Çoğu insanın kutlama olarak değerlendirdiği ve hala ‘kutlama mı’ yoksa ‘anma günü’ mü tartışmalarına konu olan ‘ 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’, New York’ta 40 bin dokuma işçisinin direnişi ile ortaya çıktı.
Çalışma koşullarının iyileştirilmesini isteyen işçilerin, greve başlaması ile meydana gelen olaylarda polisler, işçileri fabrikaya kilitledi. Yaşanan gelişmenin ardından çıkan yangında, fabrika önüne kurulan barikatlardan kaçamayan 129 kadın işçi orada can verdi.
İşçilerin ölümünün ardından ise binlerce kişi, cenaze törenlerine katıldı.
İlerleyen süreçlerde ise, Birleşmiş Milletler tarafından bu tarih uluslararası bir gün olarak ilan edildi.
Kimi kutlar, kimisi de anma günü olarak değerlendirmek ister. Tercih ve bakış açısı meselesidir. Aslında kutlamak isteyenin de anmak isteyenin de iyi niyetinden şüphem yok.
Benim bakış açım, bu denli direniş mücadelesi yazan kadınların gününün, anma günü olarak kutlanması gerektiği.
Böyle bir tarihte; kadın cinayetleri, şiddet ve istismardaki mücadele rakamlarının günbegün azalarak yok olduğunu görmek isterim. Kadın istihdamlarının arttığına yönelik müjde dolu haberler paylaşmak isterim.
Yani demem o ki; dünyanın bütün indirimli fırsat ürünleri sizin olsun. Bütün hediyeler sizin olsun. Hatta dünyanın bütün çiçekleri de sizin olsun.
Kadına, kadın gibi yaşamanın önünü açacak tüm hakları ve koşulları bizlere verseniz yeter.
Ama günün asıl önemli mesajı...
Deprem felaketinden dolayı evleri yıkılan, evlerini terk etmek zorunda kalan, Çadır Kentlerde yaşam mücadelesi veren tüm kadınların emeklerine selam olsun.