Yaptırımlar Meselesi!!!

Çetin Çıldır'ın Köşe Yazısı

Abone Ol

Son günlerde bir taraftan AB diğer taraftan ABD gündem yaptırımlar.

Ne oluyor, yada ne istedikleri gibi olmuyor da bu kart sürekli gündemde?

Bir de çok kullanılan dış politika hatalı, dostumuz kalmadı argümanı.

Biz bu işle ilk Kıbrıs Harekatı sonrasında tanıştık.

Uzun yıllar uslu ve söz dinleyen çocuk rolünü oynayan Türkiye, ilk kez söz dışına çıkmış, ABD ye rağmen Kıbrıs Barış Harekatını yapmıştı. Ceza kesilmiş ABD ambargosu uygulamaya konmuştu. Sağ siyasetçilerin hâlâ kullandığı yokluklar ve kuyruklar dönemi başlamıştı.

Ecevit iktidarının sonunu getiren ve iç savaşın eşiğine gelen bir ülke. Nihayet 1980 ihtilali ve rotası yeniden batıya dönen bir Türkiye. Herşey bu kadar basitti, bir sopa ve bir miktar havuç ile idare edilen, çizilen sınırları geçmemesini bilen iktidarlar. O dönemlerde herkes dosttu. Zaten en ufak bir haddi aşma durumunda, otellerde vekil transferleri ile devrilen iktidarlar.

Yaşasın çok partili parlamenter sistem !!!

Geçmişi bilmeyen gençlere veya geçmişi unutan orta yaş üstü insanımıza yeniden pazarlanmaya çalışılan, nasıl güçlenecek yada neresi tamir edilecek bir türlü anlatılamayan parlamenter sistem dönemleri. ABD büyükelçisinin bastığı bakanlar kurulu toplantıları, istihbaratın içinde Mossad'ın ofisi, özel harp dairesinin maaşını ödeyen ABD her şey güzel , herkes dost hayat normal. Ne tek adam vardı ne de diktatör yaşasın muhteşem demokrasimiz. Özlediğimiz dönemler diye pazarlanan geçmişimiz bu, girilemeyen sokaklar var, her gün ölen insanlar var ama kutuplaşma yok !!!

Türkiye 1984 Eruh baskınından beri terör ile terbiye edildi. Patlayan bombalar, basılan karakollar, kendi topraklarında girilemeyen bölgeler ile bir dönemi yaşadık. O dönemlerde de herkes dost idi! PKK ya silah ve lojistik destek verenler, sınır ötesi operasyonlarda bizim silahları kullanmayın talimatı veriyorlardı ama dosttular!

Terör kontrol altına alınmaya başladı,

Türkiye terörün oluştuğu her noktaya girmeye başladı, kendi ürettiği silahlar ile Libya'da, Kuzey Irak'da , Akdeniz'de, en son da Karabağ'da sahneye çıktı bir anda herkes düşman.

Bu meseleyi dış politika başarısızlığı ile anlatmaya çalışmak aklımızla dalga geçmektir. Hele ki ülkedeki demokrasi ve hukuk eksikliği ile anlatmak en hafifinden cehalettir. Mısır'da ki darbecilerle, Afganistan' da Taliban ile yeniden anlaşmaya çalışan daha da ötesi Suudi Arabistan'ın sözde şeriat düzeni ile kanka olanlar bizim demokrasimizi beğenmiyormuş, hadi oradan. Çıkın Libya , Suriye ve Akdeniz'den, kapatın milli savunma sanayii tesislerini uslu çocuk olun istenen bu. Peki bunları yaparsak mesele bitecek mi? Tabii ki hayır, Kürdistan görünümlü Israil meselesine de itiraz etmeyeceksin. Bölünme sıran gelince de boynunu bıçağa kendin uzatacaksın beklenen bu.

SON SÖZ

ABD ve AB ile sorun yaşadığımız konuların tamamında, muhalefetimizin de onlar ile aynı tezleri savunması, muhalefet taraftarlarına hiç ilginç gelmiyor. BIDEN' in seçilmesi ile mutluluk sarhoşluğu yaşayanlar sözde yaptırımları kınadılar. Neyi kınıyorsunuz, adamların tezleri haklı ise, yaptırımları da haklıdır diyen olmadı.
Türkiye yaptırımlar ile terbiye edilecek eşiği geçeli çok oldu. Onlar da bunun farkında olduklarından hafif doz uyguluyorlar. AB topu ABD ye atıyor, onlar da oyunu soğutmaya çalışıyorlar. Uygulanan her yaptırım, daha fazlasını yapmamız sonucunu doğuruyor bunu görüyorlar. Son çare muhalefete destek vermek. Ama muhalefet de biraz gayret etmeli, 50+ 1 ' e ne kaldı şunun şurasında, 2023 seçimlerinde kazanın, konuştuklarınızı uygulayın yaptırım falan kalmaz. Biraz daha gayret hadi az kaldı ....