Dünya ve Türkiye olarak bir virüsle karşı karşıyayız.
Kimyasal silah olduğunu söyleyende var,
Çin’den kendiliğinden yayıldığını ifade edende…
***********
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve devlet yetkilileri çok başarılı bir süreç yönetti.
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de sayılar ve kayıplar artabilir.
***********
Peki biz ne yapmalıyız?
Vatandaş olarak nerede durmalıyız?
Bakın geçen gün Prof.Dr. İlber Ortaylı stok ve yağma derdine düşenlere çok önemli bir cümle kurdu; “Türk tabiatına, Türk geleneğine, Türk vatandaş ahlakına uymayan yeni bir görgüsüzlük tezahürüdür”
Herkes öncelikle bir sakin olmalı.
Umursamayalım demiyorum.
Ancak panik daha büyük krizlere sebep olabilir.
************
Birinci meselemiz hijyen,.
Öncelikle ellerinizi sürekli yıkayın.
Tokalaşma, sarılma gibi davranışlardan uzaklaşın.
Sosyal medyayı değil yetkililerin açıklamalarını takip edin.
İmkanınız olduğu sürece dışarı çıkmamaya çalışın.
Türkiye kendi kendine yetebilen bir ülke…
Korona virüsü sonrası sosyal medya hesaplarında kuru gıda da sıkıntı olacak gibi paylaşım yapanlara Dokuzlar Bakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Dokuzlar tepki gösterdi. Dokuzlar, “En az 8 aylık stokumuz var. Panik yaptırmaya çalışanlara izin vermeyin” cümlelerini kullandı.
Gerekli tedbirleri alıp süreci takip edeceğiz.
Sakin olacağız,
50 yaş üstüne çevremize dikkat edeceğiz.
**********
Bundan sonra yazacaklarım bir inanç meselesi.
Kimse inanmak, katılmak zorunda değil.
Aynı düşünmek zorunda da değiliz.
Süreç benim için tevekküldür.
İman olarak bakarım.
Müminlerin bazen doğal afetler ve sıkıntılarla imtihan edildiğini hatırdan çıkarmamak gerekir.
Yüce Allah, “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele” buyurur.
Başında söyledim bu kısım şahsım adına inanç meselesi…