Yönetişim Yoksunu Yerel Yönetimler!

Mustafa KALABALIK'ın Köşe Yazısı

Abone Ol

Siyaset(!) ve yerel yönetimler, ait oldukları ve milli iradeden(!) aldıkları yetki, görev ve sorumluluklarına göre önem kazanır, değer görür, topluma değer katarlar.

Daha doğrusu değer katmalılar.

Yetkilerini kullanırken, sorumluluklarını yerine getirirken, sadece kendileriyle birlikte seçilen(!) meclis üyeleri ile değil, STK örgütleri, kamusal tecrübeleri ve yaşamışlıklarıyla birlikte bürokrasi ve emekçilerinden de katkı beklerler. Beklemeliler de.

Aksi durumda “insan ve beşeri sermaye israfı” olur..!

Komplekse kapılmayan, değerleri, değerlileri, değerleriyle kabul eden, tecrübelerinden istifade eden yöneticiler, yönetişim (çok yanlı yönlendirme ve yönetme, birlikte ve etkileşerek ortaklaşa yönetme) ile topluma daha faydalı, kalıcı, çok daha geniş kesimleri ikna ve hoşnut eden hizmetlerde bulunabilirler.

Siyasi partiler, siyasetçiler, kendilerine politikacı diyenler, seçmen nezdinde genellikle hep şikayet edilmekten, sorunları dile getirememekten dolayı eleştirilirler.

Toplumun çoğunluğu, çözüm önerilerine dair beklentileri ya sormazlar, ya da çok nadiren sorarlar...  

Ama bazıları vardır ki, eleştirileri ile birlikte çözüm önerilerini de topluma ve seçilmiş yöneticilerin dikkatlerine sunmaktan da geri durmazlar.

Örneğin, yıllarca Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili olarak görev yapmış bir isim olan, Zekeriya Özak.

Bir süre önce Uluslararası Fuar Alanının yıkılıp, yerine şehrin merkezine daha uzak bir yerde yapılması planlanan projeyi(!) eleştirmiş, önerilerini paylaşmıştı.

Sayın Yüksek Mimar Zekeriya Özak, şimdi de sosyal medya hesabından başka bir eleştiri ve çözüm önerisi ile karşımızda.

Bakalım ne demiş Özak:

“Geçtiğimiz günlerde Cengiz Topel Havalimanı’nın olduğu bölgede Uluslararası Fuar Merkezi ve otel projesinin planlandığı ve bu yatırımın 1 milyar lirayı bulacağı açıklandı.

İnterteks’te yaşadığımız 24 yıllık bir tecrübe ile binanın fuar amaçlı yılda en fazla  (İDEV, Kitap fuarı, hemşehri dernekleri etkinlikleri vb.)   1,5-2 ay kullanılabildiği aşikârdır.

10 ay boş kalacağı besbelli olan kentin doğu sınırındaki (Kentin tamamının ulaşımının zor olacağı belli olan ve sanki Sakarya'ya daha çok hizmet edecek bir konumda) bir fuar merkezine harcanacak 1 milyar lira (1 000 000 000TL= eski parayla 1 katrilyon lira) tam bir kaynak israfıdır.

Atıl kalacağı belli olan gereksiz bir projeye böyle devasa bir para harcayacağınıza 4 km’lik Ömer Türkçakal Bulvarı’nı plandaki şekline getirerek 20 m’den 40 m’ye genişletin, Adalet Köprüsü ve Santral arası üst geçit projesini gerçekleştirin. Kent için çok daha acil ve faydalı bir hizmeti yapmış olursunuz.

Biz sadece yanlış işleri eleştirmiyoruz, aynı zamanda çözüm de sunuyoruz. İşte size hazırladığımız fikir projesi :

Kocaeli’de her geçen yıl hızla artan araç sayısı TÜİK verilerine göre Şubat 2022 sonu itibarı ile 446 367 araca ulaşmıştır.

İzmit özelinde Anıtpark ve Santral kavşaklarında aşırı yoğunluk yaşanmakta, hemzemin yollar artık bu yükü karşılayamamaktadır. İzmit’in kuzeye doğru genişlemesi, yeni yapılan toplu konutlar Gazanfer Bilge Bulvarı’nın yükünü arttırmakta ve yeni çözümlere ihtiyaç duyulmaktadır.

Hemzemin çözüm yerine bu iki kavşağı üstten aşan transit bir üst geçit artık zorunlu hale gelmiştir.

Önerimizde 41 Burda AVM’ nin yanından akan Kumla Deresi’nin üstündeki köprü doğuya doğru 2 şerit (yaklaşık 10 m) genişletilecek, aynı genişletme Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetinde olan itfaiye alanında ve eski Carrefour’da da yapılarak devam edecektir.  (Not: İstimlak çıkmaması için Carrefour’dan terk edilecek alan kadarı güneydeki yan yol itfaiye alanına doğru kaydırılıp terk/ihdas dengesi sağlanabilir)

Aynı genişletme D100 Karayolu üzerindeki Adalet Köprüsü’nde de yapılıp Baro binasının sınırından ve Milli İrade Meydanı parselinin kenarından genişletme yapılıp Anıtpark’a ulaşılacaktır. Milli İrade Meydanı’nın kuzeyinden de 2 şeritlik bir terk yapılarak alanda önerdiğimiz yer altı otoparkına sorunsuz bir giriş-çıkış imkânı sağlanabilecektir.

Yine Adalet Köprüsü’nden başlayarak gidiş-geliş yönünde 2x2 yani 4 şeritlik bir köprü hafif bir eğimle ( yaklaşık %2) kuzeydeki Santral Mevkii’ne ulaşılacaktır. Transit yollarla birlikte kenarlarda 2x2 şeritli tali yollarda eklendiğinde 30 m’lik mevcut köprü ve yollar 40m’ye genişlemiş ve toplamda 8 şeritli ulaşım aksı elde edilmiş olacaktır.

Üst geçit Santral bölgesinde ortadaki kanal ve genişleme alanıyla birleşerek doğal zemine bağlanacaktır. Üniversite bölgesinden inen araçlar şimdiki gibi 2 şerit inerken aynı zamanda ilave 2 şeritle transit devam edecek ve herhangi bir sinyalizasyona yakalanmadan Adalet Köprüsü  istikametine devam edecektir.

Aynı durum karşı istikamet için de geçerli olacaktır. Hemzemin yollar yine aynı şekilde çalışacak, Anıtpark – Adalet Köprüsü bölgesinde 2x2 olarak hizmet edecektir. Bu proje ile yolu daraltan ve defalarca ölümlü kazanın yaşandığı sağlık ocağı kaldırılıp önceki dönemde planladığımız şekliyle kısmen yol kısmen meydana dönüştürülecektir.

Santral bölgesinden kuzeye çıkan hemzemin yol 1x1 olarak yaklaşık 200 m yukarıdan 2x1 lik köprülü yolla birleşecektir. Hemzemin iniş şimdiki gibi 2x1 şerit halinde İnönü caddesine bağlanacaktır.

Transit geçişin en önemli faydalarından biri de yapımı planlanan Cedit Kentsel Dönüşüm projesine alternatif yol geliştirmesidir. ( Bu haliyle 1105 konutluk Cedit projesi tamamlandığında ilave gelecek en az 1500 araç hem Gazanfer Bilge Bulvarı’nı hem de İnönü Caddesi’ni tamamen kilitleyecektir) Mehmet Zekeriya ÖZAK Yüksek Mimar

**

 Anlayacağınız, çözüm önerileri ile şehirlere ait projelere dair düşünceleri olan değerleri, tecrübeleri görmezden gelmemek lazım.

 Çünkü bu şehir iki elin parmaklarının sayısı kadar insana ait değil.

 Sadece şimdi yaşayanlara da ait değil…

 Hülasa, Hz.Mevlana’nın da sözlerindeki gibi;

 “Ay vurmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene kabahati ne Ay'da ne Güneş'te ara. Gözlerindeki perdeyi arala.”

 “İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde ara. İçidir hakikatin resmi, dışı sadece bir manzara.”

 “Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok!”

 “Kula bela gelmez hak yazmadıkça, hak bela yazmaz kul azmadıkça.”