Kocaeli Haber - Türkiye Off-Road Şampiyonaları'nın başarılı pilotu Ergün Şatır, Bugün Kocaeli Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulundu. Ergün Şatır, Düzce'deki şampiyonada ilk sırada giderken uçuruma yuvarlanmaları sonrası attıkları 16 takla anını ve sonrasını gazetemize anlattı.

Kocaeli Haber - Off-Road'da Kocaeli'nin başarılı pilotu aynı zamanda ulusal ve uluslararası yüzlerce derecesi bulunan Ergün Şatır, Bugün Kocaeli Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulundu. Ergün Şatır geçtiğimiz günlerde 16 takla attığı kazayı anlatırken kazada kendilerine hiçbir zarar gelmediğini ve kazadan sonra araba ile selfie yaptığını söyledi.

"OFF ROAD’A 2010 YILINDA BAŞLADIM"

Gazetemize özel açıklamalarda bulunan Ergün Şatır şu açıklamalarda bulundu, "1985 yılında Artvin’de doğdum. Asıl mesleğim gözlükçülük ama Off-road sporuna da 2010 yılında başladım. Ondan önce amatörce kendimiz dağ bayır geziyorduk ama amatör olarak 2010 yılında başladık. 2.013 yılından sonra 2014 - 20015 o aralarda tam profesyonel olmasa da yine yarışlara katılıyorduk. 2.015 sonrası tamamen profesyonel bütün yarışlara katılmaya başladım işte yurtiçi yurtdışı gidebildiğimiz imkanımızın olduğu yerlere gidiyordum.

bir sponsorluk bulmuştuk, kendi imkanlarımızla gittiğimiz için imkanlarımızın el verdiği yarışlara gidebiliyoruz. Zaten Türkiye'de profesyonel anlamda Türkiye Şampiyonası 2 çeşit oldu. Önceden bir çeşitti. Türkiye Off-road şampiyonası vardı şimdi Türkiye bir de Baja Şampiyonası var. Yani 2 kategoriye bölündü.

BİRİNCİ GİDERKEN 16 TAKLA

Şu anda Türkiye Off-road Şampiyonasını 2016’dan beri bilfiil takip ediyoruz. Sadece geçtiğimiz sezon 3 yarışına katıldık. Çünkü Baja Şampiyonasına geçip hepsine katılmaya başlamıştım. Baja Şampiyonasında da bu sene son yarıştan bir önceki yarışta 16 takla attık. Uçuruma düşdük. Çiziksiz çıktık. Tabi ki bu yarışın en güzel yanı da bu profesyonel yarışlarda kaskımız, tulumumuz, arabanın içindeki yaşama kabinimiz, roll geç diye hitap edilen koltuğumuz, kemerimiz hepsi profesyonel olduğu için 16 taklada bir çiziğimiz dahi olmadan çıktık ve hayatı sürdürüyoruz.

O yarışta eğer kazayla uçmasaydık, hani lastiğin bir azizliğine uğradık. Aslında son 5 kilometrede bu kazayı yaşamasak muhtemelen Türkiye Baja Şampiyonu olurduk. Bu sene biz 2 kişi ekip halinde yarışıyoruz. Bazen pilot oluyoruz, bazen co-pilot oluyoruz. Ben co-pilotluğu daha çok seviyorum. Pilot sadece araba kullanır ama co-pilot her şeyi anlatır. Ralli de tek başına adam şampiyon olamaz. Yanındaki co-pilot daha aktiftir çünkü o ne söylerse ona göre hareket edilir. Ben iki tarafta da yarıştım, keyifli. Co-plitoluğu, pilotluktan daha çok seviyorum. Çünkü bütün yük orada, yani pilot sadece karşıya odaklanır. Sen ne söylersen onu yapar.

“ADRENALİMİ ARTIRAN KISIM KAPALI PARK”

Bir de benim yarışırken en çok sevdiğim olay bizde her şey sürelidir. Zamanla kısıtlıdır. Profesyonel olduğu için yarışın o anda hızlı uçup konuyoruz. Uçma rampaları var, şovlar var ama benim en çok adrenalimi artıran kısım kapalı park dediğimiz olay var. Arabalarımız teknik kontrolden geçer, sonra yarışa katılırız. O arada kapalı parktan çıkıp starta kadar giden bir süre var. Ortalama yarış başına düşün 2 dakika olan var işte 15 dakika olan var. Aradaki kilometre mesafeye göre değişiyor.

“HAYALİM TAKLA ATINCA DÜZ DÜŞMEK”

Dediğim gibi ben o kapalı pakla start arasında ve ortalama 2 günde yarışıyoruz. Bir günde antrenman etabımız oluyor. Ortalama 6 kere minimum ve 7 kere start alıyoruz. O altı veya yedide o adrenal için yarışıyorum. Ben kapalı patla start arası veya servisle start arasında olan 3 dakika 5 dakika bilemedin 10 dakikada heyecanlanıyorum. Çünkü insan o an start alacağız diye; 3-2-1-0 oraya kadar olan süre ama 3-2-1-0 oldu mu? Ya pilotsam gaz basıyorsam ya da co-pilotsam yanında okuyorsam bütün adrenalin bitiyor stopa kadar. Takla atınca bile adrenalin olmuyor. Sıfır adrenalin. Çünkü daha önce takla attığın için alışıyorsun ya bu takla atacağız diye hep düşündüğüm şey; 4 tekere düşsek de işte düzgün bir yere düşsek de devam edebilsek, hep hayalim o mesela. Nasip olmadı ters düştük.

“BİRÇOK KUPAM VAR”

Aşağı yukarı 14 yıl olmuş başlayalı. Birçok kupam var. Eğlenceli, adrenalin dolu ve bol para harcamalı. Bize hep çok para harcıyorsunuz ama boşa harcıyorsunuz diyorlar. Bizde şöyle bir tabir var. Bir yerin çamura değdikten sonra ondan kurtuluşun yok. O Off-road’ da çamura bir kere pantolonun pislendi  ya bittin. Ya oturmayacaktın ya da oturdun katlanacaksın hikayesi var.

Bizim en büyük zorluğumuz sponsorluk hiç bulamıyoruz. Çok zor aslında birçok büyük firma sponsorluk anlaşmasında bunlar reklam gideri olarak da gösterebiliyor ama kimse bizim sporumuzu bilmediği için bizim sporumuzu bilmediği için sponsorluk vermek istemiyor.

“SPONSORLUĞU ÜSTLENİP DAKAR’A GÖNDERİLSİN”

Federasyonumuz bu konuda aslında çok destek olmaya çalıştı. Petlas ve Petrol Ofisi farklı farklı sponsorluğu var ama bireysel yarışçılara federasyonumuzun bir desteği yok. Benim bunu olmasını istedim. Daha önce bir kaç kanalda da çıktık. Orada da bir saatlik programda bunu bas bas söyledim. Şampiyon olan, ralli şampiyonu ilk 3 kimse alsın onu yurt dışındaki ralliye göndersin, federasyon bunun altından kalkabilir. Off- road şampiyonu oldu. Türkiye Off-road  şampiyonu ilk üçünü yurt dışında bir tane Baja’ya göndersin . Türkiye şampiyonunu, 3 yılda bir kere bütün sponsorluğunu üstlensin Dakar’a göndersin.

“DOSTLUK ÖN PLANDA”

Bir çok yarışacak arkadaşım var yani gözü kara ciddi anlamda orada birçok pilottan daha iyi olabilecek arkadaşlarımız ve co-pilotları tanıyorum. Bu sporda bir de en çok dostluk önemli. Türkiye'nin dört bir köşesine gidip yarıştığımız için yarışçı arkadaşlarımız olduğu için oradan en ufak işimiz düşse bir şey olsa hepimiz birbirimize yardımcı oluyoruz. Dostluk ön planda.

“AMATÖR SPOR OLMADAN PROFESYONELLİK OLMAZ”

Maddi olarak çok zorluyor bizi sponsor olmadığı için. Genel anlamıyla güzel yani bir de federasyonumuzun kuralları hoşumuza gidiyor. Şöyle gidiyor, güvenlik anlamında çok iyi. Kesinlikle amatör spor olmadan profesyonellik olmaz.

AMATÖR OFF ROAD GÜVENLİK ÖNLEMLERİ UYARISI

Kurallar dahilinde olursa insanlar zarar görmez çünkü koltuk kemer standart olmuyor. Oyun diyoruz biz amatör yarışlara. Adam standart arabayla giriyor, uçuyor kemerlerde her zaman boşluk vardır. Yarış koltuğu olmadığı ve yarış kemeri olmadığı sürece ya boyunu ya belini incitiyor veya zarar görüyor veya kafasını cama vuruyor. O yüzden olabildiğince hız olmadan böyle bir yarışlarla başlasınlar. Direkt arabam var diye param var diye işte şampiyonada yarışmasın. Çünkü büyük zararlar görebilir. Tecrübeyle sabit bu iş biraz daha öğrenmek lazım. Çünkü amatörlük zor bir yerde yükselmek istiyorsun ister istemez."

“TÜRKİYE’DE BİZDEN FAZLA TAKLA ATAN YOK”

Düzce Baja Şampiyonası’nda 16 takla atığı anı anlatan Şatır şunları ifade etti, “Ben o yarışta co-pilottum arkadaş pilottu. Uzun soluklu bir yarıştı. 88 kilometreydi, 85. kilometrede takla attık. 85. kilometrede ben dedim ki işte hani 2,5 kilometre daha yol açık stopa gidiyoruz artık. Hani rahat işte kurcalıyorsun yol rotasını. Açık ara bildik yani en yakınımıza 10 dakika falan vardı . O kadar iyiydik hatta dokuzuncu kilometrede bizden 2 dakika önce çıkan aracı yakalayıp geçmiştik. Birden böyle bu olmamalıydı oldu, karşıya baktım, sonra çok güzel oldu, ben ağaca çarparız bir taklada kurtuluruz diye düşünmüştüm. Ama arkasının ne olduğunu göremediğimiz için. Takla atmaya başladık hiç bitmeyecekmiş gibi. Daha önce altıya kadar atmıştım. 16 takla benim ilk tecrübem Türkiye’de bizim üstümüzde takla atan yok. Off-Road’da uçurumdan uçup 16 takla atan tek biziz.

“ARABA KÖTÜ YERDEYDİ YUKARIDAN SELFİE ÇEKTİM”

Çıktıktan sonra telefon çekmiyordu. Ben selfie de çektim. Araba baya kötü yerde ben yukardan selfie ve video çektim. Çünkü nereden uçtuğumuz belli olmuyor. Sonra insanlar kaza yaptığımızı öğrendi. Bişey var mı diye arıyorlar. Bizim yukarı çıkmamız 16 dakika sürdü. Bizi dışarıdan almaya gelen arkadaşlar yarış bittikten sonra gençler inmişti. Hava çok soğuktu. Ben üşüdüğüm için arabanın içinde oturuyordum. Dediler ki bu arabanın içindekiler öldü mü yaşıyor mu diye sordular. Beni çağırdılar çıktım. Önemli bir şey yoksa biz çok iyiyiz, çiziğimiz daha yok ama çok üşüdük arabada oturmak istiyorum dedim. Öyle bir anımız olmuştu hatta video çekmişlerdi ve TV’de yayınlanmıştı.”

“HEDEFİMİZ TRANS ANATOLİA’YA KATILMAK”

Aslında olabilir büyük hedefimiz ama bizim için artık zor.  Biz yarıştık. Belli bir yaşa da geldik ve yenilerin başlamasını çok isterim. Yeniler çünkü pahalı diye başlayamıyor. Federasyon şimdi ralli ile ilgili bu konuda bir şey yapıyor ama Off Road için de yapsa güzel olur. Hedefimiz ben Trans Anatolia dediğimiz Türkiye'de uzun soluklu 7 günlük bir yarış var. Hiç yarışmadım. O yarışta yarışmak istiyorum, nasip olursa önümüzdeki sene onda yarışacağız, öyle bir hayalimiz var, nasip olursa.

“İRAN VE GÜRCİSTAN’DA YARIŞTIM”

Yurtdışında da yarışmak isteriz. Gürcistan ve İran’a gittik. Bize yakın olan imkanlar çevresine oralarda yarıştım. Bizim ülkemizdeki kadar disiplinli bir tek İran’dı. İran bayağı disiplinliydi. Yani koltuk kemer konusunda, yarış konusunda aynı bizim ekipmanlar istiyorlar ve lisans istiyorlar. Gürcistan çok amatör ama onlar da FİA’ya üye. Üye değil demişti federasyonumuz. Yani bizim ülkemizde sadece FİA’ya üye olan ülkelerde profesyonel yarışçı yarıştırabiliyor.

“DAKAR’A GİTMEK İSTERİM”

Hedefimiz büyük ama imkan meselesi Türkiye'de maalesef zor. Sponsorluk olsa Dakar’a da gitmek isterim. Yani Türkiye'de gerçekten bu işin altından kalkabilecek kendim için demiyorum. Yani sadece benim varım da demiyorum. Bu sporda gerçekten çok ciddi anlamda iyi pilot olan iyi co-pilot tanıdığım arkadaşlar var ve bunlar bayanlı erkekli. Yani sadece bizde erkek de yok, çok iyi bayan co-pilotlar ve çok iyi bayan pilotlarımız da var.

Dünya çapında Türkiye'nin de iyi bir sporcuları olduğunu görülsün isterim. Benim hedefim o ama ben yarışmak için Türkiye'de yarışabileceğim en iyi yerlerde yarıştım. Sadece Trans Anatolia’ya gitmedik uzun diye ama hedefimiz arasında. Artık hepsini yaptık, bu kalmıştı dedik ondada bu sene yarışacağız.

Takla attığımız arabamız şu anda onarılıyor. Nasip olursa bir 10 güne falan biter şu an.

OFF ROAD’IN MALİYETİ NEDİR?

Bizim sporumuz biraz maliyetli. Tulum 2 kişi yarıştığımız için 2 tanesi 50.000 TL. 2 kask 50.000 TL’ye de var 80.000 liraya da var. Ve kask ile tulum önemli. Bizde hani içlik falan istemiyor. Arabanın içinde koltuk, kemer ve roll geç dediğimiz olaylar var. Koltuk kemer şu anda yanılmıyorsam 20.000 liraya da var çifti 70.000 liraya da var.

Tabi ki bizim kaza yaptığımız arabada bizimki hep profesyoneldi. Çok iyiydi iyi ki iyisini almışız dedik. Hatta bir tık iyisi var şimdi bir dahaki sefere onu alacağız. Şimdi mesela taklattık ya böyle kafalar iyice ne yandan sarıyor, kafa darbesi de almıyorsun. Onu istiyoruz. Yaşama kabini dediğimiz arabanın içinde yani çekme çelik borudan tabii bu FİA onaylı aynı zamanda FİA’nın verdiği kurallara bağlantılı olarak bunları yaptırmak gerekiyor. Şu anda minimum bir araba 500 bin TL’ye araba alırsanız 500-600 bin TL içine ve lastiğine, amartisörüne harcayacaktır.

Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın, sağolsun Başiskele Belediye Başkanımız Yasin Özlü bayağı bir ısrarcı oldu işte kulüp kur dediler.

Kurmak önemli değil ama bu işe hep bir maddi kısmı var. Bir de işimizi gücümüzü bırakıp onunla koşturmamız lazım. Yani biz ben zengin bir insan değilim, zengin olsam inanın yani işimi yönetecek birileri olsa ben bu iş için koştururum. Ama sponsorluk olmadan bu işe bulaşsınlar mı? Şu ekonomi ile zor bulaşmasınlar.

Kocaeli'nde imkan çok. Burada çok büyük yarışlar da yapılabilir. Belediye Başkanımız Yasin Özlü  çağırdı, konuştuk işte ne lazım dedi. Ben anlattım yani bir maliyet var, sonuçta buna hakemler getiriyorsun işte federasyona kulüp kuruyorsun, resmi kulüp. Yani Kocaeli bu iş için velinimet. Çok güzel yerler var. Körfezin üstünde bir kere yarış oldu, federasyon yaptı. Bizim bu tarafta da olabilir. Yuvacık Barajı’nın üstünde İnönü Yaylası var.

Bu işe gönül veren çok insan var ama para olmayınca olmuyor. Onlarda da ileride olur inşallah daha güzel şeyler olur. Hani bizde olmadıysa bizden sonra olur inşallah."