlerde görev yaptık. Neticede en alt kademeden başlayıp işlerin nasıl işlediğini öğrenmek zorundasınız. Yaptığımız işler teknik ve tehlikeli işler. Bu anlamda muhakkak bilgi sahibi olmak zorundasınız.

Sivil toplum kuruluşlarında aktif görevleriniz var biraz anlatır mısınız?

İlk olarak Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi’nde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptım.2014 yılında Kocaeli Sanayi Odası Meclis Üyeliği’ne seçildim. O dönem meclisin en genç üyesiydim. Geçen Nisan ayında yapılan seçimlerde Allah nasip etti yeniden meclis üyeliğine seçildim. Bununla birlikte KOSGEB Ar-Ge Kurulu' nda görev yapıyorum, projeleri değerlendiriyoruz teknik anlamda. Benim için önemli bir görev, önemli bir disiplin benim için. Ayrıca Beşiktaş’ta Avrupa Birliği Projelerinden Sorumlu Üyelik görevim devam ediyor. Kulübün amatör branşları için destek sağlamaya devam ediyoruz. Bedensel engelliler basketbol takımına katkı sağlamak bir proje hayata geçirdik, sonucunu bekliyoruz. İzmit Yelken Kulübü, Özel Seymen Mezunları Derneği ve KOSİAD’da çeşitli görevlerim var.

Öz Şirketler Grubunun hedefleri nedir?

AR-GE İLE BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ

Öz Asansör İnşaat şirketimiz bizim ana gemimiz. 1974 yılından bu yana faaliyet gösteriyoruz. Grup şirketleri olarak öncelikle asansör, inşaat, mimarlık, Ar-Ge ve metal sanayi olarak 5 ana dalda çalışmalarımız devam ediyoruz. Asansör ve inşaatta özellikle resmi projelerde adımız geçiyor, devletin tercih ettiği bir firmalardan biriyiz. Ar-ge bizim için yeni bir alan. Başlangıcımız alüminyum kabin projesi ile başladı.2 yıl önce Kocaeli Üniversitesi, Kosgeb ve şirketimizin ortaklaşa yürüttüğü proje başarıyla sonuçlandı. Şu anda bir asansör motoru ar-ge projemiz başladı. Kocaeli Üniversitesi’nde görevli hocalarımızdan danışmanlık alarak yürütüyoruz bu projemizi.

Türkiye’nin bir asansör markası yok mu?

TÜRKİYE'NİN İLK ULUSAL ASANSÖR MARKASINI YARATACAĞIZ

Asansör sektöründe şöyle bir problemimiz var Türkiye’de, ulusal bir markamız yok. Asansör gibi büyük bir Pazar olan sektörde bir asansör markamız yok. Bizim markalarımız ne yazık ki yöresel. Öz asansör olarak bizim hedefimiz ulusal bir marka olmak. Bu benim en çok önemsediğim hedefimdir. Çünkü Türkiye’nin bir asansör markası olmaması bu çapta sanayinin geniş olduğu bir ülkede büyük bir kayıptır. Şöyle bir örnek vereyim ben size, 3.havalimanında kullanılan tüm malzemeler yerli. Tek yabancı olan nedir? Asansör. Her şeyin yerli malzemelerle üretildiği, asansör imalatının yapıldığı bir ülkede maalesef devletimiz dahi Türk markasını tercih etmiyor. Bu tamamen bir yerli marka olmamasından kaynaklanan bir durum aslında. Yani yabancı markalara gelen talep yerli marka olmamasından kaynaklanıyor. Devletin de suçu yok. Keza Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda yabancı asansör markası kullanılıyor. Yani her projede yerli marka kullanılmasına dikkat edildiği bir dönemde asansörde böyle bir marka olmaması bizim için büyük bir kayıp. Bizim Öz Asansör olarak en büyük hedefimiz Türkiye’nin ilk Asansör Markasını yaratmak.

Mimarlık şirketinizden biraz bahseder misiniz?

Kız kardeşimin başında olduğu İstanbul merkezli bir mimarlık şirketimiz var.Türkiye’de ve yurtdışında önemli projelere imza attık. Kocaeli’nde Murat Mustafa Satı’nın Kartepe’de hayata geçirdiği Bureau  Residance söyleyebileceğim projelerden biri. İstanbul Hilton Otel' in yenileme çalışmaları devam ediyor. Ayrıca Başiskele’de bir villa projemiz var, onunla ilgili çalışmalarımız devam ediyor.

Doğma büyüme İzmitli olarak Kocaeli’nin sosyo-kültürel ve ekonomik yapısını nasıl değerlendirirsiniz?

KOCAELİ KOZMOPOLİT BİR ŞEHİR OLDU

Kocaeli çocukluğumuzda daha küçük bir şehirdi. Herkes birbirini tanırdı. Kocaeli şu anda özellikle depremden sonra kozmopolit bir şehir oldu. Özellikle üniversitenin hareketlenmesinden sonra bu yapı iyice değişti. Yaklaşık 90 bin öğrencinin kente gelişi ticari hayatın canlanması adına olumlu etkiler gösterdi. Sanayi üretimi de artıyor. Kocaeli çok önemli bir şehirdi şimdi daha da önemli kent haline geldi. Kocaeli’ nin coğrafi yapısı çok müsait bu gelişime. Deniz kenarı bir şehir, demiryollarının geçtiği bir şehir, karayollarının geçtiği bir şehir, havaalanlarına çok yakın oluşu, sanayi anlamında her şeye ulaşabileceğiniz bir şehir. Tüm dünyaya buradan ulaşabiliyorsunuz. Kocaeli’nin ben daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Ancak bu büyümenin kent estetiğine dikkat ederek gerçekleşmesini diliyorum. Biz deniz kenarında yaşıyoruz ama deniz kenarına gitmek için bir demiryolunu bir karayolunu geçmemiz gerekiyor, hâlbuki şuradan 5 dakika yürüyerek deniz kenarına ulaşabilmemiz gerekir.

KSO Meclisinde ikinci döneminiz.KSO size ne kattı?

KSO ULUSLARARASI BİR ODA

Kocaeli sanayisi yöresel bir sanayi değil ulusal da değil hatta uluslararası bir sanayi.Kocaeli Sanayi Odası da bu anlamda hem ulusal hem de uluslararası bir odadır. KSO çok profesyonel çalışna bir yapıya sahip. Bana çok önemli tecrübeler kattı. Çalışma prensibi iş ortamı anlayış prestij vizyon anlamında çok olumlu katkıları oldu. Bunun en büyük nedeni odamızın uluslararası bir oda olması. Dünyaya ihracat yapan bir çok şirketin merkezi Kocaeli’nde ve bu şirketlerin yöneticileri KSO’da görev yapıyor.

Genç girişimcilere tavsiyeleriniz neler?

GENÇLER SEVDİĞİNİZ İŞİ YAPIN

İnsanların sevdiği işi yapması taraftarıyım. İkinci olarak işi çok iyi bilmek lazım. Araştırarak, test ederek, deneyim kazanarak iş hayatına başlarlarsa çok başarılı olabileceğini düşünüyorum.

Kocaeli’nin turizm ve tarih kenti olması konusunda görüşleriniz nedir? Yerel yönetimlerin politikalarını bu bağlamda değerlendirir misiniz?

POTANSİYELİMİZİ YETERİNCE KULLANAMIYORUZ

Bu soruları hiç kamuoyunda tartışıldığını duymuyorum. Kocaeli gerçekten çok ciddi bir tarih kentidir. Roma İmparatorluğu’na başkentlik yapmış bir kent Kocaeli. Osmanlının bir dönem çok önemli olan bir kenti Kocaeli. Böyle bir şehir turizm anlamında çok potansiyeli olan bir şehir aslında. Biliyoruz ki bir zamanlar Körfezimiz bir akvaryum gibiydi. Her kıyısından denize girilebiliyordu. Ama şimdi bakıyorsunuz istediğiniz kadar temizleyin bu sanayinin içinde bu estetik anlayışla bu şehir turizme hizmet edecek duruma gelemez. Kocaeli’nde bir kayak merkezimiz var, Sapanca Gölü’nün kıyısında Maşukiye’miz var, iki deniz kenarı bir şehiriz, yürüyüş yolları dağ parkurlarımız var, yani bu potansiyeli olan kentin iç ve dış turizm açısından bu durumda olması gerçekten acı verici. Biraz önce bir örnek verdim gidemiyorum denize. Benim denizi görmemem için her türlü engel var yani. Mesala bu şehir planları nasıl yapılıyor. Bu tren yolunu ve karayolunu yukarıdan geçirmek mümkün değil midir? Bu şehri denizle buluşturmak bu kadar mı zor?

Kocaeli’nin sanayi ve ticaret hayatını değerlendirir misiniz?

BÜYÜK SANAYİ KURULUŞLARININ VERGİLERİNİ KOCALİ'DE YATIRMASI GEREKİYOR

Kocaeli’nin bu anlamda bir şansı, bir de şansızlığı var. Kocaeli’nin en büyük şansı en büyük şansı İstanbul’a yakın olması, en büyük şanssızlığı ise yine İstanbul’a yakın olması. Kocaeli İstanbul’a yakın olmasından dolayı sanayi anlamında çok öne gidiyor. Ama İstanbul’a yakın olmasından dolayı ticari anlamda geri gidiyor. Kocaeli’ nde ticaret ve sanayi çok farklı noktalarda. Uluslararası bir sanayi varken ticaret yöresel kalmıştır. Mesela ulusal markaların çoğu Kocaeli’nde yoktur yada yeni açılmıştır. Bunun tek nedeni İstanbul’da var Kocaeli’ye gerek yok mantığıdır. Ticari anlamda İstanbul’a yakın olması ciddi bir problemidir Kocaeli’nin. Tekstil anlamında, sosyal zaman geçirme anlamında esnaflık anlamında hep problemdir. Sanayi de öyle değil. Bursa gibi İstanbul gibi çok büyük metropollerin arasında Kocaeli ticareti ne yazık ki yöresel kalıyor. Sanayide öyle değil.

Başka bir örnek vereyim size. Koç gibi Sabancı gibi Eczacıbaşı gibi firmalarında burada kazanıp vergilerini İstanbul’da ödemeleri de Kocaeli’nin ticari hayatını olumsuz etkiliyor.

Türk ekonomisini genel anlamda değerlendirirsek neler söylersiniz?

AVRUPA'DA BÖYLE BİR GÜNDEM OLSA HASTANELERDE YER KALMAZ

Türk ekonomisi aslında çok potansiyel olarak geniş kuvvetli bir ekonomi. Fakat ülkemizde maalesef gündem çok hızlı değişiyor. Gündeme bağlı olarak ekonomik parametreler çok hızlı değişiyor. Ekonomi şu noktada çok hassas. Umarım kısa sürede rayına oturur, bizde iş yapan insanlar olarak onun rahatlığına konforuna ulaşırız. Çünkü gerçekten görüyorum her iş adamında bir korku var,bir yatırım yapacaksınız yapsak mı yapmasak mı düşünüyorsunuz. Önünüzü göremiyorsunuz. Avrupa’ da yaşayan bir arkadaşım şu yorumu yaptı 'Avrupa'nın herhengi bir ülkesinde böyle bir gündem olsa ülkenin yarısı hastaneye kaldırılır.' Yani her gün değişik bir olayın yaşandığı bir ülkede yaşıyoruz. Buda bizi korkutuyor açıkçası. İnşallah ülkemiz daha iyiye gider, umutlarımızı kaybetmedik sonuçta, beklentimiz umutlarımız bu yönde.

Geçen yıl ile 2018 yılını şirketleriniz açısından değerlendirir misiniz?

2019'DAN PEK UMUTLU DEĞİLİM

İnşaat sektörü Türk ekonomisinin lokomotifidir. İnşaat sektörüne bağlı sektörlerde bu lokomotifin vagonlarıdır. Asansör de inşaatın yan sanayisidir. İnşaat bu kadar hızlı giderken bizde asansör sektörü olarak peşinden hızlıca gittik. Geçen seneki hedeflerimizi gerçekleştirdik. Bu sene de iyi başlattık. Bizim sektörümüzde zaman zaman çok etkilenmiyoruz biliyoruz. Şu açıdan hiç inşaat yapılmasa bile mevcut asansörlerin bakımının yapılması gerekiyor. Bu bizim sektörümüzün can damarı. İnşaat sektörünün bir noktada tıkanması bizim sektörü de olumsuz etkiledi. Şu ana kadar iyi gittik hedeflerimiz yolunda gitti ancak 2019 yılından bu kadar umutlu değilim açıkçası.

Biraz da özel hayatınızdan bahsedelim.

Gece hayatım yok denecek kadar az. Genellikle evimde zaman geçiyorum. Küçük bir bahçem var, bahçe ile ilgilenmeyi seviyorum. Sporla ilgileniyorum, at biniyorum uzun yıllardır. Profesyonel yüzücülük yaptım gençliğimde hala yüzüyorum. İzmit Yelken Kulübü'nü çok seviyorum. Şu an deniz kıyısında olan tek restoran orası. Ayrıca Wes Otel’in üstünde yer alan Cheers’ı seviyorum. Bir de Wellborn Otel’in hizmet kalitesini beğeniyorum.