Türk’ün Son Dakika Mucizesi!

Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Abone Ol

Gebze Teknik Üniversitesi Sanayi ve Teknoloji Zirvesi'ne katılarak Türkiye’de ilk defa bir devlet üniversitesinde gerçekleştirilen bu önemli toplantıya tanıklık ettim.

Bu davet için GTÜ yetkililerine teşekkür ederim.

Dün köşemde ifade etmiştim;

Oturduğu koltuğun hakkını veren bir isim Prof.Dr. Haluk Görgün.

Nitekim Zirve’de Başbakan Binali Yıldırım yine Gebze Teknik Üniversitesi’ni öve öve bitiremedi. İşte birkaç cümlesi;

-Buraya giren her öğrencinin 2 bin liraya kadar bursu hazır. Keşke bugünlerde okusaydık.

-Gebze Teknik Üniversitesi, ben büyüğüm, sen büyüksün meselesini bırakmış 'Gel kardeşim, Türkiye'nin geleceği araştırmada, geliştirmede, yenilikçi teknolojiler üretmede, başka yol yok.' demiş.

Gebze Teknik Üniversitesi 4 yıllık geçmişi var ama öyle bir hızlı geliyor ki asırlık üniversitelerin ensesinde.

Sayın Başbakan’ın konuşmasında çok dikkatimi çeken bir konu daha var;

“Bir Japon bir işe karar verdiğinde işe başlamadan önce 5 yıl çalışır ve 5 dakikada uygulamaya koyar. ABD 5 dakikada karar verir, 5 yılda da işin içinden çıkamaz. Bugünlerde de görüyoruz. Her gün bir karar değiştiriyor. Türklerin de bir özelliği var 'son dakika mucizesi'. Onu da unutmayın. Hiç kimsenin hayatta bitmez diyeceği yerlerde Türkler bitirir. Yatıyoruz yatıyoruz son anda bir dalıyoruz hepsini halledip geçiyoruz.”

İşte bu dedim; “Türklerin özelliği; son dakika mucizesi!”

Peki ne bu mucize?

Hain bir darbeden çıkmış Türkiye’nin, eridiği iddia edilen Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin’de dünyaya örnek bir operasyon gerçekleştirmesi son dakika mucizesi değil mi?

Hem Rusya hem ABD’nin planları bozulmadı mı?

Teknolojik olarak zayıf denilen ordumuz bakın son dakika mucizesi olarak neler yapmış?

Zirve’nin düzenlendiği alanın ön tarafında Türkiye’nin önemli kuruluşları stant kurmuş.

O stantları gezerken nasıl gururlandım anlatamam.

Zaman zaman yazarımız Çetin Çıldır ile savunma sanayisi ve Türkiye’nin gücünü tartışırız. Onun vurguladığı o savunma sanayisinde ki gelişmeleri gözlerimle gördüm.

Sayın Çetin Çıldır,  “En büyük mesele gençlerimizin Türkiye’ye kendi ülkesine tam güvenememesi, bizde böyle bir yara açtılar. ABD dünya gücü falan değil” der.

İşte bu cümleleri biraz daha somut verilerle size aktarmaya çalışacağım.

Hangi siyasi görüşten olursanız olun,

Hangi partiye oy verirseniz verin.

Bu yazacağım bilgiler umarım hepimizde bir diriliş olur.

TUBİTAK SAGE dünyanın takip ettiği işlere imza atıyor.

Resimde ki Kanatlı Güdüm Kiti-82/83 (KGK-82/83) –Mevcut genel maksat bombalarına hassas vuruş ve uzun menzil yeteneği kazandıran KGK, her türlü hava koşulunda kullanılabiliyor. Mevcut güdümsüz 1000 lb’lik MK-83 ve 500 lb'lik MK-82 genel maksat bombalarını havadan karaya atılan uzun menzilli akıllı mühimmata çeviren KGK havadan karaya uzun menzilli akıllı mühimmata çeviren kanatlı bir güdüm kitidir.

Nufüz Edici Bomba(NEB); Genel özelliklerini göz önüne alacak olursak NEB’in, terör unsurlarını imha etmede yüksek etkinlik sağladığını ve dünyadaki benzerlerinden daha etkin olduğunu söyleyebiliriz. NEB aynı zamanda yüksek pazar potansiyeline de sahiptir.

Satha Atılan Orta Menzilli Muhimmat (SOM) Füzesi :

Türkiye’nin ilk yerli seyir füzesi "Som"u üreten TÜBİTAK, füze teknolojisinde bir ilke daha imza attı. Türk bilim insanları "kement" adı verilen haberleşme sistemini geliştirdi. Sistem, füzenin hedefe yaklaştığında fotoğraf çekip karargaha aktarmasını sağlayacak. "Som"Türkiye'nin ilk yerli seyir füzesi Som artık hedefi görerek vuracak.

 

Milli Muharip Uçak (MMU)-Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçlarını karşılamak üzere başlatılan Milli Muharip Uçak (MMU) Projesi ile Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan ve 2030’lu yıllardan itibaren kademeli olarak devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek yurt içi imkân ve kabiliyetler ile tasarlanan modern uçakların üretilmesi amaçlanmaktadır.

 

 TF4500- açık denizlerde, gaz türbini ve dizel tahrik sistemi ile donatılmış ağır deniz koşullarında hava-karşıtı savaş görevlerini yerine getirmek için tasarlanmış bir monohull kaptır. Bu gemiyi tasarlarken STM mühendisleri stealth'e odaklanmış, sonuçta çok fütüristik çizgiler içeren bir yüzey savaşçısıdır.

 

Bunları yazmamın nedeni hep birlikte daha çok çalışmamız gerektiğine olan inancım.

Akademisyeni, sanayicisi ve medyası olarak aynı hedefte bir olmalıyız.

Bu topraklarda var olmak için güçlü olmalıyız.

Ülkemiz, 'biz bunu yapabilir miyiz' sorularıyla muhatap olduğu dönemleri artık geride bırakmalı.

Biz bundan daha iyisini de yaparız, dünya pazarındakinin de daha iyisini yaparız diyecek noktaya gelebilmemiz için bu tür zirveler çok önemli.

Zirve’de bir isimin konuşmasına daha dikkat çekmek istiyorum.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık’ın üç temeline;

Çünkü Sayın Fikri Işık hem parti için hem de ülke siyasetine uyarı noktasında bir mesaj verdi.

“Topraklarda bağımsız ve hür yaşamanın üç temeli var. Güçlü bir demokrasi, güçlü bir ekonomi ve güçlü silahlı kuvvetlerdir. Bu üçünden birisi eksik olursa bu söylediğimiz üretken ve bağımsız ülke hedefimizde yol alamayız.”

Yani ülkenin ihtiyaçları olan üç temelden hükümetin ‘Güçlü Demokrasi’ kısmında reforma gitmesi gerektiği açık değil mi?