Geçtiğimiz hafta önce Ankara'da bir kardeşimin düğününe, oradanda Ankara'dan Diyarbakır'a Güney Expresi ile bir seyahat yaptım.
TCDD biletinde her ne kadar 21 saat yazsa da, tamı tamına 25 saatte Diyarbakır'a gittim.
TCDD'nin nasıl batırılmak istendiğini önümüzdeki yazılarda sizlere aktaracağım.
Bugün sizlere canları pahasına mücadele ederken, insanlarımızın vurdum duymaz tavrını aktarmaya çalışacağım.
Trene biner binmez şöyle yolculara göz gezdirdim.
Aman Allahım çoğu maske takmıyor, hatta takanlara da vebalı gibi bakıyorlardı. Görevli gelir gelmez maske konusunda gerekli uyarıyı yapmasını aksi takdirde ilk durakta polis çağıracağımı ifade ettim.
Sağolsun görevli maske konusunda uyarı yaptı ve takmayanlarda taktı.
Tabi yarım saat sonra maskeler yine çene altına indi.
Tabi bu sefer görevliyi uyardığımda," Abi ben ne yapayım "diyerek kompartmandan kaçtı.
İş başa düştü ve ben şahısları uyarmaya kalktığımda ise 2 ailenin söylediklerimi anlamadığını anladım.
Görevliye sorduğumda ise iki ailenin Afganlı olduğunu öğrendim.
Suriyelilerin ve Afganlıların HES kodu gibi bir zorunluluklarınında olmadığını öğrenince iyice çıldırdım.
Maske konusunda işaretlerle anlattığımda ise bana sinirli sinirli hareket yapınca daha da sinirlendim.
Kendi vatandaşını HES kodsuz bir mahalleden başka bir mahalleye toplu taşıma araçları ile götürmez iken, binlerce kilometre uzaklıktan gelenler seyahat edebiliyordu.
İki aşımı da oldum. Maskesiz asla gezmiyorum. Sürekli dezenfektan kullanıyorum. Ama yaptıklarım maalesef bu karşılaştığım durum ile birlikte anlamsızlaşıyordu.
Maskesini takmayan, aşısını olmayan Suriyeli ve Afganlıların güvenlik tehlikesi olup olmadığını bilemiyorum ama sağlığımızı tehdit ettikleri bir gerçek.
Bu kadar uyarı ve duyuru bence boşuna yapılıyor. Sağlıkçılar günlerce evlerine gitmiyor, canlarını ortaya koyuyor. Sonuç test sonucu pozitif oranı her geçen gün artıyor. Canlarımızı yitiriyoruz. Düşünün Diyarbakır Valimiz Münir Karaloğlu insanlar aşılansın diye evlerine değil, kahvehanedeki okey masasına kadar aşı ekibini gönderiyor. Daha ne yapılsın, bilemiyorum.
Anlayacağınız bundan sonra önlemlere dikkat etmeyen kim varsa hastalanırsa hastalansın, kim ölüyorsa ölsün.
Bu ülkenin kaynaklarına ve bu ülkenin sağlıkçılarına yazık.
Kapanma gelecek ise gelsin, kurallara uymayanlara yaptırımlar yapılacaksa yapılsın.
Ama birşeyler biran evvel yapılsın.