Daha önce partililere ve İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e yönelik yapmış olduğu açıklamalarının aday adaylığı sürecini etkilemeyeceğini söyleyen CHP İzmit Belediye Başkan Aday Adayı Emre Andız, “Basına kapalı olan yerde söylediğim hiçbir şeyden pişman değilim. Söylediğim her şeyin de arkasındayım” dedi. CHP’ye hiç oy vermemiş seçmeni ikna edebileceğini söyleyen Andız, “Ben karşı mahalleden oy alırım” dedi.

CHP Kocaeli eski İl Gençlik Kolları Başkanı ve İzmit Belediye Başkan Aday Adayı olan Emre Andız gazetemize ziyarette bulundu. Aday olmaya karar verdiği süreci, siyasette yaşanan gelişmeleri ve İzmit’teki sorunları gazetemize değerlendiren Andız dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Daha önce partililere ve İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e yönelik yapmış olduğu açıklamalarının aday adaylığı sürecini etkileyip etkilemeyeceğini sorduğumuz Andız, açıklamaları basına kapalı toplantılarda yaptığını söyledi. Yapmış olduğu açıklamalardan pişmanlık duymadığını da söyleyen Andız, “Kimseye hakaret etmedim, belden aşağıya vurmadım, iftira atmadım, partimi karalayacak hiçbir şey yapmadım” ifadelerini kullandı. Son zamanlarda siyasette ortaya çıkan İzmitli tartışmaları hakkında ise Andız, “Bu şehre aidiyeti olan herkes İzmitli” diye konuştu. İşte Andız’ın yapmış olduğu açıklamalar…

bir organizasyondu. Ben de çıkıp konuştum. İçlerinde belki gazeteciler vardı ya da başka biri söyledi. Sizin istihbaratlarınız çalıştı onu bilemem. Ama ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin basına kapalı toplantısında derdim neyse anlattım.

“SÖYLEDİĞİM HİÇBİR ŞEYDEN PİŞMAN DEĞİLİM”

Basına kapalı olan yerde söylediğim hiçbir şeyden pişman değilim. Söylediğim her şeyin de arkasındayım. Bugüne kadar yaptığım açıklamalarımdan, sözlerimden, hiç keşke dediğim bir şey yok. Ben inandığımı söyledim. Kamuoyuna yansıyan diğer açıklamalarımda, gazete röportajlarımda da, yer yer belki sosyal medya imalarımda da belden altı vuran, partiye ya da belediye başkanına zarar veren, süreci karalayan ve kötüleyen bir durum olduğunu düşünmüyorum. Öneri mahiyetinde şeyler söyledim. Onların da hepsinin arkasındayım. Söylediğim ve yaptığım şeylerden pişmanlığım yok. Ben doğru bildiğimi yaptım. Doğru bildiğim siyasi partide görev alıyorum. Cumhuriyet Halk Partili olmanın da bunu gerektirdiğini düşünüyorum.

“BENİM SÜRECİMİ BU DURUM ETKİLEMEZ”

O yüzden benim sürecimi bu durum etkilemez. Birbirinden ayrı noktalar. Kimseye hakaret etmedim, belden aşağıya vurmadım, iftira atmadım, partimi karalayacak hiçbir şey yapmadım. Sert eleştirilerde kamuoyuna yansıyan kısımlar oldu. Ama bunları da ben kapalı toplantıda konuştum.”

“BEN KARŞI MAHALLEDEN OY ALIRIM”

“CHP’ye hiç oy vermemiş seçmeni ikna edebilir misiniz?” diye sorduğumuz Andız, “Ben karşı mahalleden oy alırım. Herkesin kendine ait kemik bir yapısı var. Zaten artı katan seçimi kazanıyor. Fatma Hanım’ın seçim kazanma öyküsünde de yüzde 100 olmasa da ciddi şekilde doğru yaptık. Ve o aşı İzmit’te tuttu. Fatma Hanım o mahalleden oy aldı. Karşı mahalle diye tabir ediyorum. Karşı mahalleden oy aldı. Karşı mahalledeki adamın oy vermesi için bir şeyi benimsiyor olması lazım. Bir şeyi sende görüyor olması lazım. Bu samimiyet, aidiyet olabilir. Bizim çocuk kavramı, bizim insanımız, yolda gördüğüm, ailesini tanıdığım olabilir. Birçok parametrenin bir araya gelmesi lazım.

“BEN SAHADA ÇOK CİDDİ ETKİLİ OLURUM. TEMAS EDERİM”

Zaten bir yerden dokunuyor olman lazım ki sana oy versinler. Yoksa herkesin bir tercihi var. Burada devreye tanınırlık, bilinirlik, güvenilirlik devreye giriyor. Bunu da şahsımı tanıyan herkesten temin edebileceğimi zannediyorum. Bu tepkileri de alıyorum. Tabi bunu önce partinin görmesi gerekiyor. Ben sahada çok ciddi etkili olurum. Temas ederim. Biri eleştirse de, ‘Ben ailesini tanıyorum’ derler. Meseleyi böyle de değerlendirmek gerekiyor. Yoksa herkesin bir oyu var. Ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin salt oyunu korumaktan ziyade bu partinin evladı olarak bunu zaten alırım.”

“BU ŞEHRE AİDİYETİ OLAN HERKES İZMİTLİ”

Son zamanlarda siyasette ortaya çıkan İzmitli tartışmaları hakkında ise Andız, “81 vilayetten vatandaşın yaşadığı bir kentte İzmitli tanımını oluşturmak biraz zor. Her yerden insan var. Göçmen, Doğulu, Roman, Çerkes, Gürcü herkes var. Böyle bir yelpaze varken doğma büyüme atası İzmitli demek doğru değil. Bu kalıbı bir yere sıkıştırır. Ben İzmitliliği şöyle tanımlıyorum. Bu şehre sonradan göç yolu ya da üniversite yoluyla gelse de bu şehre aidiyeti olan herkes İzmitli. Kafasının arkasında, “Günün birinde şuraya yerleşeceğim” hayali yoksa, “Ben bu şehre ailemle, işimle ait biriyim” diyen herkes bence İzmitlidir. Yerel dinamiklerle alakalı yerli diye benim de içinde bulunduğum manav diye tabir edilen bizim kendi etnisitemizde de birtakım sıkıntılar olmadığı anlamına gelmiyor.

“İNSANLAR MAALESEF SİYASETTE DERNEKLEŞEREK YOL ALIYORLAR”

Manavlarda ortak bir tepki var. Bence herkes bu tepkide haklı. Bunu manavlar aykırılık yapıyor diye tanımlıyorlar. Bunu çok da doğru bulmuyorum. Örnek veriyorum Yozgat’ta Yozgatlılar Derneği yok. Malatya’da Malatyalılar Derneği yok. Rize’de, Gümüşhane’de yok. Bu söyleyeceğim şey hiçbir ili kırmak ile ilgili değil. İzmit’te bir oluşum yapma ihtiyacı hissediliyor. Taşköprülüler var. Kocaeli Taşköprülüler, Derince Taşköprülüler, Kandıralılar, Öz Kandıralılar gibi birçok dernek var. Çünkü insanlar maalesef siyasette dernekleşerek yol alıyorlar.

“BU KENTİN BİR GERÇEĞİ”

Oy veriyor bir grup. Temsiliyetinin de olması lazım değil mi? Burada vatandaş politika yapıyor. “Biz burada varız. Kalabalığız ya da değiliz. Bir emeğimiz var bizi tercih edin” diyorlar. “Seni tercih edemem” deniyor. Neden? Lobicilik faaliyetinden başka bir yere gidiyor. Bu da bu kentin bir gerçeği. Kim ne derse desin. İster kabul edelim ister etmeyelim. Böyle bir durum var. Bu açıdan biraz konu saptırılıyor. Manavlar böyle bir aksiyon almak istiyor. Çok da haklılar. Oy veriyorsa temsil de edilecek. Bu mesele böyle ama tabi birilerinin muhtemelen işine gelmiyor. Aykırı davranış ya da ayrılıkçı bir söylem olarak görüyorlar.”

“DAHA YAKIN DÜŞÜNCEDE OLANI TERCİH EDERİM”

İzmit Belediyesi’nde İYİ Partililerin CHP’lilerden daha çok işe alındığına yönelik yapılan iddiaları hatırlattığımız ve kendisinin nasıl bir yol izleyeceğini sorduğumuz Andız, “Sadece Cumhuriyet Halk Partili gençlere değil toplumun tüm kesimine verecek bir mesajım olur bu işte. Ben bu işi şöyle tanımlıyorum. İki tane aynı seviyede vatandaş var. Tecrübe ve mesleki yeterlilik aynı seviyede. Bir belediye başkanı olarak tabi ki kendime daha yakın düşüncede olanı tercih ederim. Ama her şey aynıysa. Çünkü benim inandığım bir doğru var. Bu memleketin Cumhuriyet Halk Partililer tarafından daha iyi yönetileceğini düşünüyorum.

“HER ŞEY AYNIYSA TERCİHİM KENDİ ADAMIM OLUR”

O yüzden dönüşümün ve değişimin yerelden olacağına inanıyorum. Bu sebeple ben iki eşit kişide tercihimi bu yönde yaparım. Ama sistem aynı olacak. Diyelim ki biri daha üstün şu an İzmit Belediyesi’nde de örneği var. Amir, müdür pozisyonunda geçmişten gelen AK Partili arkadaşlarımız görev aldı bizim dönemimizde. Ehliyet sahipleriydi muhtemelen görev ve sorumluluk verdiler. Bu sebeple eğer birinin birine daha fazla üstünlüğü varsa iş yapılabilirlikte burada siyasi ayrım gözetmek bizim dünyaya baktığımız noktaya ters zaten. Bakış açımıza ters. Hak, hukuk, adalet dediğimiz şeyi burada veremezsiniz. Aynı seviyede ve yeterli olma kaydıyla. Her şey aynıysa tercihim kendi adamım olur.”