“ERİL TAHAKKÜMÜN SOMUT GÖSTERGESİ”
İhbar hattımıza ulaşan mesajda fotoğrafla ilgili şu ifadeler yer aldı: “Fakat eril tahakkümün nasıl da somut göstergesi? Bu okulda hiç kadın hoca yok mu mesela?”
Paylaşılan fotoğrafta çoğunlukla erkek öğretim üyeleri ve yöneticilerin ön sıralarda yer aldığı, kadın akademisyenlerin ise fotoğrafın arka kısmında kaldığı görüldü.
“KADIN HOCALAR GERİ PLANDA”
Tepkiler yalnızca cinsiyet dengesine değil, kadın akademisyenlerin konumlandırılmasına da yöneldi. Mesajda şu ifadeler yer aldı: “KOÜ’nün rektör yardımcısı olan kadın hoca geriye itilmiş. Kadın hocalar boyunlarını kaldırmış, sadece fotoğraf karesinde yer almak için…”
Bu ifadeler, kadın akademisyenlerin temsiliyetine ve fotoğraf çekimi sırasında yaşanan hiyerarşik duruşa dikkat çekti.
“SAYIYLA ÖVÜNMEKLE OLMAZ”
İhbar mesajının son bölümünde ise kadın çalışan sayısının fazlalığının yeterli olmadığı vurgulandı: “Şu kadar kadın çalışanımız var diye övünmekle olmuyor bu işler.”
Mesaj, kadınların sadece sayı olarak değil, görünürlük ve temsil açısından da eşit koşullarda yer alması gerektiğini savundu.
SOSYAL MEDYADA GÜNDEM OLDU
Fotoğrafın sosyal medyada paylaşılmasıyla birlikte birçok kullanıcı, “Kadınların yok sayıldığı bir fotoğraf karesi 2025 yılında hâlâ nasıl mümkün olabilir?” yorumunda bulundu. Üniversite yönetiminden ise konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
“EŞİTLİK SADECE RAKAMLARDA KALMAMALI”
Toplumun farklı kesimlerinden gelen tepkilerde, kadınların akademideki görünürlüğünün yalnızca istatistiklerle değil, pratikteki yansımalarla da ölçülmesi gerektiği vurgulandı.
Tartışma, üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının yalnızca kâğıt üzerinde kalmaması gerektiğini bir kez daha gündeme taşıdı.