Bugün, Kocaeli siyaseti Gönül ailesi ile deyim yerindeyse çalkalandı.
AK Parti’de geçmiş dönemlerde önemli görevlerde bulunan,
Kocaeli’de kurucu kadrolarda yer alan,
Kadın kolları genel başkanlığı,
Milletvekilliği ve 2019 yerel seçimlerinde İzmit Belediye Başkan Adayı olan Sibel Gönül’ün kendisi gibi mimar olan oğlu Buğra Gönül’ün CHP rozeti taktığını hep birlikte öğrendik.
CHP Kocaeli İl Başkanı Bülent Sarı’nın parti rozeti taktığı Buğra Gönül, aynı zamanda Kartepe Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adaylığı başvurusunu da yaptı.
Haber duyulur duyulmaz AK Partili kesimlerden birçok eleştiri gelmeye başladı.
Çünkü yazımın başında da dediğim gibi Buğra Gönül’ün annesi Sibel Gönül, AK Parti’nin önemli kadrolarında görev almış ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da, “Yol arkadaşım” diye hitap ettiği bir isimdi.
Haliyle buradan yola çıkan eleştiriler bir süre daha devam edecektir.
**
Bana sorarsanız, “Bunda eleştirilecek ne var?”
İlk başta bende şaşırmadım değil ama gerçekten bunda büyütülecek ne var?
Anne ve babadan bizlere en fazla genetik kodlar ve karakter özellikleri geçer.
Yaşam görüşü, bakış açısı, dünyayı ve siyaseti yorumlama kabiliyeti genetik kod mu ki oğlu da AK Partili olsun?
**
Haberin ardından Buğra Gönül’ü aradım.
“Hayırlı olsun” dedim. Kendisi de sürecini gazetemize anlattı.
Yapmış olduğu konuşmada Buğra Gönül, “ Türkiye Cumhuriyeti gibi demokratik bir aile yapısına sahibiz. Onlar da saygıyla, demokratik bir şekilde karşıladı. Herkesin kendi özgür iradesi” dedi ve, “Kendi görüş ve bakış açıma en uygun gördüğüm parti Cumhuriyet Halk Partisi” diye sözlerine ekledi.
**
Şimdi gelelim Sibel Gönül’e yapılan eleştirilere, “Davasını kendi oğluna anlatamadı”, “Bir hançer daha”..
O zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da mı davasını anlatamıyor?
O yüzden mi kurucu kadrolarından gelen isimler AK Parti’den ayrılarak kendi partilerini kurdu?
**
Özetlemek gerekirse Buğra Gönül’ün de dediği gibi ben tabloya, demokrasi olarak bakıyorum.
Bunun ötesinde yapılan yorumları ise, ‘Sibel Gönül’ü yıpratmak için bir koz daha’ şeklinde değerlendiriyorum.
Ve bunca eleştiriyi göze alarak, “Kendi görüş ve bakış açıma en uygun gördüğüm parti Cumhuriyet Halk Partisi” diyen ve bunu saklama ihtiyacı duymadan, “Siyasette ben de varım” diyen Buğra Gönül’ü de yürekten kutluyorum.
**
CHP Kongrelerini izleyerek, “Demokrasi bir tek CHP’de var” denilen günlerin ardından, “Demokrasi Gönül ailesinde de var” diyorum.