Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören kadın hastaya ait beyin–omurilik sıvısı (BOS) örneğinde “deli dana hastalığı” olarak bilinen vCJD şüphesi doğrulandı. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa'da yapılan analizde çıkan pozitif sonuç endişe yaratırken, hastanın klinik durumunun ağırlaştığı ve yoğun bakıma alınmasının planlandığı öğrenildi. Ankara’daki şüpheli vakanın ardından Bolu’da da benzer bir bulgunun ortaya çıkması, sağlık otoritelerini alarma geçirdi.
KLİNİK BULGULAR KISA SÜREDE AĞIRLAŞTI
Hasta yakınlarının aktardığına göre, ilk belirtiler boğaz ağrısı, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi yaygın şikâyetlerle başladı. Ancak zamanla tablo değişti. Konuşma bozukluğu, denge kaybı, nefes darlığı, tuvalet ihtiyacını giderememe ve beslenme güçlüğü gibi ciddi nörolojik semptomlar gelişti. Başlangıçta kene ısırığı şüphesiyle değerlendirilen hasta, şikayetlerin şiddetlenmesi üzerine 25 Eylül'de BOS örneği vererek daha ileri incelemeye alındı. 16 Ekim’de İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Beyin ve Nörodejeneratif Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı’ndan gelen analiz sonucunda vCJD lehine pozitif bulgular tespit edildi.
BİR HAFTA ARAYLA İKİNCİ VAKA: UZMANLARDAN UYARI
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde geçtiğimiz hafta benzer bir vakanın yoğun bakımda izlendiği bildirilmişti. Peş peşe gelen bu iki şüpheli vaka, kamuoyunda endişeye neden olurken, uzmanlar konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, deli dana hastalığının hayvansal ürünlerden bulaşabileceğini vurgulayarak özellikle sakatat tüketiminde dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Prof. Ertuğrul, “Bir hastada görülmesi, başka kişilerin de risk altında olabileceği anlamına gelir. Bu nedenle olası vakaların dikkatle izlenmesi gerekiyor” dedi.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKIYOR
Uzmanlara göre deli dana hastalığına neden olan "prion" adı verilen anormal protein yapıları, yıllar boyunca vücutta sessiz kalabiliyor. Bulaşma sonrası belirtilerin ortaya çıkması 15 ila 30 yılı bulabiliyor. Hastalık, prionların beyinde birikerek süngerimsi bir yapı oluşturmasıyla tanınıyor. Bu nedenle tıbbi literatürde “süngerimsi ensefalopati” (BSE) olarak da geçiyor. İnsanlarda görülen formu ise “varyant Creutzfeldt-Jakob hastalığı” (vCJD) adıyla tanımlanıyor.
TEDAVİSİ BULUNMUYOR, İNSANDAN İNSANA DA BULAŞABİLİR
Deli dana hastalığı ne yazık ki günümüzde tedavisi olmayan, ilerleyici ve ölümcül seyreden bir nörodejeneratif hastalık. Prof. Dr. Ertuğrul’a göre hastalık nadir olmakla birlikte, vücut sıvılarıyla da insandan insana bulaşma ihtimali bulunuyor. Bu nedenle hem sağlık çalışanlarının hem de hasta yakınlarının yüksek önlemle yaklaşması gerekiyor.
İLK BELİRTİLER PSİKOLOJİK OLABİLİR
Hastalığın ilk evrelerinde sıklıkla psikiyatrik semptomlar gözlemleniyor. Kafa karışıklığı, odaklanma bozukluğu, uyku sorunları, halüsinasyonlar ve davranış değişiklikleri gibi bulgular, çoğu zaman başka rahatsızlıklarla karıştırılıyor. Hastalık ilerledikçe hareket bozuklukları, nefes alma güçlüğü ve bilinç kaybı gibi ağır belirtiler ortaya çıkıyor ve süreç genellikle koma ile sonuçlanıyor.
SAĞLIK OTORİTELERİNDEN SESSİZLİK
Şu ana kadar Sağlık Bakanlığı’ndan veya ilgili resmi kurumlardan konuyla ilgili bir açıklama yapılmış değil. Ancak iki vakanın da resmi olarak doğrulanması halinde Türkiye’de vCJD şüphesiyle kayda geçen ilk yerli vakalar arasında yer alacağı belirtiliyor. Uzmanlar, başta hayvansal gıda zinciri olmak üzere bulaş yollarının incelenmesi ve olası yayılmanın önlenmesi için dikkatli tarama süreçlerinin yürütülmesini öneriyor.