Toplumun koronavirüs gerekçesiyle ağzından düşürmediği, hayatının merkezine almak durumunda kaldığı yeni bir tanım; “Sosyal Mesafe”.
Sosyal mesafeyi bu virüs melaneti için korumakta gerçekten yarar var.
Sokağa çıkmak zorunda kalanların özellikle dikkat etmesi gereken, vücut sağlıkları için alınması gereken en önemli önlemlerin başında geliyor.
Toplu taşıma araçlarıyla seyahat ederken başta olmak üzere, alışveriş yaparken, hatta cadde ve sokakta yürürken bile…
Sabunla sık sık ellerimizi en az 20 saniye süre ile ovalamak, yıkamak..
Dezenfekte maddeleriyle veya kolonya ile ellerimizi arındırmak, korunmak..
Bu salgın süresi de elbet gelip gidecek.
Ekonomik sarsıntıdan yara alanlar kadar, yine bu dönemi fırsata dönüştürebilenler de olacak…
İşin, aşından olanlar kadar, yeni sektörlerde kendilerini bulanlar da olacak..
Ama, zaten son yıllarda giderek daha da keskinleş(tiril)erek kutuplaştırılan toplum aidiyeti..
Toplumun birbirine olan saygısı..
Hoşgörüsü..
Tahammülü..
Her ne olursa olsun karşıt düşüncedekileri “var sayması”..
Ya bunlara ne olacak?
Belki de vücut sağlığından da önemlisi, ya “Ruh Sağlığı”..!
Şimdiye kadar zenginliğimiz sayılan birlikteliklere, bunca yapılan hadsiz(!), ölçüsüz(!), bilinçsiz(!) sözler, iftiralar, hakaretlere karşı takınılacak olan, haklılığı veya haksızlıklarının ölçümü neredeyse imkansız yeni “sosyal tavırlar”ın, ruh sağlımıza etkileri ne olacak?
Bundan sonra, ruh sağlığını korumak isteyen bazılarının, bazılarına karşı sosyal mesafesini koruma şekli ne olacak?
Sanırım, her şeye rağmen “var” saydıklarımızı, bundan sonra öncelikli olarak günümüzün en sosyal birlikteliklerinden “sosyal medya da mesafe” koyarak “yok” sayacağız…
Görmeyeceğiz.
Duymayacağız.
Konuşmayacağız (okumayacağız).
Hem de çok kolay olacak.
Sadece iki “tıklık” işleri var.
“Takibi bırak”
“Engelle”
İşte bu kadaaarr..
Kime karşı?
Bilerek veya bilmeyerek, hastalıklı bir hal alan, sosyal medyada trollük yapan, adeta artık kronikleşmiş “ötekileştirici”, “ayrıştırıcı”, “sinir bozucu”, “aidiyet düşmanı”, “kişisel değil ideolojik ego sahibi” kişilere karşı…
En azından bir süreliğine, bu özellikte gördüğümüz gerçek çevremizdeki ve sosyal medya platformlarındaki kişileri, artık kendileri gibi olanlarla baş başa bırakmak gerek..!
Ben bir süredir bu tür “zihni virüslü kişiliklere” karşı, virüslü günlerde uygulamaya gayret ettiğimiz sosyal mesafe kadar ve hatta daha da önemli gördüğüm “sosyal medya mesafesi” sürecine geçtim.
Hem de çok kolay.
Sadece iki “tıklık” işleri var.
“Takibi bırak”
“Engelle”
İşte bu kadaaarr..
Bırakın kendileri çalsın, kendileri oynasınlar!
Kendileri yazsın, kendileri okusunlar!
Hayat bu elemelerle daha da keyifli, sakin, huzurlu oluyor.
Artık saplantılı sözlerini okumak durumunda da kalmıyor, hiç yoktan yere, gereksiz(!) kişiliklerin gereksiz sözlerine, yazdıklarına sinirlenmiyorsunuz…
Sizde deneyin!
Faydasını göreceksiniz.