FETÖ’den tutuklanan Gümrük Başmüfettişi, Mali Şube Müdürü, Savcı ve bunlarla mücadele eden Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi Erkan Azeri ilk defa Bugün Kocaeli Gazetesine neden milletvekili adayı olamadı? Sorusunun cevabını verdi. İşte çok konuşulacak o röportaj…

FETÖ’den tutuklanan Gümrük Başmüfettişi, Mali Şube Müdürü, Savcı ve bunlarla mücadele eden Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi Erkan Azeri ilk defa aday adaylık süreci ve aday olmamasında sabıka kaydı engeli var iddialarına karşılık Bugün Kocaeli Gazetesi aracılığıyla cevap verdi. Süreç hakkında çok konuşulacak açıklamalar yapan MHP MYK Üyesi Erkan Azeri, özellikle FETÖ ile karşı karşıya kaldığı günleri anlattı. MYK Üyesi Erkan Azeri ilk defa milletvekili aday olamama konusuna da net cevap verdi…

Röportaj; Ahmet AKÇAALAN

-Sayın Erkan Azeri, öncelikle Bugün Kocaeli Gazetesi’ni açıklama konusunda tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Kocaeli’nin sizin hakkında merak ettiği bir çok soru işareti var. Ama bundan önce hep konuşulan FETÖ yapılanması Erkan Azeri’ye nasıl bir kumpas kurdu?

2004 yılının Aralık ayında benim şirketlerimle alakalı bir soruşturma başlatıldı. Şükrü Yabancıoğlu adında bir Gümrük Başmüfettişi inceleme başlattı. Bu incelemenin neticesinde yaptığımız 957 işlem içerisinden iki işlemle ilgili hakkımda iki tane dava açıldı. Bu davalar açıldıktan sonra 2008 yılına kadar hayli sıkıntı yaşadık. Bu baş müfettişin tutmuş olduğu raporlar neticesinde soruşturma yaklaşık 5-6 yıl kadar sürdü. Ben de İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne giderek 17-25 Aralık sürecinin Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı ile görüştüm. Burada suç duyurunda bulunarak cemaat bağı olan bazı insanların Yargı’yı art niyetli bir şekilde kullandığını ifade ettim ve benim hakkımda tatbikat yürüten başta Şükrü Yabancıoğlu olmak üzere bazı hakim ve savcılarla ilgili şikayette bulundum. Ben aslında mağdur konumundayım. Şikayetim sonucunda Mali Şube Müdürü de bütün bilgileri alarak Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığından benim davamla ilgili izin aldı.

Bir sabah evimde otururken kapım çaldı…

Yakup Saygılı, “Bilginize başvurmamız gerekiyor gelebilir misiniz?” dedi. Ben de müşteki olduğum için gayet rahat bir şekilde gittim. Yakup Saygılı şu anda Silivri Cezaevinde FETÖ tutuklusu. Vatan Caddesi’ne gittiğimde beni gözaltına aldılar. Kendisine mağdur olduğumu yineledim. 957 işlem vardı, hakkımda iki tane dava dosyası açıldı. O dönem Dönemin Ak Parti Meclis Başkan Vekili Sadık Yakup vardı. Bunlarla kişisel bir kavgaya girmiş oldum. O zaman Sadık Beyin Yargı’da önemli bir gücü vardı hem de Sadık Beyin Danışmanı olan bir arkadaşın eşi de Yargıtay’a üyeydi. Benim şikayetim üzerine yaklaşık 40 kişi gözaltına alınmıştı. Ama o zaman FETÖ’nün en kuvvetli olduğu zamanlardı. Biz Yakup Saygılı’yı o zamanlar düzgün bir vatan evladı zannediyorduk. Halbuki Yakup Bey orada bizim şikayetlerimizi geri almamız noktasında çabalıyormuş, biz bunu anlayamadık. Akabinde gözaltına alındım ve savcılığa gittim. Savcılık beni serbest bıraktı. Bu dönem bu şekilde başladı.

-Peki bu kişilerin FETÖ ilişkileri nasıl ortaya çıktı?

Esasında benim hakkımda tatbikat yürüten Gümrük Baş Müfettişi Şükrü Yabancıoğlu, FETÖ’cü olması sebebiyle KHK ile işten atıldı. Yakup Saygılı şuanda Silivri Cezaevinde FETÖ tutuklusu. En sonunda Darıca İlçe Başkanı seçildiğimde yine bir sorun oldu. Gebze Cumhuriyet Savcısı İbrahim Işıktaş beni tutukladı ve ben cezaevine gittim. İbrahim Işıktaş da şuanda Kandıra Cezaevinde FETÖ’den hem tutuklu hem de hükümlü olarak yatıyor.

DEVLET BEY HUKUK DANIŞMANLARINI CEZAEVİNE GÖNDERDİ

Genel Başkanımız Devlet Bahçeli benim bu durumumu net olarak bilen insanlardan biri. Kendisinin hukuk danışmanları var, avukatları var; tamamını bana, cezaevine gönderdi. Kendileri benimle ilgili süreci genel başkanımıza aktardılar. Genel başkanımız incelemeleri yaptıktan sonra ilçe başkanlığı görevinden beni almadı.

LÜTFÜ TÜRKKAN BENİ İHBAR ETTİ!

Akabinde il başkan yardımcılığı görevine getirildim. Yine bu dönemde eski davamızla alakalı Lütfü Türkkan’ın ihbar etmesi sonucu ben tekrar Kandıra Cezaevine konuldum. Kandıra Cezaevinden çıkınca normal hayatıma döndüm. Burada asıl anlatmak istediğim şu;

-Erkan Azeri neden milletvekili adayı olamadı?

Ben genel başkanımızın ekibi içerisindeyim, kendi başıma müracaatta bulunacak bir durumda değilim. Ben müracaat için kendisinde izin aldım. Aday adayı olduktan sonra Kocaeli’nden inanılmaz derecede maillerle gerek Yargıtay Başsavcılığına, gerek genel merkezimize, gerek YSK’ya şikayetler oldu. En son dosyalarımı incelettim. Bakırköy ve İzmir’den almış olduğum cezalarla ilgili Anayasanın 2015’e 85 kararı ile seçme seçilme ve tüm siyasi hakları kullanmamla ilgili karar aldım.

Buna rağmen savcılar yerinde durmadı

Dünya görüşünün bana aykırı olduğunu bildiğim bir Cumhuriyet Savcısı, ‘Erkan Azeri Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip değil’ dedi.

-Neye göre yeterli değildir?

En son listeler açıklanmadan iki gün önce bir analiz yaptım ve milletvekili adayı olursam ve seçilirsem bu Cumhuriyet Savcısının kararı nedeniyle vekilliğimin düşmesi söz konusu olacaktı. Aynı zamanda da partimizi bir tartışmaya açmış olacaktım.

Partimizin zarar görmesini engellemek adına genel merkezimize ve il başkanlığımıza dilekçe ile adaylıktan feragat ettiğimi bildirdim.

Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımız ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımıza bu durumu ilettikten sonra onlar bir değerlendirme yaptılar.

Genel Merkez tarafından aday olmamda bir sakınca olmadığı söylendi.

Görüyorsunuz sosyal medyada şizofren bir bayanın eline verilen belgelerle her gün partim ve şahsım yıpratılıyor. Tekrar etraflıca düşündüm ve partimin menfaati için liste açıklanmadan iki gün önce aday adaylığından çekildim. Genel Merkezin benim üzerimi çizmesi, Genel Başkanımızın beni istememesi gibi bir şey söz konusu değil.

GENEL MERKEZ “ERKAN AZERİ ADAYIMIZDIR” DEDİ

Hatta genel başkan yardımcılarımız il başkanımıza ‘Erkan Azeri adayımızdır’ dedi. Buna rağmen böyle bir durumla karşı karşıya kaldım. Partimi tartışmaya açtırmamak için, üzerimden partimin yıpratılmaması için milletvekilliği adaylığından kendim feragat ettim. Bunları ilk kez sizinle paylaşıyorum.

-Çekilmenizin nedeni olarak daha önce Koray Aydın’ı desteklemeniz de gösterildi…

Asla. Koray Aydın, Devlet Bey’le 40 yıl birlikte çalıştı. Genel Başkanımız kendisini Trabzon’dan da aday gösterdi. Bizim genel başkanımız partimizle ilgili bir tehdit olmadığı müddetçe parti içerisindeki demokrasiye çok önem veren birisidir. Ben imza verdiğim zaman Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Manisa, Afyon, Uşak dahil 7-8 ili gezdim. Her gittiğim yerde MHP’nin küresel güçler tarafından organize bir şekilde ele geçirilmek istendiğini gördüm, tespit ettim. Bunu tespit ettikten sonra o dönem genel başkanımızdan randevu talep edip gittim ve niçin imza verdiğimi kendisine izah ettim. Kendisi bana, ‘Görevinin başına git, sen bizim yol arkadaşımızsın’ demiştir. Bu konu imza verildikten sonra kapanmıştır.

-Önümüzde ki süreçte MYK’dan da istifa edeceğiniz konuşuluyor. Böyle bir şey söz konusu mu?

Hayır. O konuyla ilgili Yargıtay’dan MYK üyeliğimin düşürülmesiyle alakalı bir yazı gelmiş. Bununla ilgili Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın vermiş olduğu açık bir yazı var: Bu mahrem bir yazı, sosyal medyada paylaşabileceğimiz bir yazı değil ama bir sıkıntımız yok. İl başkanımıza da bu hususta ki yazıyı gönderdim. Sonuç olarak benim üzerimden partimi yıpratmaya yönelik birçok şey yapacaklardı. Nasip işi. Bu dönem olamadık. Bir dahaki dönem de oluruz olmayız. O da nasip..

LİDERİM “O BİZİM EVLADIMIZ” DİYEREK SAHİP ÇIKTI

Benim hakkımda inceleme yapan Gümrük Baş Müfettişi KHK ile memuriyetten atıldı. Beni gözaltına alan Mali Şube Müdürü Yakup Saygılı şu anda Silivri Cezaevinde FETÖ tutuklusu. Beni Gebze’de tutuklayan savcı İbrahim Işıktaş da şu anda Kandıra Cezaevinde FETÖ’den hem tutuklu hem de hükümlü olarak yatıyor.

Burada üzüldüğüm, kırıldığım partimiz içerisinde bir şekilde kendini Sayın Devlet Bahçeli’ye yakın gören kişiler olur olmadık dosyaları kendisine götürmüşlerdir.

Genel Başkanımız da onlara, ‘Elinizde bilgi belge varsa emniyet müdürlüğü burada, götürün gereğini yapın’ demiştir. Buradan anlaşılacak şey şudur; Genel başkanımız Erkan Azeri’yi tanıyor. Çünkü ben geçmişte kendisiyle çok yakın çalışmış insanlardan biriyim. Biliyorsunuz son yerel seçimde tutuklandığımda Darıca’da MHP ilçe başkanı olmadan seçime gitti. Genel başkanımız dosyalarımdan emin olmasa beni görevde tutar mıydı? Kaldı ki bir çok kişi görevden alınmam gerektiğini söylerken, Sayın Bahçeli, ‘O bizim evladımız’ demiştir.