Prof. Dr. Ahmet Ayar, özellikle sosyal medyanın etkisiyle çocuklar arasında yüz boyaları ve kozmetik kullanımının arttığını belirterek, aileleri ve üreticileri uyardı. Ayar, uygunsuz ürünlerin ciddi sağlık riskleri taşıdığını ve denetimsiz ürünlerin 600 bin TL’ye kadar para cezasıyla karşılaşabileceğini söyledi.
Sosyal Medya Çocuk Kozmetiğini Artırdı
Prof. Dr. Ahmet Ayar, Türkiye’de kozmetik ürünlerin denetim süreçlerinin dünya standartlarına uygun yürütüldüğünü belirtti. Avrupa kozmetik mevzuatının Türkiye’de de benimsendiğini ifade eden Ayar, çocuk kozmetiğinde dünya genelinde yeni bir trendin yükseldiğine dikkat çekti:
“Yakın bir araştırmada, çocuklar arasında çok erken yaşta kozmetik kullanımının hızla arttığı tespit edilmiştir. Sosyal medyanın, özellikle TikTok’un bu artışta önemli rol oynadığı gözlenmiştir. 7 ile 18 yaş arasındaki çocukların videolarında 21 farklı içerikli madde kullandıkları belirlenmiştir. Bu durum kurumumuz açısından dikkat edilmesi gereken bir aciliyeti ortaya koyuyor.”
Denetimde Hatalı Ürün Oranı Yüksek
TİTCK’nin yıl içindeki denetimlerine değinen Ayar, 197 ürünün denetlendiğini ve 190’ında hata tespit edildiğini söyledi. Hatalı ürünlerle ilgili firmalardan savunma istendiğini belirten Ayar, şunları kaydetti:
“Savunma sonucunda hataları tespit edilen firmalar, ürün bazında 600 bin TL para cezasıyla karşılaşacak. Ayrıca uygunsuz ürünlerin toplatılması ve geri çekilmesi işlemleri de uygulanmaktadır. Üreticilerin mevzuata uygun ürünler üretmesi hayati önem taşıyor.”
Yüz Boyalarında Standart Yok, Risk Büyük
Ayar, yüz boyalarının özellikle çocuklarda yoğun kullanıldığına dikkat çekerek uyarıda bulundu:
“Çizgi film karakterlerinin deriye uygulanması son derece tehlikelidir. Üretim standartları maalesef yok. Bilimsel araştırmalar, geçici çıkartmalar ve yüz boyalarında alerjenler, kimyasallar ve ağır metallerin bulunduğunu ortaya koymuştur. Bu ürünler kozmetik sınıfına girse de güvenlik testinden geçmemektedir. Maliyeti düşürmek için en riskli kimyasallar kullanılmaktadır. Denetlenmeyen bu ürünler, en yüksek riski oluşturuyor. Yasaklar önemli ancak ailelerin bilinçlenmesi ve çocukları özendirmemesi çok daha kritik.”
