Kocaeli Haber - İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını soran Bugün Kocaeli Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Gülşah Yücel Ay’ın, “Türkiye hedef ülke midir?” sorusuna cevap veren Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, “Türkiye hedef ülkedir. Orta Doğu’da sınırlarının çizilmesi için engel ülkedir. Sevr Antlaşması da böyledir. Sevr hayalleri hala devam etmektedir” diye konuştu.

Kocaeli Haber -  Türk Ocakları Kocaeli Şubesi tarafından düzenlenen Ortadoğu’daki gelişmeler ve  Türkiye’nin geleceğinin ele alındığı konferansa konuşmacı olarak gelen Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Bugün Kocaeli Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Gülşah Yücel Ay’ın sorularını yanıtladı. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları hakkında konuşan ve “Türkiye hedef ülkedir” diyen Yaycı, gerçekleştirdiğimiz röportajda şu ifadelere yer verdi:

“TÜRKİYE’NİN DENİZLERE VERMESİ GEREKEN ÖNEMİ VURGULAMAK AÇISINDAN ÖNEMLİ”

Mavi Vatan haritası hakkında konuşan Yaycı, “Mavi Vatan daha önceden Mavi Anadolu diye kullanılıyor. Cevat Şakir’in. Sonra donanmada Mavi Vatan diye denizlerimizi tabir ettiğimiz terimler kullanılıyor. Aslında bu Türkiye’nin deniz vatanıdır. Mavi Vatan aslında güzel bir ilgi çekici ifade olduğu için Mavi Vatan ile deniz ülkemizi, deniz vatanımızı tarif ediyoruz. Yani münhasır ekonomik bölgelerimizi, ilan edilmiş ya da ilan edilmesi öngörülen münhasır ekonomik bölgelerimizi belirten Mavi Vatan haritası 462 bin kilometrekare. Onu ben çizdim ve bilimsel doktrinini de ben yazdım. İstanbul Üniversitesi’nde uluslararası bilimsel kitap olarak çıktı. O bakımdan ikisi önemli. Türkiye’nin denizlere vermesi gereken önemi vurgulamak açısından önemli. Türkiye’nin sadece karadan oluşmadığını denizlerden de oluştuğunu halkın bilmesi açısından bu terim ve içeriği çok önemli” diye konuştu.

“MAVİ VATAN’IN SINIRI VAR”

“Mavi Vatan’ın sınırı var” diyerek sözlerine devam eden Yaycı, “462 bin kilometrekarelik bir deniz alanı, onun da sınırları tamamen uluslararası hukuka, uluslararası adalet divanı, uluslararası hakem mahkemeleri ve uluslararası denizcilik mahkemeleri kararlarına istinaden oluşturulmuş prensiplere göre çizilmiştir. Sınırları da Mavi Vatan haritasında bellidir. O sınırların nasıl tespit edildiği de 2022 yılı sonunda yayınlanmış olan İstanbul Üniversitesi’nden uluslararası bilimsel yayın olarak çıkmış olan Mavi Vatan Bir Harita Bir Doktrin kitabı Türkiye’nin denizlerdeki Misak-ı Milli’si adıyla olan kitapta bulabilirsiniz” dedi.

“TÜRK DONANMASI DÜŞMANA KORKU SALAN DOSTA GÜVEN VEREN BİR DONANMADIR”

Türk donanması hakkında konuşan Yaycı, “TCG Anadolu donanmamız NATO’daki ilk 5 devletten bir tanesi olmuştur. NATO’da böyle reaksiyon kuvvetlerine, deniz görev guruplarına kumanda edilebilecek güç aktarım kabiliyetine sahip 5 devletten bir tanesi Türkiye’dir. Bunun yanı sıra Türk donanması eğitimiyle şu anda sahip olduğu ve sahip olmaya devam ettiği yerli ve milli silahlarıyla, platformlarıyla gittikçe güçlenen, Akdeniz’in en güçlü donanmalarından bir tanesidir. NATO’nun en güçlü donanmalarından bir tanesidir ve eğitim seviyesi, harekat kabiliyetiyle ziyadesiyle üstündür. O bakımdan Türk donanmasını şöyle tarif edebiliriz. Düşmana korku salan dosta güven veren bir donanmadır. Türkiye’nin barış, güvenlik ve istikrarına katkı sunan bir donanmadır” dedi.

“SEVR HAYALLERİ HALA DEVAM ETMEKTEDİR”

İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının Türkiye’ye yönelik bir tehdit olup olmayacağını sorduğumuz Yaycı, “Bir kere burada şunu görmek lazım. Türkiye hedef ülkedir. Orta Doğu’da sınırlarının çizilmesi için engel ülkedir. Sevr Antlaşması da böyledir. Sevr hayalleri hala devam etmektedir. Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla, milli mücadeleyle, Sevr Antlaşması’nı çöpe atmış, Lozan Antlaşması’nı imzalamış, sınırlarını beli etmiş, devletini kurmuştur Türki Milleti. Ama o hayallerden vazgeçilmiyor. O hayallerin ardında bu sözde arzı mevud denilen vadedilmiş topraklar yatıyor. Bu toprakların Dicle ve Fırat havzasının arasında üç tane devlet var. Birisi Irak, birisi Suriye diğeri de Türkiye. Irak ve Suriye gitti sıra Türkiye’de” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ TERÖR SALDIRILARINA KARŞI HAZIRLIKLI OLMALIDIR”

“Türkiye’de bölücü terör örgütü vasıtasıyla federasyon, sözde kürdistan gibi ön gördükleri sınırlara dikkat ettiğiniz zaman zaten o arzı mevuddaki harita ortaya çıkıyor” diyerek sözlerine devam eden Yaycı, “O nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti teröre karşı, terör saldırılarına karşı ve bu tür emellere karşı hazırlıklı olmalıdır. Her zaman da hazırdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilgili kurumlarının da görevi, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü sağlamak, sınır güvenliğini sağlamak, sınırlarını muhafaza etmektir. Bu konuda da en ufak bir zafiyeti olduğunu düşünmüyorum Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluşundan itibaren hep bu tip tehditlerle karşı karşıya olmuş ama hep de topraklarını ziyadesiyle muhafaza etmiş ve Türk milletini de ciddi bir sorun ile karşı karşıya bırakmamıştır. Onun için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne halkımızın güveninin tam olması lazımdır” dedi.

“KOMŞUMUZ İLE EN UFAK BİR SORUN OLSUN İSTEMEYİZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yunanistan ziyareti ve açıklamaları hakkında konuşan Yaycı, “Bu temenniye katılıyorum. Adalar denizinde komşumuz ile en ufak bir sorun olsun istemeyiz. Ama sorun istemeyiz derken bir şeyler vererek değil. Biz komşumuzun imzaladığı anlaşmalara uymasını bekleriz. Lozan Antlaşması’nı uyguluyordur Yunanistan. Yunanistan imzaladığı antlaşmalara uyduğu sürece barış, istikrar ve güvenlik olur zaten. Sorun Yunanistan’ın hukuka uymaması, Lozan Antlaşması’nı ihlal etmesi, sürekli olarak ihlal etmesi ve sürekli Türkiye’den bir şeyler talep etmesidir. Dolayısıyla Yunanistan ile sorun Yunanistan’ın taleplerinden kaynaklanmaktadır” diye konuştu.

“YUNANİSTAN İLE TOKALAŞAN PARMAKLARINI DEĞİL KOLUNU KONTROL ETSİN”

Sözlerinin devamında Yaycı, “Yunanistan adalardaki gayri askeri statüdeki adalardaki silahlarını ve askerlerini çekerse, üzerine sahiplenmeye çalıştığı, kendisine devredilmemiş 176 tane ada, adacık, kayalığı sahiplenmekten vazgeçerse hava sahasını 10 mil uygulamaktan vazgeçerse 6 mil olması gerekirken ondan vazgeçerse Kıbrıs’ta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanırsa, Batı Trakya’da Lozan Antlaşması’ndan kaynaklanan hakları Türk azınlığa verirse zaten bizim için bir sorun olmaz. İstanbul’da patrikhaneyi ekümenik diye tanımlamazsa ve patrikhanenin bir uluslararası kurum olduğu gibi saçma sapan laflar etmezse o zaman bizim hiçbir sorunumuz olmaz. Biz bir şey istemiyoruz ki Yunanistan’dan. Yunanistan’dan tek istediğimiz şey imzaladığı anlaşmalara uyması. Ama dikkat edilmesi gereken bir husus vardır. Yunanistan ile tokalaşan parmaklarını değil kolunu kontrol etsin” dedi.

“YUNANİSTAN’IN, DOĞU AKDENİZ’DE HERHANGİ BİR HAKKI YOKTUR”

Daha önce yapmış olduğu açıklamalarda, “Doğu Akdeniz’de, Yunanistan muhatap alınmamalı” şeklindeki sözlerini sorduğumuz Yaycı, “Kesinlikle Doğu Akdeniz’de, Yunanistan muhatap değildir. Uluslararası hukuka göre muhatap değildir. Yunanistan bir takım ada devleti değildir. Yunanistan, Doğu Akdeniz’de hak iddiasını bir takım ada olduğu tezine dayandırır. Ki bunun uluslararası hukukta eşi, benzeri yoktur. Yunanistan adaları olan bir yarımada devletidir. Aynen Hırvatistan gibi aynen Rusya gibi aynen İtalya gibi bir devlettir. Dolayısıyla sınırları, ölçümleri ana karasına göre yapılır. Ana karasına göre yapıldığı takdirde Yunanistan’ın, Doğu Akdeniz’de Mısır’la anlaşma imzalayacak uygun mesafesi yoktur. Çünkü 400 milden fazladır oradaki mesafe. O nedenle Yunanistan’ın ne Güney Kıbrıs yönetimiyle ne Mısır ile anlaşma imzalama yeteneği yoktur. Öyle bir jeopolitik pozisyonu yoktur. Çünkü anlaşma imzalamak için gerekli olan mesafeler çok uzaktır. O yüzden Yunanistan’ın, Doğu Akdeniz’de herhangi bir hakkı yoktur. Hakkı olmayan birisini muhatap almak da Türk denizlerine, Türk topraklarına ona peşkeş çekmek anlamına gelir. Muhatap alınacak devletler Libya, anlaşma imzaladık. Mısır, Filistin, İsrail, Lübnan ve Suriye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir. Eğer iki devletle çözüm olursa, kabul edilirse Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni de muhatap alırız” diye konuştu.

“ALLAH, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’Nİ HER DAİM MUZAFFER EYLESİN”

Son olarak Yaycı, “Allah, Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve Türkiye’yi ilelebet muhafaza etsin, güçlü etsin ve yüceltsin. Allah, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni her daim muzaffer eylesin, askerimizin de ayağına taş değdirmesin” ifadelerini kullandı.