Sumud Filosunun Ucuz Kahramanları

Abone Ol

Başlığa bakıp da hemen ön yargıya kapılmayın. Sözüm, Gazze yoluna düşen o yürekli insanlara değil. Aksine, onların mücadelesine tek bir destek vermeden, ekran karşısında ya da sosyal medyada ucuz kahramanlık peşine düşenlere…

Neden böyle söylüyorum, madde madde anlatayım.
Tabii ben ne dersem diyeyim, siyasi iradesi uğruna her şeyi savunan bir grup var; onlar için sözün de vicdanın da kıymeti yok zaten.

Sumud Filosu ilk açıklandığında ne oldu?
Tüm İslam ülkeleri bu işe mesafeli durdu. Türkiye de dahil.
Ama Avrupa’dan, hatta Kolombiya’dan ciddi destek geldi.
Amaç, Gazze’ye ulaşmak mıydı? Herkes biliyordu ki abluka kolay kolay delinemezdi.
Ama mesele Gazze’ye ulaşmak değil, tüm dünyanın İsrail’in nasıl bir zalimlik içinde olduğunu görmesini sağlamaktı.
Ve bu filo sadece İsrail’i değil, Müslüman ülkelerin ikiyüzlülüğünü de ortaya çıkardı.

“Ucuz kahraman” diyorum çünkü…
İsrail iki yıldır Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı, hastane, okul, ev tanımadan bombaladı.
Peki Türkiye ne yaptı? Ticaretini sürdürdü.
İnsanlar ölürken, çocuklar katledilirken ticaret daha da arttı.
Sonra iş ortaya çıkınca “ticareti kestik” dediler.
Ama sonra ne oldu? Belgelerde “İsrail” yazısını “Filistin” yaparak ticareti gizli gizli devam ettirdikleri ortaya çıktı.
Bu da ifşa olunca mecburen biraz azalttılar ama ticaret yine devam etti.
Hatta Sumud filosu Gazze kıyılarına yaklaşırken bile…

Şimdi soruyorum:
Sumud filosu Gazze’ye giderken Türkiye gemilerin kalkmasına izin verdi mi?
Tabii ki hayır!
Peki bunu sorgulayan bir kişi çıktı mı?
İsrail gemilere operasyon düzenlediğinde Kolombiya İsrail elçilerini ülkeden kovdu.
Türkiye ne yaptı?
Niye İsrail’in elçisini kovamadı?
Niye hâlâ bu ülkede İsrail bayrağı dalgalanıyor, soran var mı?

Peki iktidar bu sorulara ne diyor?
Ticareti neden kesmedik, Filistin için neden somut adım atmıyoruz diye soranları önce gözaltına alıyor, sonra cezaevine gönderiyor.
Çünkü iktidarı sorgulamak yasak!
Gerçekleri söylemek suç!

Gelelim havaalanındaki karşılama şovlarına…
İnsan biraz utanır, biraz vicdan yapar da o insanların karşısına öyle çıkmaz.
Gemiler giderken sesiniz çıkmadı, İsrail müdahale ederken sus pus oldunuz.
O gemileri kimlerin organize ettiğini, kimlerin omuz verdiğini çok iyi biliyorsunuz.
Ama adlarını bile anmaktan acizsiniz.
Oysa onlar sizin onurunuzu kurtardı.
Ben sizin yerinize utanıyorum.

Terörist muamelesi gören, aşağılanan, onurlu insanları uçağa bindirip getiriyorsunuz, sonra da “kahraman” pozları veriyorsunuz.
Bu mudur kahramanlık?
Sizin göreviniz o insanlardan kahramanlık devşirmek değil.
Gerçek kahramanlık; ticareti kesmekte, elçiyi kovmakta, İsrail’e karşı kararlı bir duruş sergilemekte.
Ama tabii o yürek varsa…

Sumud filosu bir vicdan yolculuğuydu.
Bir aynaydı aslında.
İsrail’in zulmünü de, Müslüman ülkelerin sessizliğini de gösterdi.
Ama en çok da, kimlerin gerçekten yürekli, kimlerin sadece görüntüde “kahraman” olduğunu ortaya çıkardı.

Gerçek kahramanlık, basın toplantısında poz vermekle olmuyor.
Gerçek kahramanlık, çıkarını değil, vicdanını korumakla başlıyor.
O yüzden diyorum ki;
Bazıları kahraman görünmek ister, bazıları gerçekten bedel ödemeye razıdır.
Sumud filosu, bu farkı herkese gösterdi.