Türkiye’nin yakın tarihine damga vuran 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi sonrası açılan davaların sembol ismi haline gelen müteahhit Veli Göçer, 76 yaşında hayatını kaybetti. Göçer, özellikle Yalova’nın Çınarcık ilçesinde çöken bir sitede 168 kişinin yaşamını yitirmesiyle anıldı. Hakkında verilen 18 yıl 9 ay hapis cezasının ardından 2004 yılında cezaevine giren Göçer, yaklaşık 7,5 yıl hapis yattı. Binlerce kişinin yaşamını yitirdiği deprem sonrası açılan davaların büyük bölümü zamanaşımı ya da şartlı tahliye ile sonuçlanırken, cezaevine giren tek müteahhit olarak kayıtlara geçti.
Gölcük Depremi ve Veli Göçer’in Davası
1999 yılında meydana gelen ve “asrın felaketi” olarak anılan Gölcük Depremi, on binlerce insanı etkiledi. Resmi verilere göre 18 binden fazla insan hayatını kaybetti. Bu büyük yıkımın ardından, binlerce yapı için soruşturma başlatıldı. Ancak yaklaşık 2100 davadan yalnızca birkaçı cezayla sonuçlandı.
Yalova'nın Çınarcık ilçesinde çöken 400 konutluk sitede 168 kişinin ölümüyle ilişkilendirilen Veli Göçer, bu davalar arasında kamuoyunda en çok bilinen isim haline geldi. Hakkında “tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan açılan dava sonucunda, 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı ve 2004’te cezaevine konuldu.
Neden Sadece Veli Göçer Yargılandı?
Depremin ardından açılan yaklaşık 2100 davanın çoğu, ya zamanaşımına uğradı ya da Şartlı Salıverme Yasası kapsamında sonuçsuz kaldı. Cezayla sonuçlanan yaklaşık 300 davadan 110’unda verilen cezalar ertelendi. Geriye kalanlarda ise somut bir ceza uygulanmadı. Bu süreçte yalnızca Veli Göçer cezaevine girdi.
Bu durum, Göçer’i kamuoyunun gözünde “deprem davalarının sembol ismi” haline getirdi. Kendisi ise yıllar sonra verdiği röportajlarda, tüm sorumluluğun üzerine yıkıldığını ve adil yargılanmadığını savundu. “Ben varsa cezamı çekerim ama neden sadece ben?” sözleriyle, diğer sorumluların yargı sürecinden muaf tutulmasını eleştirmişti.
“Günah Keçisi Oldum” Demişti
Göçer, 2011 yılında tahliye edildikten sonra yaptığı açıklamalarda, kendisine adeta bir “günah keçisi” muamelesi yapıldığını söyledi. Ortağı olduğu bazı projelerde, inşaatların tamamlanmasının ardından sürece dahil olduğunu ve hukuken sorumlu tutulamayacağını belirten Göçer, Yargıtay’ın benzer davalarda beraat kararı verdiğini ancak kendisi için çelişkili bir karar çıktığını dile getirmişti.
Cezaevine girdiği dönemde ortağı İsmet Kösebalaban da aynı cezaya çarptırılmış, ancak sağlık sorunları nedeniyle yaptığı af başvurusu reddedilmiş ve cezaevinde hayatını kaybetmişti.
Kamuoyunda Derin İzler Bırakan Bir İsim
Veli Göçer’in ismi, Türkiye’de kentsel yapı güvenliği ve müteahhit sorumluluğu konularında bir dönüm noktası olarak anıldı. Deprem sonrası yapılan soruşturmalarda inşaatlarda düşük kaliteli malzeme kullanıldığı, deniz kumu tercih edildiği ve gerekli mühendislik kontrollerinin sağlanmadığı ortaya çıkmıştı. Bu yapım hataları, yıkımın büyüklüğünü artıran en önemli etkenlerdendi.
