Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, görevi bıraktığı 31 Mart yerel seçimlerinin ardından ilk kez Bugün Kocaeli Gazetesi’ne konuştu. Karaosmanoğlu, merak edilen bir çok soruya içtenlikle cevap verdi. Hem kent hem de ülke gündemini değerlendirdi.
Röportaj; Serkan ÜLDEŞ Fotoğraf; Atakan KIZILKAYA
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, evinin kapılarını Bugün Kocaeli Gazetesi’ne açtı. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından görevi Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a devreden ve devir teslim töreninin ardından evine otobüsle döndüğü için çok konuşulan Karaosmanoğlu, gerçekleştirdiğimiz sohbet sırasında adeta içini döktü. 15 yıllık yorucu bir sürecin ardından artık evinde torun seven, spor yapan, bahçesiyle ilgilenerek zaman geçiren Karaosmanoğlu, neler yaptığını, bundan sonra ki beklentilerini tüm samimiyeti ile gazetemize anlattı. Her ne kadar eleştirildiği birçok konu olsa da daha çok babacan tavrı ile bilinen, halkla arasına mesafe koymadığı için sevilen Karaosmanoğlu, tecrübelerini paylaşırken; genç siyasilere tavsiyelerde bulunmayı da ihmal etmedi. Ak Parti’de yaşanan istifalardan, kaybedilen İzmit seçimine; kent gündemini hayli meşgul eden Jolly Joker’in ruhsat çıkmazından, Türkiye ekonomisine, Kocaeli’nin gururu Kocaelispor’dan yine Kocaeli’de yarım kalan projelere birçok konuda merak edilen sorulara gazetemiz aracılığıyla yanıt verdi.

İbrahim Karaosmanoğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşinin detayları;
-15 yıllık yoğun tempoyu geride bırakan İbrahim Karaosmanoğlu bir gününü nasıl geçiriyor, gün içerisinde neler yapıyor?
ERKEN YATAR ERKEN KALKARIM
Karaosmanoğlu gece uyuyor sabah erken kalkıyor. Prensibim gereği erken yatıyorum. Belediye başkanıyken de öyleydim. Geç saatlere kadar mecbur olmadıkça kalmıyordum. Erken yatıp erken kalkarım. Genelde sabahları namaza giderim. Erken saatlerde kitap okuyorum. Kalkıp kahvaltı hazırlarım. Bahçeden domates, biber alıyorum, ekmek kızartırım, kahvaltımızı yaparız, bahçe işleri varsa bahçeye bakarım. Tavukların kümesini açıp yem veririm. Ondan sonra gündüz program varsa bir yere gidilecekse hazırlanıp gidiyorum. Yarın Kartepe Zirvesi var, oraya katılacağım. Yakınlarımıza gidiyoruz. Sporumu yapıyorum. Sabah kalkar yürüyüş yaparım.
-Yoğun bir tempo, dile kolay 15 yıl başkanlık süreciniz var. Artık dinlenme sürecine girdiğinizi söyleyebilir miyiz?
KENDİ BİLDİĞİMİ OKURUM TAVRINDA OLMADIM
Burada bir vücut yorgunluğu değil, bir kenti yönetmenin verdiği bir ağırlık, sorumluluk var. O sorumluluk bir pres yapıyor. Kentle hep barışık gittik. Dikine dikine ben kendi bildiğimi okurum tavrında hiç olmadım. Allah’a şükür 15 yıl güzel işler yaptık. Kentin çevresini, altyapısını, köylerini değiştirdik. Şimdi hangi köye giderseniz bize dua ederler. Suyunu getirdik, yolunu yaptık. Sosyal tesislerine, camisine baktık, tuvaletini yaptık. Köylerimizdeki hizmet şuanda şehirlerin birçoğundan daha iyi diyebilirim.
-Hep sahada olan bir siyasetçi olarak yeni ve genç siyasetçilere tavsiyeleriniz nelerdir?
YENİ SİYASETÇİLERE ‘SAMİMİYET’ ÇAĞRISI
Ben siyasetçilere hep samimi olun diyorum. Olduğunuz gibi görünün, göründüğünüz gibi olun. Vatandaş da o samimiyeti hissediyor, görüyor. Vatandaş, 2-3 hareketinizden samimiyetinizi, içtenliğinizi anlıyor. Bazen vatandaşın her isteğini anında yerine getiremiyorsunuz. Bazen zaman gerekiyor, bazen de olmuyor. İstekler sonsuz, sınırsız ama imkanlar sınırlı. Bir de hak var, hukuk var. Buna çok dikkat ederim. Ama vatandaşın kamu isteklerini kısa sürede yerine getirdik. Belediye hizmetlerinde binlerce çeşit var. Aklına gelmeyecek şekilde vatandaş önünüze getirebiliyor. Vatandaş da haklı, gidecek başka yeri olmuyor. Hele büyükşehir olduktan sonra suyunu, temizliğini senden sorabiliyor. Hatta ilçe belediyelerin yapması gereken işleri bazen vatandaş büyükşehirden isteyebiliyor. BU ilçe belediyenin işi, oraya git demiyordum vatandaşa. Vatandaş bu ayrımı bilemeyebiliyor. Mesela çöp konteynırı veya çöp kutusu lazım. Arkadaşlara ilgilenin derdim. Vatandaş bilemeyebilir. Bu topu taca niye atayım ben. Hemen o durumu kendi görevimizmiş gibi düzeltiyorduk.
.jpg)
-Artık ailenize daha çok zaman ayırabiliyorsunuz, biraz da onlardan bahseder misiniz?
Ailemle, torunlarımla aram iyi. 5 çocuğum 13 torunum var. Çocuklar büyüdü tabi. Torunlar geliyor. Günlük, haftalık ziyaretimize gelirler. Beraber yürüyüş yapıyoruz, bahçede iş yapıyoruz. Çocukları çok severim. Torunlarımla aram çok iyi.
-15 yıllık belediye başkanlığınız sürecinde en mutlu olduğunuz anı sorsak…
BİZ TEŞEKKÜRÜ SANDIKTA YAPTIK
Vatandaşlar, bir ihtiyacını giderdiğimiz zaman Allah razı olsun başkanım, o iş oldu diyordu. En güzel mutluluklardan bir tanesi odur. Belediye başkanlığı zor bir görev. Yani kamu görevleri içerisinde en zor görev diyebilirim. Hayır olmaz denmez. Kırmadan dökmeden uygun bir dille ötelemeden hayır diyeceksin, hayal kırıklığına uğratmamak gerekiyor. Bir gün yaşı benim yaşıma yakın bir vatandaş geldi. Keşke o gün vatandaşın ismini numarasını alsaydım. Tavrı hoşuma gitti. 2009 seçimleri yeni olmuştu. 5-6 arkadaş ayakta konuşuyoruz. Vatandaş yanıma geldi. Başkanım bir şikayetim var dedi. Ben de ‘Önce bir teşekkürün yok mu’ dedim esprisine. O da ‘Biz teşekkürü sandıkta yaptık’ dedi. Çok güzel bir cevap, hiçbir şey diyemedim. Vatandaşın verdiği cevap çok hoşuma gitti.
-Peki sizi mutsuz eden bir an…
ÇİRKİN ŞEYLER TEKLİF EDENLER OLDU
Tabi strese girdiğimiz anlar oluyor. Vatandaş olmayacak bir şeyi diretebiliyor. Çirkin şeyler teklif edenler de olabiliyor. 2009 seçimlerinde bir vatandaş ısrar ederek, ‘Kızlarımdan bir tanesini işe al’ dedi. Ben de, ‘Teklifin uygun değil’ dedim. Ben bu tür tekliflere olumlu cevap vermiyorum. Adam küstü gitti. 2009 seçimleri bittikten 5-6 ay sonra yanıma geldi. Ben o zamanlar o anıyı unutmuştum, kendisi hatırlattı. ‘Ben CHP ye oy verdim, siz öyle deyince Sefa Sirmen’e gittim.’ dedi. Belediye Başkanlığı emanet ve görevlendirmedir.
-Kocaeli’ye yıllarca hizmet ettiniz, geçen 15 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?
GENÇLİK HİZMETLERİNİ EN İYİ YAPAN İLLERDEN BİRİYİZ
Verimli geçtiğine inanıyorum. Her günümü planladım. Günlük, aylık, yıllık planlarımız vardı. Görüşmelerim varsa isim isim bellidir. Ben hep arazide oldum. Vatandaşa hep ilgi gösterdik. 15 yıl hiçbir günümü boş yere geçirmedim. Alt yapısı, yolu, sosyal projeler, gençlik kampları, bilgi evleri, spor okulları… Ben spora çok önem verdim. Kendim de yaparım ama gençler spor yaparsa, sporla uğraşırsa kötüye gitmez. Onun için kuracaksın sistemi, ona göre boş kalmayacak çocuklarımız. Büyükşehir olarak da ilçe belediyeleri olarak da biz bunu önemsedik. İlçe belediye başkanlarını harekete geçirdim. Devletin birimlerini hep böyle teşvik ediyordum. Kocaeli olarak diğer illerden biraz daha iyiyiz. Gençlik hizmetlerini en iyi yapan illerden biriyiz ama yeterli değil. Biz gençlerin dörtte birine ulaştık. En azından yüzde 50’sine ulaşmak gerekiyor.

-Görev sürenizce birçok hizmette bulundunuz. Peki Kocaeli’ye yaptığınız hizmetler yetti mi?
BUNLAR YETMEZ
Bunlar yetmez. Hayat devam ettiği sürece yeni ihtiyaçlar önümüze gelecek. Hizmetler de hayat gibidir. Farklı farklı ihtiyaçlar oluyor.
MAAŞLA BELEDİYELERDE ÇALIŞMAM
Birkaç belediye başkanı, ‘Sosyal projelerde yanımızda ol, danışman ol.’ dediler. Maaşlı belediyelerde çalışmam. ‘Benden yardım istiyorsanız istediğiniz anda gelirim’ dedim. 2-3 belediye başkanının teklifi oldu. ‘Uygun değil’ dedim. Çalışmak istemem. Çünkü bağlayamam kendimi.
OKUL YAPIYORUZ
Hayır işleriyle uğraşıyorum. Camimizi yaptık, okul yapıyoruz. Çevremizdeki gençlerle, sporla ilgileniyoruz. Büyükşehir’de de görev verirlerse çalışırım ancak, ben buralarda parayla çalışmam dedim. Eğitim gibi görev verirlerse yaparım. Geçenlerde gençler çağırdılar, tecrübe paylaşımı yapar mısınız dediler. Hoş sohbet oldu.
-Siyasette ahde vefa önemli derler, eski bir belediye başkanı olarak siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ahde vefa beklentim olmadı. Çünkü boş kalmadım. Ben vefasızlık görmedim. O biraz insanın kendisiyle ilgili. Bir saygısızlık görmedim. Öyle bir kaprise kapılmadım.
-Eski belediye başkanlarımız hep bir dönem daha yapmak istediler, sizin böyle bir isteğiniz var mıydı?
2 DÖNEMDEN SONRA BIRAKMAK İSTEMİŞTİM
Şimdi partinin 3 dönem kuralı işledi. Doğrusu da bu. Bir insanın 3 dönemden sonra heyecanı azalır. Hatta 2 dönem daha iyi. Ben 2 dönemin ardından bırakmak istemiştim. Az bir süre değil bunu yaşayan bilir. Başka bir işte yapabilirsiniz. Belediye Başkanlığı meslek değil. Bana göre 3 dönem partinin aldığı prensip kararı güzeldi. Ben de Ankara’da bugünün Genel Başkan Vekili Numan Bey’e 3 dönem kuralını uygulayın demiştim ve bunu uyguladılar. 3 dönem Darıca doldu, benim doldu, Mehmet Ellibeş’in doldu, Hüseyin Ayaz’ın doldu. Ak Parti’den seçilip 3 dönemi dolanlar seçilmedi. Görev verseler yaparım tabi. Ama şuanda yapılan daha doğru.

-31 Mart yerel seçimlerinden sonra bayrağı Tahir Büyükakın’a devrettiniz, Büyükakın’ı nasıl buluyorsunuz, çalışmaları sizce nasıl gidiyor?
BİRİNCİ ADAM OLMAK FARKLI İKİNCİ ADAM OLMAK FARKLI
Tahir Bey bizim yanımızda tecrübe sahibi oldu. Ben güzel hizmetler yapacağına inanıyorum. Biraz daha halka dönük şeylere önem vermeli. Öyle şeyleri oturtmak kolay değil tabi. Birinci adam olmak farklı ikinci adam olmak farklı. Güzel işler yapacağına inanıyorum.
-Peki il başkanı Sayın Mehmet Ellibeş’le ilgili neler söylersiniz?
TARİHTE 18 YIL ÜST ÜSTE İKTİDARDA KALAN HİÇBİR PARTİ YOK
Bence iyi gidiyor. Mehmet Bey benim sevdiğim bir arkadaşım. Aramızdaki yaş farkı az. Ben ondan 3 yaş daha büyüyüm. Saygılı, uyumlu, kavgacı bir tip, itici bir tip değil, Gölcük’te çekirdekten belediyeciydi. 3 dönem Ak Parti’nin belediye başkanı seçildi. Nazik, dürüst, temiz bir kardeşimiz. Bize de il başkanı sürecinde soruldu. Biz de uygun olur dedik. İnşallah toparlayacak. Parti 18 yıl iktidar partisi. İktidar partisi olmak çok zor bir şey. İktidar partisi kalmak çok çok daha zor bir şey. Bundan dolayı Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 18 yıl üst üste iktidarda kalan hiçbir parti yok. Önceden CHP tek parti olarak vardı. Orda da seçim yoktu.
-İddia edildiği gibi Ak Parti, ANAP olur mu?
TÜRKİYE PEK ÇOK ZİNCİRİ KIRDI
ANAP 1983’te seçimlerde tek başına iktidar oldu. Seçim sistemi değişti. 1984’Te yerel seçimlerde büyük ölçüde belediyeleri aldı. 1989’da Malatya Belediyesi hariç bütün belediyeleri kaybetti. Ondan sonraki süreçte düşüşü başladı. Ondan sonra Özal Cumhurbaşkanı oldu, iyice düşmeye başladı ve sonrasında seçim kazanamadı. Özal akıllı bir adamdı. Duruşu güzel bir insandı. Askerlik döneminde kadro toplamak zordu. Türkiye pek çok zinciri kırdı. Özal iş dünyasını dünyaya açtı. Eskiden Türk malı dendi mi kimse bakmazdı. Ama şu anda 1980’den bu yana Türkiye’nin üretim kalitesi yükseldi. Allah’a şükür çok güzel gelişmeler oldu. Ondan öncesinde de vardı tabi. Ama o dönem hızlandı. Hiç kimsenin çalışmasını inkar etmemek lazım. Süleyman Demirel de başlangıçta çok güzel işler yaptı. Demirel daha çok barajlarıyla anıldı. Türkiye’nin barajlara ihtiyacı vardı. Ama insan sonradan bozuyor. Çevre, kadro zayıflığı… Ak Parti bu bozulmaya dayandı ve hala ayakta.
-31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti büyükşehirlerde bir mağlubiyet yaşadı ve muhalefet partileri kazandı. AK Parti’nin kaybetme nedeni sizce nedir? Vatandaş sizce nasıl bir mesaj verdi?
BİZ HATALAR YAPTIK VE KENDİ HATALARIMIZ YÜZÜNDEN KAYBETTİK
Vatandaş yanlış yaptı demek doğru bir şey değil, vatandaş kendince hep doğru yaptı. Yanlışı biz yapıyoruz, yanlışı siyasiler yapar, vatandaş da bu yaptığın yanlışı önüne koyar. Sandık dünyada pek bir yerde yok, demokrasi çok güzel bir şeydir. Dünyanın pek çok yerine gidin sandık yok, örnek verecek olursak; Orta Asya’nın pek çok yerinde sandık diye bir şey yok, varsa da laf olsun diye var. Afrika’nın pek çok yerinde sandık yok, Asya’nın pek çok yerinde sandık yok, varsa göstermelik. Ortadoğu hepimizin bildiği yer, kendi muhtarını seçebiliyor musun seçemiyorsun. Suudi Arabistan’a bakıyorsun onlarda Amerika’nın kucağına oturdu. Adamları evirip çeviriyor, petrolünü alıyor. Halk gene fakir o zenginlikten istifade etmiyor. Allah zenginlik vermiş ama bir şey yapmıyorlar, geçen Trump gitmiş oraya para istedi, biz o kadar veremeyiz deyince zenginler de topla ver dedi. Tüm zenginler toplandı verdi, isterse vermiyorum desin. Demokrasi yok yani aldı mı aldı. Demokrasi güzel bir şey derneğini seçiyorsun, vakfını seçiyorsun, odanı seçiyorsun. Baktığınız zaman zaten demokrasinin olduğu yerde gelişme ve kalkınma var. Demokrasinin olmadığı yerde ise gelişme olmaz. Vatandaş her zaman bir mesaj verir, sizde o mesajı alacaksınız. Alıp okuma ve iyi değerlendirmek önemlidir. İyi değerlendirdiğiniz zaman vatandaş evet o bizim mesajımızı aldı der. Biz hatalar yaptık ve kendi hatalarımız yüzünden kaybettik, vatandaş yanlış yaptı dersen daha büyük yanlışlar meydana geldi.

-Türkiye’de bir ekonomik kriz mevcut ve bu ekonomik krizin önlenememesi sonucunda iktidarda bir kan kaybının olacağı düşünülüyor. Sizce de öyle mi?
HAK ETMEDİĞİMİZ LÜKSÜ YAŞIYORUZ
Bana göre ekonomi Türkiye’de de dünyada da streste. Türkiye yine diğer ülkelere göre daha iyi durumda. Bizde ki sıkıntı ise lüks bir tüketim söz konusu, hak etmediğimiz şeyi tüketiyoruz. Hak etmediğimiz lüksü yaşıyoruz. Genel olarak söylüyorum bunu, şahıs beni ilgilendirmez, bugün yola çıktığımız zaman kullanılan araçlar 5 yaşından küçük araçlar, dünya kadar araba satılıyor. Alışveriş merkezlerine gittiğiniz zaman tıklım tıklım dolu. Gerçek sıkıntıda olan kim olabilir şehirde, işini kaybeden sıkıntıda olabilir. Asgari ücretle çalışıyorsa ve çocuğu falan varsa gerçek manada sıkıntıda olabilir. Köyde yaşayan insana bu çok etki etmez, benim burada maaşım olmasa bile ben aç kalmam. Tavuklarım var, bağım var, bahçem var pişirir yerim. Hak etmediğimiz lüksü yaşıyoruz, herkesin elinde telefon var. Önce bir evinizin parasını çıkarın, telefon parası, su parası, elektrik parası, doğalgaz parası bunlara para yetişmiyor. Standart getirmek lazım, bu hem 10 bin TL geliri olanda var, hem de 2 bin TL geliri olanda. İlkokula giden çocukta bile telefon var, bunu biz çok görmüyoruz ama bu israftır.
-Kocaeli’ne 15 yıl hizmet ettiniz, bu 15 yılı değerlendirerek baktığınız zaman Kocaeli’nin neyi eksik diyebiliriz?
KOCAELİ YEREL HİZMET NOKTASINDA GERİ DEĞİLDİR
Kocaeli eksikleri konusunda çok önemli, şu olmasa olmaz dediğimiz o olmazsa hayat durur dediğimiz bir eksiği yok. Kocaeli sürekli gelişen bir şehir ve nüfus olarak 2 milyona yaklaştı. Sürekli göç alıyor, aynı zamanda bir ulaşım kenti. Kocaeli kendi kendine yaşamıyor binlerce araç buradan gelip geçiyor. İhtiyaçlar bitmez ama Kocaeli yerel hizmet noktasında geri değildir. Avrupa’nın pek çok ülkesinden ileride bir durumdayız. Avrupa Birliği’ne dâhil ülkelere baktığınız zaman hepsi bir Türkiye yapmaz. Bunu ekonomide de yapmaz, askeriyede de yapmaz çünkü ben bunları görüyorum. Afrika’nın, Asya’nın ülkelerini görüyoruz. Kore, Çin gibi ülkeler bizden çok çok ilerde, Çin sürekli gelişen bir ülke ama Avrupa şuanda sarsılıyor. Almanya ekonomik olarak iyi, Fransa ekonomik olarak değil ama sömürge olarak var. Hollanda, Belçika gibi ülkelerin ekonomisi iyi ama biz Ortadoğu’da sözü en çok dinlenen ülkeyiz. AK Parti dönemimde de Türkiye ekonomide, şehircilikte, turizmde, sağlıkta önemli ilerlemeler kaydetti. Türkiye büyük bir devlet ve aç insan yok, eli ayağı tutmayana tabi ki devlet yardım ediyor ama ben çalışmayayım gidiyim bana belediyeden 10 bin TL bağlasınlar diye bir şey yok. Çalışan Türkiye’de ekmeğini kazanır, biz sosyal devletiz. Devlet zaten engelli bireylerin ücretlerini ailelerine veriyor ama devlette var da veriyor. Yoksa veremez, yoksa emekliye bile maaş veremez. Ben diyorum Allah devletimize zeval vermesin, dünyanın pek çok yerinde emekliye devlet maaş vermiyor.
-Son bir yılda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne 2 bine yakın işçinin alındığı iddia ediliyor. Böyle bir şey var mı?
LAZIM OLMAYAN BİRİNİ ALIRSAN MAAŞINI NEREDEN VERECEKSİN
Yok öyle bir şey. Bin tane işçi alalım 2 bin tane işçi alalım ya da 3 bin işçi alalım diye bir derdimiz yok. Belediyeler ihtiyaç olduğu zaman işçi alır. Aldığımız var tabii ki 300 kişi 400 kişi aldığımız var ama ne yaptık mesela tramvay yaptık. Bunu sürecek, onu kontrol edecek bir sistem kurdum nerden baksan 100- 150 kişidir. Ehliyetlisini alacaksın, eğiteceksin. 400 tane otobüs aldık, 400 otobüs aldık, otobüs saat 08.00’de başlıyor icabında 00.00’ye kadar devam ediyor. Bir otobüse bir kişi yetmiyor ki, bir otobüsün en az 4 şoförü olur. Bunun hafta sonu var, mesaisi var, 8 saatten fazla çalıştıramıyorsun. O bir sistem yani, belli yerlere operatörler var onu alacaksın, güvenlikçi lazım oluyor onu alacaksın. Lazım olan yerlerde alacaksın ama lazım olmayan birini alırsan maaşını nereden vereceksin, bizim öyle bir derdimiz olmadı.
-31 Mart yerel seçimlerinde CHP uzun yıllardan sonra ilk kez İzmit’i kazandı. Neler düşünüyorsunuz? Vatandaş nasıl bir mesaj verdi?
ORADA NE OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
Hayırlı uğurlu olsun, bu olabilir yani AK Parti bütün seçimleri kazanacak diye bir şey yok. Bir inançtır tabi İzmit ama kaybetmemizin siyasi nedenleri de var. Vatandaş yanlış yapmaz, vatandaş kendince doğruyu arıyor. Tahlilini her akıllı adam yapar ve orada ne olduğu tahmin ediliyor. Bunu tek tek yapmamın bir anlamı yok, siyasiler yapsın. Reis sorarsa cevaplar verilir.
-Uzun bir süreden sonra CHP Kocaeli’nde iktidar olabilir mi sizce?
BİZ BUNLARI ÇOK GÖRDÜK
Layık olmazsan, vatandaşa değer vermezsen, hizmet etmezsen vatandaşı adam yerine koymazsan olur tabi neden olmasın. Vatandaş arayışa girer ve seni beğenmez onu beğenir. Yani iki kere iki dörttür. Bunlar olmayan şey değildir, biz bunları çok gördük. Ben 68 yaşına geldim ve 68 yaşının 18 yaşından itibaren ki siyasetini biliyorum. Hadi ondan önce çok ilgili değildim ama 1984’ten itibaren fiilen siyasete girdim. 84’te siyasete girdim o dönem Necati Gençoğlu İzmit Belediye başkanı oldu. Sevdiğim bir insandı ama diğer dönem geldi Sefa Sirmen kazandı. Bir eksik yok vatandaş büyük bir çoğunlukla seviyorsa ilgi duyduysa ve senden bekleneni aldıysa hizmet ettiysen vatandaş seni seçiyor zaten. Biz 2004’te geldik, hadi 2004’te propaganda ile geldik diyelim, 2009’da nasıl geldik. Vatandaş senden umudunu kestiyse gider başka birine sığınır. Geldik 2014’e, ben 3 dönem hiçbir sıkıntı çekmedim. Biz anketler yapıyorduk, çıkıyorduk esnafı görüyorduk. Tepki koyan zaten belli oluyor, sende hissediyorsun. Ben altı defa aday oldum, altı sefer seçim yaşadım. Bu büyük bir tecrübedir, belediye başkan adayı olarak yaşadım. Çok güzel bir seçim yaşadık, vatandaşın gönlünü alan biri tekrar gönlünü alır.
-AK Parti Kocaeli İl Başkanı Mehmet Ellibeş göreve geldikten sonra istişare toplantıları yapıyor. Türkiye genelinde istişare toplantılarını yeterli buluyor musunuz? Teşkilatta yeterli geliyor mu sizce?
İSTİŞAREDE BİR AZALMA VAR
Genele baktığımız zaman istişarede bir azalma var ama Kocaeli’nde biraz daha iyi. İstişareler iyi oluyor, vatandaşı dinliyorsun, bugün her türlü teknolojiye sahibiz biraz daha olsa daha iyi olur. İstişare eden yanılmaz.
-Kocaeli hep bir bakana sahipti. Mevcut dönemde Kocaeli’nin bir bakanı yok ve bazı vekiller Kocaelili bir bakan istiyor gibi, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
ESKİ ALIŞKANLIKLARI BIRAKMAK LAZIM
Öyle bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum, milletvekilleri bakan olacak diye bir şey yok. Milletvekili bakan olursa istifa etmesi gerekiyor, eskisi gibi değil. Kocaelili bir bakan olsa benim de hoşuma gider, benim sevdiğim bildiğim bir arkadaşım, ehliyetli, benim tanıdığım birinin Kocaeli’nden olması benim daha da hoşuma gider ama Kocaeli’nden bir bakan olacak diye kural yok. O zaman Türkiye’nin 81 ilinde ki herkesin öyle bir talebi olur. Gönül çok şey ister, ben de isterim sen de istersin Kocaeli’nde bir kişi olsun diye ama şuandaki bakanları yüzde 80’inde sadece 2-3 tanesi milletvekilliğinden istifa edip bakan oldu. Onun dışındakilerden hepsi alanında iyi bürokratlardan oluşuyor. Tabi ki bunlar bakan yapıldı diye başına buyruk değil, cumhurbaşkanına bağlı. Şimdi her şehir istiyor diye bakanlık verilecek değil, o ayrı bir sistem. Eski alışkanlıkları bırakmak lazım.
-Ak Parti il başkanları geçmişte ya milletvekili ya da belediye başkanı oldu ama Mahmut Civelek, Şemsettin Ceyhan ve Abdullah Eryarsoy’dan sonra bu bozuldu. Sizce bunun nedeni nedir?
TABİ NASİP, BİR HAVA VAR NASIL GELİYOR BİLMİYORUZ
Siyasette olur böyle şeyler, bunlar normal şeyler. Her il başkanı bizde genelde oldu. Nihat Ergün il başkanıydı, seçimler oldu sonra istifa edip milletvekili oldu. İl başkanı sonra ben oldum ve 15 yıl belediye başkanlığı yaptım. O da bir nasip tabi ve Zeki Aygün ve Fikri Işık bunlar iyiydi. İyi yetişmiş arkadaşlarımızdı. Fikri bey mesela çalışkan, ilkeli biridir, sevdiğim saydığım bir isim hakeza Zeki bey de öyle. Diğerleri tabi nasip, bir hava var nasıl geliyor bilmiyoruz. Benim de tahmin etmem zor.

-Kentimizin markası Kocaelispor’un borcu kapatıldı, ne düşünüyorsunuz?
EN YÜKSEK MİKTARDA ÖDEMEYİ BEN YAPTIM
Kocaelispor’un borcu kapama diye bir durum söz konusu olamaz, Kocaelispor’un borcunu benim zamanımda bitirdik yani şöyle borç kapama diye bir derdimiz olmadı Kocaelispor’un piyasaya aşağı yukarı 60-70 milyon bir borcu vardı. Tabii ki piyasa ve büyük çoğunluğu devlete borcu vardı, SSK primleri, işte futbolculara olan ödemeler, senetler, maliyeye olan borçlar. Biz de Kocaelispor için KEV yöneticileri ile görüştük, onlar da belli bir süre çalıştı sonra yönetimde bir değişiklik yapıldı falan. Derince’deki spor alanını aldık ve orada aşağı yukarı 20-25 milyon para verdik. Kocaelispor’a bir para verme söz konusu değil, doğrudan doğruya bir para verme değil bu ama maliye borçları ödendi, SSK primleri ödendi, en yüksek miktarda ödemeyi ben yaptım ama Kocaeliapor’a değil. Kocaelispor’a bir TL veremezsin yani kamu kaynağından profesyonel ligde olan takımlara hiçbir belediye para veremez, aktaramaz. Şirketlerden reklam öder, İZAYDAŞ’dan da ödeyemez o da kamu kuruluşudur ve kamu kuruluşundan sen istediğin parayı alıp oraya veremezsin. Hesap sorarlar senden ve devlet onu takır takır alır senden. Kanuna uydurulur ona göre bir şeyler yapılır. Doğrudan bir para aktarımı değil ama işte böyle reklamlar, formalara reklam gibi şeyler. Tabi bunlara gerek yok ama bizde zamanında ufak tefek yaptık, firmalardan verdiğimiz oldu.
BİZ AĞIR YÜKLERİNİ KALDIRDIK
Sıkışık zamanlarda bizde yapıyorduk ama doğru bulmuyorum. Kamu kurumlarını profesyonel kulüplere vermemek lazım, profesyonel kulüplerin profesyonelce yönetilmesi gerekir. Biz oraya en son atılımı yaptık, kimsenin altından kalkması mümkün değildi ama biz bir tesis aldık. Orayı belediyeye aldık ve şuanda belediyenin orası. Belediye orayı bir spor merkezi olarak değerlendirecek. Pek çok kişi orası için yazdı işte başkan orayı 50 aldıysa 10 liraya satacak. Doğru biz orayı ticarete açsak 50 aldık 60’a 70’e rahat satardık ama ben dedim ki arkadaş para her zaman bulunabilir ama burası bu kentin yeşil alanıdır burayı yine spor alanı olarak devam ettireceğiz. Açıklamamı yaptım ve kesinlikle imara açmadık, ticarete açmadık, açan olursa da karşı çıkarım. Ben vatandaş olarak karşı çıkarım, çünkü bu kentin bu tür sosyal tesislere, spor tesislerine hala pek çok yerde ihtiyacı var. Onun için orasını öyle yaptık. Kocaelispor’u sevenler sahip çıkacak, biz ağır yüklerini kaldırdık. Kocaelispor’un yükleri geride kaldı. Şimdi ki yönetim de baya gayret etti ve Kocaelispor’un şahsen iyi bir takım olmasını bende isterim ama bu kamu kaynakları ile olmaz. Eskiden alıştırılmış insanlar kamu kaynağı kullanmaya, belediyenin kaynaklarını kullanmaya ama bunun için pek çok belediye başkanı içeri girmiştir. Burada olmadı ama İç Anadolu’da pek çok belediye başkanı yakalandı.
-Yaklaşık 5 Milyar TL’ye mal olan bir Gebze- Darıca metrosu vardı ve metronun temelleri sizin dönemizde atıldı. Tahir Büyükakın buranın bakanlığa devredildiğini açıkladı. Siz olsanız nasıl yapardınız? Bakanlığa devrini nasıl buluyorsunuz?
METRONUN BAKANLIĞA DEVRİ DOĞRU OLDU
Gayet güzel oldu ve doğrusu da o zaten. Bizde onu yapacaktık, başkana da söyledim tam da denk geldi. O kaynak devletin yapması gereken bir şey ve belediye kaynakları ile olması zor olur. Belediye yatırımlarda sıkıntı çekerdi, bütün kaynakları oraya harcaması gerekirdi. Her yıl 5 milyarlık bir iş ve her yıl en az bir milyarlık yatırım yapacaksın oraya. Belediyenin bütçesi onu kaldırmazdı, doğrusu Ulaştırma Bakanlığı yapsın, bu kent o kadar vergi veriyor. Biz de oraya verdiğimiz kaynağı yol, kavşak ve diğer şeylere verelim. Bu iyi oldu anlayacağınız.
-AK Parti bir kongre sürecine giriyor. Önce ilçe seçimleri ardından il başkanlığı seçimi olacak. Karaosmanoğlu’na il başkanlığı teklifi gelirse düşünür müsünüz?
HİÇBİR BEKLENTİM YOK
Ben yapamam, benim öyle bir isteğim yok. Ben askerlik görevimi yaptım bitirdim. Ne il başkanlığı, ne milletvekilliği, ne başka bir şey konusunda hiçbir beklentim yok. Ben tecrübemden istifade etmek isteyene yol gösteririm. Vatandaş beni bazen arıyor teşekkür ediyor, bilgi soruyor, benden yardım istiyor. İşte hastaneden randevu alamadım hastam var diye arıyor, ben de yardımcı oluyorum. Özel kalemim yok bir şeyim yok ama bir yardımcım var emniyetçi biri Salih, 15 yıldır beraberiz zaten ve benim şuan 3 tane koruma alma hakkım da var ama ben 1 tane aldım. O da beraber 15 yıldır çalıştığım biri. Maaşını devlet veriyor, lazım olunca çağırıyorum. Buralarda kendi arabamla dolaşıyorum, uzak bir yere gidince onla gidiyorum.
-AK Parti tabanının rahatsız olduğu ve Kocaeli’nin gündemi olan içki ruhsatı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
VATANDAŞIN ÖYLE BİR ŞEYE İHTİYAÇ DUYACAĞINI SANMIYORUM
Kocaeli’nde dünya kadar içkili mekân var, içkili mekânlarda ruhsatla ilgili bir problem yok. Her mahalleye içkili ruhsat alanı vereceksin diye bir şey yok. Çok ihtiyaç olan yer ben bilemem ama içkili mekan olmayan ilçe yok. İzmit’te yüzlerce var, Gebze’de yüzlerce var, Darıca’da yüzlerce var, Kartepe’de onlarca var, yani Sanayi Mahallesi’ne ille içki ruhsatı vereceksin, öyle bir ihtiyaç mı var onu ben bilmiyorum. Jolly joker zaten gidip ruhsatını Turzim Bakanlığı’ndan alıyor, belediyede değil bakanlığın yetkisinde gitsin alsın. Büyükşehir olarak zaten yetki bizde değildi, doğrudan ilçelerin yetkisindeydi ama ben Yuvacık’ta belediye başkanlığı yaptım hiç böyle bir ihtiyaç bize gelmedi. Ben vatandaşın öyle bir şeye ihtiyaç duyacağını sanmıyorum. Bir aralar gazeteciler yazıyordu. İzmit’te şöyle oluyor böyle oluyor, fuar alanında içkili yerler kapatılıyor. Aradım dedim ki İsmet yanlış yazıyorsun, fuar alanında iki tesis kapandı ve o iki tesiste elektrik borcunu vermemiş, kira borcunu vermemiş, vergi borcunu vermemiş adam iflas etmiş. Hatta adam bana geldi icra çıkardık hiçbir şey ödeyemiyor, para da yok. Biz de binasına icra çıkardık, 50 bin ve kira parasını falan oradan düştük adam bayram etti ve biz kapısına dayanmadık diye havalara uçtu. Böyle kapandı dedim İsmet ama sen korkuyorsun ki sen içki içeceksin de içkili yer bulamazsan ben sana özel özel yer açacağım dedim. Dünya kadar gazino var ya, tabi gazeteciler böyle söylüyordu.
-AK Parti’de son dönemde istifası ile adından söz ettiren Nihat Ergün hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce neden istifa etti?
BİR KİŞİ BİLE İSTİFA ETSE BEN ÜZÜLÜRÜM
Bizim partimizden bir kişi bile istifa etsen ben üzülürüm, niye istifa ettiğini ben sormadım. Uzun zamandır görüşemedik, bilmediğim şey hakkında da yorum yapmam doğru değil.
-AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile çok yakın bir dostluğunuz vardı. Kendisi ile yüz yüze veya telefonla da olsa görüşüyor musunuz?
KENDİSİ İLE GÖRÜŞMEDİM
Yakın zamanda kendisi ile görüşmedim, kendisi ile görüşürdüm ama son 3-4 aydır görüşmedim.